fuzuli

1 /
aqua aqua
16. yy. divan şairlerinden biridir. nereli olduğu ve hangi tarihler arasında yaşadığına dair kesin bir bilgi yoktur. şiirlerinde her zaman hasret çekmenin, özlemle yaşamanın kavuşmaktan daha güzel olduğunu vurgular. halk arasında yaşayan ender divan şairlerinden biridir, hz. hüseyin'in türbesinde uzun süre türbedarlık yapmıştır. su kasidesi, leyla ile mecnun gibi bir çok eseri vardır.

su kasidesinden bir beyit:

âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem
yâ muhît olmış gözümden günbed-i devvâra su

günümüz türkçesiyle:

şu dönen gök kubbenin rengi su rengi midir; yoksa
gözümden akan sular, göz yaşları mı şu dönen gök kubbeyi kaplamıştır, bilemem.


bu da kendisiyle ilgili bir hikaye:

zamanında divan şairi ruhi ile aralarında şöyle bir olay geçer:

bir gün ruhi ile fuzuli sokakta yürürken uyuz bir köpek görürler. ruhi, fuzuli'ye sataşır:

- bu it burda fuzuli.

fuzuli altta kalmaz:

- vur kafasına kafasına çıksın kıçından ruhi.
siradisi siradisi
"söylesem tesiri yok,
sussam gönül razı değil." diye söz söyleyip insanların kendilerini anlatmada çektiği sıkıntıyı dile getiren usta divan şairi.
husatin husatin
ehli temkinem beni benzetme ey gül bülbüle
derde yok sabrı onun her lahza min feryadı var

aşiyanı mürgi dil zülfü peruşanundadur
handa olsam ey peri gönlüm senin yanındadır ...
peasklepios peasklepios
''bu gamlar kim benim vardır ba'irin başına konsa
çıkar kafir cehennemden güler ehl-i azab oynar''

demek olur ki:şu benim başımdaki gamlar,eğer bir devenin başına konulsa,kafir cehennemden çıkar,azab ehli gülüp oynamaya başlar.


'
gölgeningücü gölgeningücü
salt aşka aşık olan gönül insanı

şikayetnamesi de ünlüdür ve türk nesrinin temel taşlarından sayılır

üç dilde divan oluşturacak kadar alim bir şairdir..azerbaycan da onun adını taşıyan bir şehir vardır yanılmıyorsam
olric olric
16.yy.ın en ünlü divan şairlerindendir. azeri'dir, şiirlerini azeri türkçesi ile yazmıştır. divan edebiyatı'ın en güzel naat örneği olan su kasidesi'nin sahibidir. divan'ında gazel ve kasideleri dikkat çeker. aşk acısı, aşk acısından duyulan mutluluk ve beşeri aşktan ilahi aşka geçiş şiirlerinin ana temidir. aynı yüzyılda şairler sultanı baki ile beraber şiir tahtına kurulmuştur. i̇lk kez genceli nizami tarafından kaleme alınan leyla vü mecnun mesnevisi onun kaleminde başyapıt niteliği kazanmıştır.
eserleri:
+türkçe divan
+farsça divan
+arapça divan
+enisü'l-kalb(kalbin güzellikleri)
+hadikatü's-süeda
+leyla vü mecnun
+sıhhat ve maraz: tıp bilgisini sergilediği eseridir.
+beng ü bade: şah i̇smail ile ii. bayezid'i karşılaştırdığı eseridir.
ateşli koala ateşli koala
ya râb belayı aşk ile kıl aşina beni
bir dem belâ-yı aşktan etme cüdâ beni

az eyleme inâyetini ehli derdden
yani ki çok belâlara kıl mübtelâ beni

oldukça ben götürme belâdan iradetim
ben isterim belâyı çü ister belâ beni

gittikçe hüsnün eyle ziyâde nigarımın
geldikçe derdine beter et müptelâ beni

öyle zaîf kıl tenimi firkatinde kim
vaslına mümkün ola getürmek saba beni

nahvet kılıp nasib fûzûlî gibi bana
ya râb mukayyed eyleme mutlak bana beni


beyitinin yazarı. türkçe meali şu şekildedir:


tanrım, aşk belasıyla beni tanıştır
bir an bile aşk belasından uzak tutma beni

elinin bolluğunu dert isteyenlerden esirgeme
yani bir sürü belalara müptela et beni

ben olduğum sürece beladan dileğimi çevirme
çünkü ben belayı istiyorum, bela ister beni

sevgilimin güzelliğini gittikçe artır
bela geldikçe derdine daha beter müptela et beni

vücudumu onun ayrılığında öyle hafif kıl ki
hafif esen sabah rüzgarı bile ulaştırabilsin ona beni

kibirlilik edip fuzuli gibi bana
ey tanrım, bir an bile başbaşa bırakma kendimle beni
1 /