kimsesiz, zavallı.
garip
şaşırtan, tuhaf gelen şeyler için de kullanılır.
orhan veli'nin, melih cevdet ve oktay rifat'la çıkardığı şiir kitabının ismi ve devamında oluşan edebi akımdır garip. çağdaş türk şiirinde bir çığır açmıştır. "ölçü, uyak, imge, ses, müzik hiçbir şey sınırlayamaz artık şiiri" diyen orhan veli, kitaba manifesto niteliğinde bir önsöz yazıp, türk şiirinde yeni bir dönemi resmen başlatmıştır. gerçi sonradan o şiirleri beğenmediğini, şiirde ustalığın önemini ve artık güçlerini halk şiirinden aldıklarını da söylemiştir o ayrı...
yine de garip deyince büyük şair orhan veli ve yeni bir dönemi başlatan akım akla gelir ilk...
yine de garip deyince büyük şair orhan veli ve yeni bir dönemi başlatan akım akla gelir ilk...

#1380822 ·
· 45
öncülüğünü orhan veli, oktay rıfat ve melih cevdet'in yaptığı edebi bir akım. çıkış noktası şiire her türlü konun malzeme olabileceği düşüncesiydi. yer yer sembolizm, yer yer dadaizmi andırmakla beraber kendisine has ve gayet hoş bir üslubu vardır, alır götürür.

#1645520 ·
· 42
öykücü sadık yalsızuçanlar'ın, 'hicranlı aşk öyküleri' diyebileceğimiz, gönlü acıtan, son kitabının ismi...

