go

1 /
chete chete
yeni başlayanlar tarafından genellikle amacı adam hapsetmek/almak/öldürmek olan bir oyun sanılan ama asıl amacı alan kapamak olan oyun.
chete chete
orta seviyede bir bilgisayar oyuncusu geliştirilemeyen oyun. bir süre sonra her şeye uygulanabildiği görülen bir felsefe aynı zamanda.
örnek: kantinde kızların oturduğu 4 masanın ortasındaki masaya oturmak imkansızdır.

(bkz: gerçek yaşamdan go örnekleri)
jellicle jellicle
haddim olmayarak go üzerine düşüncelerimi gireyim. oynarken yaşadığım ruhsal dengesizliklerin bir kısmı şudur:
go öğrenmeye başlayan insan, yetenekleri artıkça farklı hislere kapılır oyun sırasında. go üzerine söylenmiş bir sürü söz okumuşsunuzdur ama tahta üzerinde hepsini yaşarsınız ve gerçek oluverir birden bire her şey.
eğer size eğlenceli geliyorsa oyundur, size rahatlık veriyorsa hobidir. eğer sizi sinirlendiriyorsa bu go oyunudur. gerçektir bu. hatalarınıza normalden fazla sinirlenirsiniz. tahtaya ilk taşı koymadan önce, bomboştur alan. sizi sınırlandıran hiçbir şey yoktur. sizin kararınızla başlar her şey. yaptığınız her hatada kendinize kızarsınız bu nedenle. oyun bittiğinde de devam eder bu kızgınlık. kaldırımın üzerindeki çizgiler tahtaya dönüşür. nerede hata yaptığınızı ve kurtuluş yolu olup olmadığını düşünür durursunuz yürürken. sayfa üzerindeki cümleler anlamını yitirir. her harfe odaklanırsınız. harfler taşlara dönüşür. bir bakmışsınız ki oyunu düşünmeye başlamışsınız yine. yavaş yavaş kişiliğinizin tahta üzerinde açıkça okunduğunu anlarsınız. oyun stratejiniz değişirken, karakterinizde değişime uğrar. artık kendinize kızmak yerine,yapacağınız hamleleri düşünürsünüz sakince.rakibinizin akıllıca hamlelerine saygı duyarsınız ardından. hatalarınızdan ders aldığınız gibi, başkalarının tecrübesinden yararlanmayı da öğrenirsiniz böylelikle. tahta üzerinde hayatta kalmayı başardıkça, yaşamınızın kontrolünü de ele geçirme şansına erişirsiniz.
hayat gibidir go.sadece siz yoksunuzdur. başkalarının hareketlerine de göre şekillendirirsiniz kendinizi. engellerle karşılaştığınızı düşündüğünüzde, başkalarını ve sistemi suçlamak yerine kendinizin de bunun parçası olduğunuzu ve şartları değiştirme şansına sahip olduğunuzu fark edinceye kadar yenilir durursunuz.
karpin karpin
heryeri go tahtası olarak görüp, sofradaki tuz ve karabiber ve şekerliğin çatal ve bıçağı nasıl çevreleyebileceğini, bir sonraki bardak hamlesinin nasıl olması gerektiğini düşündüren oyun (yaşam tarzı)
jaga jaga
japonların çinliler'den daha çok önemsediği, önemi anlaşılan ülkelerde 6 yaşına gelen her çocuğa öğretilmeye başlanan oyun. satranç'ta olası değişik oyun sayısı 10 üzeri 120 iken; go'da 10 üzeri 761'dir. üstelik satranç'ta oyunun ilk 10 hamlesi genelde aynı olduğu için bu sayı daha da düşer. oyun sadece oynanarak bile çok şey öğretir. yeni başlayan birine 30 kyu verilir. bu 20, 10 derken 1'e kadar yükselir. daha sonra ve oyunu öğrendiği varsayılarak sho-dan denir. bu ilk siyah kuşak demektir. 7 kuşağa kadar yükselebilirsiniz. 8ve 9 ise dünyada az sayıya verilmiş bir ünvandır.
1 /