deniz otobüsleri gelmeye başladıktan sonra yaptıkları dalga nedeniyle dar olan sahil şeridi bir anda yok olan bursa'nın mudanya ilçesine bağlı yerdir. pazar günü denize girmek için gelen günübirlikçilerin bu dalgadan habersiz olması nedeniyle terlik, telefon vb. eşyaları deniz otobüslerinin yaptığı bu dalganın kurbanı olmuştur. ayrıca bu nedenle sahil şeridinde gönüllü bir insan grubu oluşmuştur bir süre sonra. bu gönüllü insan grubu, ido geldiğinde deniz kenarında fütursuzca yatıp güneşlenen, yayılan insanlarımızı uyarma vazifesini üstlenmiştir. "alooo! birader toparlanın dalga gelecek!" şeklinde ki uyarılara kulak asmayanların çoğunlukta olduğu da dikkat çekmiştir ayrıca.(ana haber bülteni gibi oldu lan. dikkat çekmişmiş.). bu uyarıya aldırmayanlar, "ne var olm?! ne diyorsun sen birader!" şeklinde el kol hareketleriyle artistlik yaparken arkadan köpüren denizin kurbanı olurlar genelde.
yazın
kiremit iskelesinde ise kumla, armutlu vs. dolaşan hatta bazen adalar turu yapan dursun kaptan denen işkencesi vardır. tur saati gelince bu iskele, zorla bu tura katıldığı yüzünden belli olan adamlar ve "
böyle surat asacaksan hiç gitmeyelim" diyen kadınlarla dolup taşar. buradaki "hiç gitmeyelim!" ifadesi çok iyi bildiğiniz gibi gerçekten gitmeyebiliriz anlamında değil, "sıkıysa gitmeyelim de gör" anlamındadır. gitmek istemeyenleri anlıyorum da gezi sırasında kulağınızın ırzına geçen bir piyanist şantör, cangur cungur çene takırtısı varken ısrarla gitmek isteyenleri hiç anlamıyorum arkadaş.
bunun dışında nefes darlığı vb. şikayetleri olanlara doktorların önerdiği bir beldedir. bursa'dan mudanya'ya doğru giderken bir tepe vardır. bu tepeyi aştığınız anda havanın değiştiğini farkedersiniz. çünkü fark edilecek düzeyde farklıdır.