#2162660 ·
· 102
düşlerini dirilt
hayatın her gece kendi ölümünü yasarken ..
sonkez olacakmıs gibi inanıp
ilkkez oluyormus gibi yasamak bazen ..
garip.. '' işte bunu hatırlıyorum .. ''
unuttugunu düşündüren neydi peki ?
sana gel dedigimde
kendimin gelemeyecek oldugunu biliyordum ..
öyleyse bu kavusmamız anlamına gelmiyordu
ben öylece yerimde
ayak seslerini duyuyordum
kalbinin atıslarına sagır ..
adımlarını görüyordum
bıraktıgın izlere kör ..
gecmiste bırakamadım işte
sen de geldin itiraz etmedin
hava ne soguktu ne sıcak
ellerimizde buz parçaları
hissediyor musun beni ..
yoksa bu kendi hissizligim mi ..
dudaklarını ısırtan sessizlikler
kanatan yalanlardan daha iyiydi biliyordum ...
gitmek gerekti sonra
uzak olan yer yoksa da
sadece gitmeyi de özler ya insan
bir yer olmadan duracagı
sadece gitmek ...
gidemiyorsun bazen de
umutsuzluklarınla kavrularak
imkansızlıklarınla tutusarak
acılarınla yanarak ...
durmaksızın oldugun yerde kanayarak ..
gidemiyorsun iste ..
''sonra''
dokunmak yaralı bir eylem
ellerini eskisi gibi sevemedim bu yüzden
ne zaman sevecek olsam
sevmeyi deneyecek olsam
yaraladıgın yanımı hatırlattın hep..
ellerini bir kez daha tutamazdım ...
herseyi yalanlamak kolaydı
hiçbirsey olmamıs gibi
herseyden olanca hızıyla kaçmak
ve ansızın bastıran yagmurda
boyaları akan bir biblo gibi
kendinle karsılasmak ...
ve uzaklasmak
herseyden
hatta kendinden bile
gölgenin seni tamamladıgı gibi
o an'ın içindeki senle tamamlanamamak ..
sürükleyen hayat
ve dalgalara bıraktıkca
bizden uzaklasmasını istegimiz birşeyleri
onlar yine aynı sularda
kıyılarımıza vurmuyor mu ....
kaçmak arzusu
kaçındıklarımız..
ve yalanladıklarımız olmuyor mu ..
saclarını kulak arkasında biriktiren inatcı küçük bir kız gibi
ertelediklerin ... rüzgar kendini hatırlattıkca devam ettigin ...
eksik ..
hep birseyler eksik
ne oldugunu tam olarak bilemedigin
ama sadece hissedebildigin
yarım yasanmıslıgı birseylerin..
sana 'yeiden tamamla' diyemem ki
ben bozmustum resmi
sen son parçayı koyacakken ..
bilemedik bu yüzden hiç
nasıl bir resmin içinde
sen ve ben .. ikimiz . . .
tenler, burusuktu arzular
karıstı içten içe yalnızlıklar
hayatımıza girdikleri ve çıktıkları anda sıkışıp kaldıgımız insanlar vardır ..
acı aşkın faizi olarak geri dönerken bize ..
o insanları izleriz bu kez uzaktan,
alısana dek gözlerimiz ...
kalbimiz acıdan uyusana dek ...
...onunla .. hiçbirsey yaşayamadıgınıza mı
yoksa,
yaşadıklarının hiçbirşey olduğuna mı üzülürsünüz en çok ? *
hayatın her gece kendi ölümünü yasarken ..
sonkez olacakmıs gibi inanıp
ilkkez oluyormus gibi yasamak bazen ..
garip.. '' işte bunu hatırlıyorum .. ''
unuttugunu düşündüren neydi peki ?
sana gel dedigimde
kendimin gelemeyecek oldugunu biliyordum ..
öyleyse bu kavusmamız anlamına gelmiyordu
ben öylece yerimde
ayak seslerini duyuyordum
kalbinin atıslarına sagır ..
adımlarını görüyordum
bıraktıgın izlere kör ..
gecmiste bırakamadım işte
sen de geldin itiraz etmedin
hava ne soguktu ne sıcak
ellerimizde buz parçaları
hissediyor musun beni ..
yoksa bu kendi hissizligim mi ..
dudaklarını ısırtan sessizlikler
kanatan yalanlardan daha iyiydi biliyordum ...
gitmek gerekti sonra
uzak olan yer yoksa da
sadece gitmeyi de özler ya insan
bir yer olmadan duracagı
sadece gitmek ...
gidemiyorsun bazen de
umutsuzluklarınla kavrularak
imkansızlıklarınla tutusarak
acılarınla yanarak ...
durmaksızın oldugun yerde kanayarak ..
gidemiyorsun iste ..
''sonra''
dokunmak yaralı bir eylem
ellerini eskisi gibi sevemedim bu yüzden
ne zaman sevecek olsam
sevmeyi deneyecek olsam
yaraladıgın yanımı hatırlattın hep..
ellerini bir kez daha tutamazdım ...
herseyi yalanlamak kolaydı
hiçbirsey olmamıs gibi
herseyden olanca hızıyla kaçmak
ve ansızın bastıran yagmurda
boyaları akan bir biblo gibi
kendinle karsılasmak ...
ve uzaklasmak
herseyden
hatta kendinden bile
gölgenin seni tamamladıgı gibi
o an'ın içindeki senle tamamlanamamak ..
sürükleyen hayat
ve dalgalara bıraktıkca
bizden uzaklasmasını istegimiz birşeyleri
onlar yine aynı sularda
kıyılarımıza vurmuyor mu ....
kaçmak arzusu
kaçındıklarımız..
ve yalanladıklarımız olmuyor mu ..
saclarını kulak arkasında biriktiren inatcı küçük bir kız gibi
ertelediklerin ... rüzgar kendini hatırlattıkca devam ettigin ...
eksik ..
hep birseyler eksik
ne oldugunu tam olarak bilemedigin
ama sadece hissedebildigin
yarım yasanmıslıgı birseylerin..
sana 'yeiden tamamla' diyemem ki
ben bozmustum resmi
sen son parçayı koyacakken ..
bilemedik bu yüzden hiç
nasıl bir resmin içinde
sen ve ben .. ikimiz . . .
tenler, burusuktu arzular
karıstı içten içe yalnızlıklar
hayatımıza girdikleri ve çıktıkları anda sıkışıp kaldıgımız insanlar vardır ..
acı aşkın faizi olarak geri dönerken bize ..
o insanları izleriz bu kez uzaktan,
alısana dek gözlerimiz ...
kalbimiz acıdan uyusana dek ...
...onunla .. hiçbirsey yaşayamadıgınıza mı
yoksa,
yaşadıklarının hiçbirşey olduğuna mı üzülürsünüz en çok ? *

#2351593 ·
· 45
bir edip akbayram klasiği...
hızlı hızlı giden yolcu, bu mezarda bir garip var
bak taşına acı acı, bu mezarda bir garip var
bu mezarda bir garip var
garip garip garip garip
kurumuş yeşil otları, toprak olmuş umutları
gökte mavi bulutları, bu mezarda bir garip var
bu mezarda bir garip var
garip garip garip garip
i̇zi bile yok dünyada, onu aramak beyhude
ne gezersin bu ovada, bu mezarda bir garip var
bu mezarda bir garip var
garip garip garip garip
gökler yüksek toprak derin, rüzgâr eser serin serin
senin olsun çiçeklerin, bu mezarda bir garip var
bu mezarda bir garip var
garip garip garip garip
etrafı ağaç dizili, vücudu toprak sızılı
taşı mahsuni yazılı, bu mezarda bir garip var
bu mezarda bir garip var
hızlı hızlı giden yolcu, bu mezarda bir garip var
bak taşına acı acı, bu mezarda bir garip var
bu mezarda bir garip var
garip garip garip garip
kurumuş yeşil otları, toprak olmuş umutları
gökte mavi bulutları, bu mezarda bir garip var
bu mezarda bir garip var
garip garip garip garip
i̇zi bile yok dünyada, onu aramak beyhude
ne gezersin bu ovada, bu mezarda bir garip var
bu mezarda bir garip var
garip garip garip garip
gökler yüksek toprak derin, rüzgâr eser serin serin
senin olsun çiçeklerin, bu mezarda bir garip var
bu mezarda bir garip var
garip garip garip garip
etrafı ağaç dizili, vücudu toprak sızılı
taşı mahsuni yazılı, bu mezarda bir garip var
bu mezarda bir garip var

