akşam gazetesinden efnan atmaca, aydın engin'in yazdığı halit kıvanç söyleşi kitabı için bakalım neler demiş büyük usta hakkında:
gazeteci, maç spikeri, sunucu halit kıvanç koltuğuna sığdırdığı karpuzları bir kitapta anlattı. kitap babıali'den trt'ye, gazinolardan şov dünyasına eğlenceli bir gezinti türkiye'nin televizyon tarihi biraz da halit kıvanç demek. çünkü hukuk fakültesi'ni bitirip kısa bir süre yargıçlık yaptıktan sonra medya ve şov dünyasına giren kıvanç 50 yıldır bu dünyanın değişmeyen ismi. trt'nin kurulduğu tarihten beri onu hep 'beyazcam'da gördük. ama kıvanç televizyon macerasının yanı sıra maç spikerliği yaptı, 13 yıl abdi ipekçi'nin milliyet'inde onun üç yardımcısından biri olarak çalıştı. daha sonra kendi deyimiyle 'mikrofon daktiloyu bastırdı' ve kıvanç defilelerden gazino programlarına, trt'deki canlı yayınlardan özel programlara kadar hep sesiyle, akıcı konuşması ve esprileriyle türkiye'nin karşısında oldu.şimdi de söz halit kıvanç'ın. aydın engin'in derlediği iş bankası kültür yayınları'ndan çıkan 'bir koltukta kaç karpuz' adlı söyleşi kitabında kıvanç 78 yıllık hayatının bilinmeyen yanlarının yanı sıra doğumuna şahit olduğu televizyonu ve şov dünyasını anlatıyor. 'abdi (ipekçi) eğer karşı tarafın fikri alınmadıysa o haberi dünyada koydurtmazdı. bu onun mesleğe damgasını vuran yanıydı. mesela abdi koyu bir galatasaraylıydı ama fenerbahçe ya da beşiktaş farklı yenmişse bu haberi en güzel nasıl gösteririz diye çırpınırdı.'· 'milliyet'in o dönemdeki başyazılarının 46'sını ben yazdım. imzasız... yani milliyet başyazarlığından emekli olduğumu ispat etmem imkansız. şahitleri çoktur ya...'· '8 haziran 1960 yani 27 mayıs'tan 10 gün sonra. ankara'da iskoçya ile milli maç var. maç saatine yakın askerler gelip beni aldı. spiker kulübesine girdim. yanımda iki subay oturuyordu. ayakta da iki asker. ama silahları sırtında değil, ellerinde.'· 'benim o zaman tanıdığım nazlı ılıcak pek iddialı görünmeyen bir hanımdı. mesela kahveyi hizmetçisi değil, kendi alıp bize ikram eden... sonraları haşin, atak, hatta söz düellosunda öne geçen bir 'politikacı-yazar oluverdi.'· 'maksim gazinosu'ndayım. ajda'yı arkadan da zeki müren'i sunacağım. zeki tatlı bir şekilde 'halit ağabey, iki kere niye yorulasın! ajda indikten sonra sahneye çıkarsın, önce ajda'dan bahseder, sonra da beni sunarsın' dedi. sadece kendisini sunmamı istedi.'· 'türkan şoray'ı sunuşlarım geldi aklıma. türkan heyecandan titrer: 'ay halit bey bana yardımcı olun' der elimi tutardı.'· 'assolist olarak bülent ersoy 'bey' olarak smokinle çıkardı. gece 12'den sonra ise cem karaca geliyordu. 1 mayıs marşıyla. halk saat 2'ye 3'e kadar onu dinlemek için bekliyordu.'· altan (erbulak) anlatıyor: 'halit on yaşına kadar konuşmamış. sonra kanarya suyu içirmişler. konuşmaya başlamış. şimdi ise ötmeyen kanaryalara halit kıvanç suyu içiriyorlar.'
gazeteci, maç spikeri, sunucu halit kıvanç koltuğuna sığdırdığı karpuzları bir kitapta anlattı. kitap babıali'den trt'ye, gazinolardan şov dünyasına eğlenceli bir gezinti türkiye'nin televizyon tarihi biraz da halit kıvanç demek. çünkü hukuk fakültesi'ni bitirip kısa bir süre yargıçlık yaptıktan sonra medya ve şov dünyasına giren kıvanç 50 yıldır bu dünyanın değişmeyen ismi. trt'nin kurulduğu tarihten beri onu hep 'beyazcam'da gördük. ama kıvanç televizyon macerasının yanı sıra maç spikerliği yaptı, 13 yıl abdi ipekçi'nin milliyet'inde onun üç yardımcısından biri olarak çalıştı. daha sonra kendi deyimiyle 'mikrofon daktiloyu bastırdı' ve kıvanç defilelerden gazino programlarına, trt'deki canlı yayınlardan özel programlara kadar hep sesiyle, akıcı konuşması ve esprileriyle türkiye'nin karşısında oldu.şimdi de söz halit kıvanç'ın. aydın engin'in derlediği iş bankası kültür yayınları'ndan çıkan 'bir koltukta kaç karpuz' adlı söyleşi kitabında kıvanç 78 yıllık hayatının bilinmeyen yanlarının yanı sıra doğumuna şahit olduğu televizyonu ve şov dünyasını anlatıyor. 'abdi (ipekçi) eğer karşı tarafın fikri alınmadıysa o haberi dünyada koydurtmazdı. bu onun mesleğe damgasını vuran yanıydı. mesela abdi koyu bir galatasaraylıydı ama fenerbahçe ya da beşiktaş farklı yenmişse bu haberi en güzel nasıl gösteririz diye çırpınırdı.'· 'milliyet'in o dönemdeki başyazılarının 46'sını ben yazdım. imzasız... yani milliyet başyazarlığından emekli olduğumu ispat etmem imkansız. şahitleri çoktur ya...'· '8 haziran 1960 yani 27 mayıs'tan 10 gün sonra. ankara'da iskoçya ile milli maç var. maç saatine yakın askerler gelip beni aldı. spiker kulübesine girdim. yanımda iki subay oturuyordu. ayakta da iki asker. ama silahları sırtında değil, ellerinde.'· 'benim o zaman tanıdığım nazlı ılıcak pek iddialı görünmeyen bir hanımdı. mesela kahveyi hizmetçisi değil, kendi alıp bize ikram eden... sonraları haşin, atak, hatta söz düellosunda öne geçen bir 'politikacı-yazar oluverdi.'· 'maksim gazinosu'ndayım. ajda'yı arkadan da zeki müren'i sunacağım. zeki tatlı bir şekilde 'halit ağabey, iki kere niye yorulasın! ajda indikten sonra sahneye çıkarsın, önce ajda'dan bahseder, sonra da beni sunarsın' dedi. sadece kendisini sunmamı istedi.'· 'türkan şoray'ı sunuşlarım geldi aklıma. türkan heyecandan titrer: 'ay halit bey bana yardımcı olun' der elimi tutardı.'· 'assolist olarak bülent ersoy 'bey' olarak smokinle çıkardı. gece 12'den sonra ise cem karaca geliyordu. 1 mayıs marşıyla. halk saat 2'ye 3'e kadar onu dinlemek için bekliyordu.'· altan (erbulak) anlatıyor: 'halit on yaşına kadar konuşmamış. sonra kanarya suyu içirmişler. konuşmaya başlamış. şimdi ise ötmeyen kanaryalara halit kıvanç suyu içiriyorlar.'