goodfellas

mafyanın acımasızlığını ve kaçınılmaz ihanetleri, cezalarını işleyen filmdir

13 yaşından beri mafya olmak isteyen henry*nin 1950lerden 1980lere kadar yaşadıklarını anlatan 1990 yapımı, 2.5 saatlik film. henrynin karısı rolündeki lorraine bracco oldukça başarılı bir karakter yaratmışken, bu filmdeki tommy rolüyle joe pesci oscarı kapmıştır.
film boyunca çalan müzikler klasikleşmiş 80lerin müzikleridir. konusu mafya olunca, robert de niro da işin içinde olunca ister istemez godfather serisi akla gelir.

"amerikan hukuku işte böyle muhteşem", "şöyle güzel böyle güzel" reklamı...

filmde joe pescinin oyunu kan donduracak kadar başarılıdır.

martin scorcese imzalı başrollerini ray liotta,robert de niro ve joe pesci nin paylaştığı defalarca izlenesi dahası sarsıcı bi film.öncelikle martin scorcese mafyayı gerçekci ve yalın bi dille anlatıor.filmde bi yandan mafyayı göklere çıkartıyor diğer yandan da eger bu kötü işleri yaparsan sonun böle olur görüntüsünü veriyor seyirciye.
robert de niro nun -what did ı tell you- repliği
ray liotta nın hastalıklı bakışları ve giydiği takımlar
ve joe pesci nin bıçakla adamı öldürme sahnesi..
filmi izlemek için yeterli nedenler...

martin scorsese'nin taxi driver filminden sonraki en iyi filmi olarak nitelendirilebilecek mafya konulu bir başyapıt. joe pesci'nin 1990 oscarlarında en iyi oyuncu ödülü alması ile beraber ray liotta'nın performansı da takdire şayandır. robert de niro için de zaten fazla söze gerek yok, muhtemel bir film koleksiyonunun başrollerinden biri de bu film olmalıdır.

her erkeğinarşivinde olması gereken bir film. bizzat gerçek bir hikayeden alınmış olması ise filmi çok daha vurucu yapıyo. mafyayı godfather gibi hafif yüceltmektense film daha yalın anlatmayı ve mesajlarını daha bir direkt "işte budur" gibi vermeyi tercih ediyo kısacası herkes özelliklede mafya filmi bağımlıları (ben ben ben!!!!) izlemeliler. ayrıca film bir yerde yarpılan oylamayla (neresiydi hatırlayamadım şimdi ) gelmiş geçmiş en iyi 2. mafya filmi seçilmiştir

bide filmde bir repliğe hasta olmustum filmdeki malum gansteimiz çocukluk çağında bu işlere daha tam başlamamışken şöyle bir laf ediyor "...hep onlardan biri olmak istemiştim çünkü onlar istedikleri gibi yangın musluklarının önüne park edebiliyolardı ve kimse onlara ceza kesemiyordu..."

(bkz: sıkı dostlar)

çok güzel ve konuyu çok iyi işleyen bir filmdir.şahsen mafyafilmlerini sevmesemde bunu çok severek izlediğimi söyliyebilrim.

hani bir söz vardır ya, 'iti öldürme korkut' işte tam da öyle bir şey;

ray liotta: sen inanılmaz birisin tommy. yani gerçekten çok komiksin, çok.

joe pesci: komiksin ne demek?

ray liotta: yani, komiksin işte bilirsin. yani sen komiksin bu komik bir hikaye, sen komiksin.

joe pesci: nasıl yani?

ray liotta: gerçekten.

joe pesci: konuşma tarzım mı? ne?

ray liotta: yani, sadece bilirsin, komiksin işte, bu komik, yani hikayeyi anlatış biçimin; herşey komik.

joe pesci: yani?

frank adonis: tommy sen yanlış anladın!

joe pesci: oooo anthony! o büyük bir adam, o ne söylediğini biliyor? ne söyledin sen? söyle bakim?

ray liotta: yani, ya...

joe pesci: ne?

ray liotta: şey, yani sadece komiksin.

joe pesci: dinle bak!

ray liotta: ne?

joe pesci: sana bi anlatayım şunu, nasıl olduğunu öğrenmek istiyorum. çünkü biraz sarhoş olabilirim, ama nasıl komiğim. yani bir soytarı gibi miyim. seni eğlendiriyor muyum. seni güldürüyor muyum? seni eğlendirmeye mi geldim buraya. komik ne demek? nasıl komik, ha?

ray liotta: yapma, sadece ben hikayeyi anlatış tarzını, yani...

joe pesci: yoo yo yo biliyorum, biliyorum. sen söyledin. neden, nerden bileceğim zaten komik olduğumu, sen söyledin. nasıl komik oluyorum, beni komik yapan şeyin ne olduğunu söyle bana. komik olan nedir?

ray liotta: aaaa kes artık şunu tommy lütfen, lütfen...

joe pesci: i̇şte onu kandırdım, onu kandırdım. serseri herif, nasıl da kandı değil mi? frankie! korkudan tir tir titriyor değil mi? bazan senin için kaygılanıyorum henry. soruşturma sırasında çözülebilirsin

...

içerisinde dram, komedi, korku, cinayet.. gibi birçok sahnenin bulunduğu bana göre bir başyapıttır. öyle izleyip atacağınız türden yani sıradan bi film değildir, tekrar tekrar kendini izlettirir. film scorsese nin bir başka filmi taxi driver daki gibi biraz ağır ilerlese de izlemeyi bırakamassınız bir sonraki sahnede acaba ne olacak diye merak edersiniz.

filmde goodfellas denilen bu 3 kişi sanıldığı gibi sıkı dost felen değildir, çıkarları için birbirleriyle iyi anlaşan 3 arkadaştır. ben de bu duruma çok şaşırdım can ciğer kuzu sarması olan 3 kişi hayal etmiştim izlemeden önce. robert de niro diğer bu tarz filmlerine göre daha geri planda kalmıştır diyebilirim çünkü yanında rolünü harika bir biçimde oynayan çıkaran 2 kişi daha vardır. zira bunlardan biri olan joe pesci filmde çok gaddar bir o kadar da komik olan bir karakteri oynamış oscarı sonuna kadar hak etmiştir. joe pesci nin filmdeki şu sahneyi izleyip de yarılmayacak kişi yoktur:

robert de niro'nun soygundan sonra pahalı şeyler alan ortaklarına hesap sorduğu sahne mükemmeldi en güzeli de,

-what did i tell you?

the sopranos dizisinin birçok değerli oyuncusunu bu filmde en tıfıl halleriyle görmek mümkün. filmde henry hill'in karısı karen, dizide tony'nin psikologu jennifer melfi oluyor, dizideki christopher moltisanti karakterini oynayan arkadaş filmde bizim elemanlara içki getiren spider adlı bir çocuğu oynuyor falan filan. daha da bir sürü var böyle ufak tefek rollerde gözüken. tabii bunların ikisinin de mafya konulu olması ve bu yüzden italyan kökenli oyuncuların ağırlıklı olduğu bir cast'a sahip olması bu benzerliğin normal karşılanmasını gerektiren bir noktadır.

filmde joe pesci'nin annesi rolündeki kadın aslında martin scorsese'nin annesidir ve hapishanede sosa fazla soğan koyan adam olarak da babası oynamaktadır.

filimin girişinde geçen "i always wanted to be a gangster.. to me being a gangster was better than being the president of the united states" cümlesi ile özetlenebilecek, imdb de 8.7 puan ile top10 sınırlarını zorlayan, godfather ve scarface den sonra en beğendiğim mafya filmi.

edit-imla