#2390857 ·
· 42
bir ruh hali.
birinin sesindeki titreşim, diğerinin anlatamadığı.
yalnız kalmak istemek, ama yanınızdan ayrılmalarından korkmak.
garip işte.tüylerinizi ürperten ruh hali.
nefesinizi kesen.
önsezileriniz, ve önsezilerin mırıldanmalarına uyanan içinizdeki senarist.
ruh halleri havalar gibi.ve uzun mevsimler geçirmiş olmasına rağmen, insan gene de kestiremiyor hava değişimlerini.işte bütün mesele bu.
birinin sesindeki titreşim, diğerinin anlatamadığı.
yalnız kalmak istemek, ama yanınızdan ayrılmalarından korkmak.
garip işte.tüylerinizi ürperten ruh hali.
nefesinizi kesen.
önsezileriniz, ve önsezilerin mırıldanmalarına uyanan içinizdeki senarist.
ruh halleri havalar gibi.ve uzun mevsimler geçirmiş olmasına rağmen, insan gene de kestiremiyor hava değişimlerini.işte bütün mesele bu.

#2390934 ·
· 42
alışıldık olmayan, acayip, tuhaf durumları tanımlamak için kullanılan söz.

#3485868 ·
· 43
göksel baktagir üstadın hayal gibi 2 albümündeki nadide parçası. dinledikçe garipliği, yalnızlığı gelir insanın aklına.

#3971317 ·
· 25
kemal sunal ve nilgün saraylı'nın baş rollerini paylaştığı ve ayşecik'ten çok daha sevimli olduğu konusunda herkesin hemfikir olduğu fatoş'u canlandıran ece alton isimli minik bir kızın oynadığı komedi filmi. bakmayın minik dediğime film 1986 yapımı haliyle şimdi minik falan değildir.
komedi filmi dedik ama filmin dramatik yönleri de ağlatabiliyor izlerken.
beşiktaş'ı hayatının merkezine koymuş bir fakir bir adamın, zengin bir adamın sokağa bırakmaktan çekinmediği bebeğini bulmasıyla başlıyor film. burada bahsi geçen semt değil futbol kulübü beşiktaş. kızı büyütürken çektiği zorluklarla devam ediyor film. bir rüya sahnesi var mesela bir fenerbahçeli olarak beni çok mutlu etmedi. kendini futbolcu olarak gören kemal fenerbahçe'ye tam beş gol atıyor. tam altıncıyı atacakken bebeğin ağlamasıyla uyanıyor. çocuğa sen galatasaraylı olacaksın galiba diyor.
tabi her türk filminde olduğu gibi bu filmde de aşk var. çocuğu amcasına minnetini ödemek için sokağa bırakan genç kadınla yaşanan bir aşk.
dostluklar, mahalleli dayanışması, paragöz insanlar... velhasılı kelam güldürürken küçük bir sahneyle bir anda ağlatabilen bir film.
komedi filmi dedik ama filmin dramatik yönleri de ağlatabiliyor izlerken.
beşiktaş'ı hayatının merkezine koymuş bir fakir bir adamın, zengin bir adamın sokağa bırakmaktan çekinmediği bebeğini bulmasıyla başlıyor film. burada bahsi geçen semt değil futbol kulübü beşiktaş. kızı büyütürken çektiği zorluklarla devam ediyor film. bir rüya sahnesi var mesela bir fenerbahçeli olarak beni çok mutlu etmedi. kendini futbolcu olarak gören kemal fenerbahçe'ye tam beş gol atıyor. tam altıncıyı atacakken bebeğin ağlamasıyla uyanıyor. çocuğa sen galatasaraylı olacaksın galiba diyor.
tabi her türk filminde olduğu gibi bu filmde de aşk var. çocuğu amcasına minnetini ödemek için sokağa bırakan genç kadınla yaşanan bir aşk.
dostluklar, mahalleli dayanışması, paragöz insanlar... velhasılı kelam güldürürken küçük bir sahneyle bir anda ağlatabilen bir film.

#4734953 ·
· 25
"gar" ve "ip" kelimeleri gibi birbirine uzak iki kelime, ancak böyle "garip" bir sözcüğü oluşturabilirdi zaten!

#5019343 ·
· 25
el an kanalları dolaşırken samanyolu tv de gördüğüm ve kemal sunalı izlerken yüzümde tebessüm oluşturan film.
müzikleri ayrıca güzeldir.
müzikleri ayrıca güzeldir.
denize düşüp kurtarılmayı bekleyen manken.

#5947629 ·
· 24
aşık anlamına'da gelen bir sözcük.