gulhane parkindaki ceviz agaci

sakil sakil
ben böyle insanlara kızmaktan çok acıyorum. bir insan sadece bir dine ve o dine inanan insanlara karşıt yazılar yazmak için bir sözlük hesabı alır mı? evet alanlar var. bir insan ne yaşamış olabilir de böyle bir işe girişir bilmiyorum. kendisi her neye inanıyorsa ondan akıl fikir diliyorum. herhangi bir şeye inanmıyorsa da kendi kendisini toparlamasını temenni ediyorum. bu hayat böyle geçmez sevgili kardeşim.
jack ecstein jack ecstein
valla nicesine rastladım bu hayatta tuhaflığın.

damacana sikmek çok sansasyonel algılandı ama mandal sepeti bile sikebilmiş bir insan olarak sallamadım. fakat sendeki bambaşka usta. vallahi bambaşka. çıkıp herhangi bir konuda sadece screenshotlarla, onları da işaretleyerekten, "alın, benim düşüncem budur" diyerekten ortama salman bambaşka bir hadise. "yazamıyorsam siktir et" diye bir motivasyon yerine "yazılmışı var ulan, işaretlediğim yerleri götünüze sokun" demek de epey yenilikçi bir tavır. interaktif sözlükçülük açısından en azından.
azwepsa azwepsa
batının yüksek medeniyeti ve insancıllığı ile yetişip bizleri eğitmeye çalışan bu yazarın yazdıklarını çoğu zaman anlamakta güçlük çekiyorum. dün de bir girinin altına bir yorum yapmış. ne dediğini anlayamadım. bir bilen, lisanını çözen varsa belki izah eder diye paylaşmak istedim.

dumrul anti-faşist değil mi? antifa'nın bundan haberi var mı? "aydınlanmacı bir değer" olan özgürlüğün mü tanımını değiştirmeliyiz? bir tuhaf liberaller nedir? kundaktaki piçiyle itlaf edilmesi gerekenler kim? katışıksız sünnetli nazi ne demek?


kızıl kurt kızıl kurt
siyasal i̇slam'a karşı olan duruşunu takdir ettiğim fakat siyasal islamın yanında türkiye'nin siyasal islamdan sonra da refahını ve varlığını etkileyecek küresel politikalarına da karşı olduğunu fark ettiğim bir arkadaş. tek ben mi böyle düşünüyorum diyordum ki başkaları da buna dikkat etmiş.

savunduğu tüm devletler, türkiye'yi erdoğan olmasa da bir kaşık suda boğmak isteyen, türkiye'yi erdoğan'dan önce de müttefik görmemiş aksine ab uyum sürecinde sürekli itirazlarla ve vetolarla türkiye'yi küstürmüş, kıbrıs türklerinin katledilmesine ses çıkartmamış ve türkiye'yi hep orta doğu'ya itmiş olan devletler. 3 dönem avrupa birliği i̇lişkileri dersleri aldım, eğitimini gördüğüm bir bölümün mezunu olarak yazıp çiziyorum; avrupa'nın belirlediği kalkınma politikalarını 60 darbesi, 74 ambargosu ve 80 darbeleri nedeniyle gerçekleştirememiş olsak da, fransa-yunanistan-bae'nin türkiye düşmanlığı siyasal islamla ya da erdoğan'la başlamış bir şey değil. hatta inanır mısınız sarkozy hükumeti öncesinde bile fransa türkiye'nin nato'da olmasından rahatsızdı. bae hakkında söylenecek zaten çok söz yok, bağımsızlıklarını osmanlı'dan kazanmış ve anti-osmanlıcı, anti-türkçü bir ideolojileri her zaman vardı, bu amaçla birleşik krallık desteğiyle kuruldular zaten. armut dibine düştü. yakın zamanda gerçekleşmiş doğu akdeniz krizi, silahsız olması gereken adaların yunanistan tarafından silahlandırılması ve asker çıkarılması, f-35 teslimatının iptal edilip paralarının da ödenmemesi ve paralara çökülmesi, türkiye'ye ait adaların işgal edilmesi, patriot hava savunma sistemlerinin kasıtlı olarak nato müttefiki olan ve hava savunması olmayan bir devlete satılmaması ise batılıların yaptığı diğer uluslararası hukuksuzluklar. bunların nedeni kısmen erdoğan'ın saldırgan dış politikası olsa da, asıl olay bizzat türkiye cumhuriyetinin varlığı. merkez sol bir lider olsa ve uluslararası çıkarlarımızı savunmak istesek olacak olanlar yine aşağı yukarı böyle olacaktı. ha fark eden şu olurdu, ''hep dıj güşlerin oyunu'' diyen siyasal islamcılar bu sefer ''cehape zihniyeti ve sol partiler ülkeyi yedi bitirdi, dolar oldu 8 tl'' diye ortalığı velveleye verirdi.

erdoğan hükumeti bundan 5 sene, hadi taş çatlasın 10 sene sonra bu ülkenin başından gider ki kimse ölümsüz değil, ne imparatorlar, liderler eskitti bu dünya ama türkiye'nin küresel çıkarlarını ve 100 sene sonrasını düşünmezsek bugün eleştirdiğimiz, yan gelip yatmış ve sağ ideolojilerin altında inlemiş dedelerimizden bir farkımız kalmaz, sonraki kuşak da aynı hakaretleri bizlere eder, suratlarına bakacak halimiz olmaz. bu yanlışa düşmemek ve baby boomerlar ve x kuşağının yaptığı hataları yapmamak için bilmediğimiz konularda bir şeyler yazarken dikkatli olmalıyız. şu anda öncelik olan mevzu 2023 seçimleri ve kısmetse hükumetin değişip liyakatlı kadrolarla eğitimin, hukukun, tarımın ve sanayinin desteklendiği yeni bir ekonomi politikası. önce içimizdeki sorunları çözersek sıra dışarıya gelir.
tonguç tonguç
herkes savunduğu fikirlerden, bu fikirleri ifade ederken yaptığı içerik şeklinden dem vurmuş.

oysa bende bilgiye aç, meraklı, farklı düşüncelerin sentezini yapan, kıyas ve eşleştirmeleri iyi yapan, okumayı seven, paylaşımcı, insancıl bir profil hissiyatı uyandırıyor.

kompleksleri yok, motivasyonu öfke değil, idealleri olan, fikri hür vicdani hür bir kalem.
1