evrim alasya

dokuz eylül üniversitesi tiyatro bölümü'nden 2003 yılında mezun oldu. 1999 yılında pınar çocuk tiyatrosu ve sahne oyuncuları'na katıldı. lokomopüf, androcles ve aslan, mutluluk dağıtan eskici, mavi pullu balık, yel değirmeni, fırtına, ben bir kurbağayım, küçük kız ve yıldız, ayrılık, deli dumrul adlı oyunlarda oynadı. ıhlamurlar altında, gece sesleri dizilerinde ve muro filminde oynadı. oyun atölyesi'nin atinalı timon(2006) ve 7 şekspir müzikali oyunlarında oynadı.

müzikalin kitapçığına da şöyle yazmış;

''eğlenmeyi unuttuğumuz bir dünyada yaşıyoruz artık. oyun oynamayı, gülmeyi, dalga geçmeyi unuttuğumuz bir dünya...

sanki oyun oynamak sadece çocukların işiymiş, sanki çocukken oyun oynayıp büyüyünce oyun oynamak ayıpmış, sanki ciddi olmak önemli bir meziyetmiş gibi... neden?

biz oynadık, hem de doya doya. bazen gülerek, bazen ağlayarak, bazen mızıkçılık yaparak, bazen çıkarı olmadan kavga ederek, bazen doymamacasın bezen de annemizin bizi defalarca akşam oldu diye eve çağırmasına rağmen beş dakika daha oynayabilmek için mücadele ettiğimiz o anki coşkuyla oynadık. her şeye oyunla başlamadık mı zaten! gözü tok kim varsa hadi gelsin kara kışla fırtınayı saymazsa düşman müşman göremez bu oyunda hadi gelsin hiç merak etmesin.''

kaynak: oyun atölyesi.

aman allahım nasıl güzel kadın. nebahat çehre'nin gençlik halinin fotokopisi. ama ondan güzel. (evet 62 yaşında olduğum için biliyorum nebahat'in gençliğini). benim adım gültepe'de çok üstünde durmamıştım ama 2. bölümde kahvaltı masasını dağıtıp nazlı'yı yerlerde sürüdüğü yerlerde iyi oyuncu olduğunu da görmüş oldum. hem yetenekli hem güzel kadın az memlekette. kadrini kıymetini bilelim. sevelim,sevdirelim bence.

güneşin kızları adlı dizide güzel bir oyunculuk sergiliyor.

oynadığı dizide kriz çıkarmış. dizi ekibinin kuaförünü beğenmeyip kendi kuaförünü getirmek istemiş, masrafı da yapım şirketine yüklemeye çalışmış.
dizide de antipatik birini oynuyordu, kendini rolüne fazla kaptırmış görünüyor.

yönetmen kaprislerine dayanamayıp isyan etmiş, son çıkardığı krizle *ya o, ya ben* dedirtmiş. tatminsiz bir kişi, bir sürü insanın işine malolacak belki de.