hatayi, asıl adıyla şah i̇smail, 1486'da doğmuştur.
erdebilli şeyh safiyeddin soyundan gelir. anasının babası olan
uzun hasan ölünce, i̇ran ve azerbeycan'da karışıklıklar çıkmış, şah i̇smail bu karışıklıklardan, ayaklanmalardan yararlanarak, dillerini konuştuğu, kültürlerini benimsediği "şii-alevi türkmen aşiretleri"ni çevresinde toplamış, 1502'de azerbaycan'ı ve irak'ı ele geçirmiş; kendisini şah ilan etmiştir.
böylece "şii-alevi"liği temsil eden. şah i̇smail, sünniliğin temsilcileri olan
yavuz sultan selim ile özbek hanı şiybani ile karşı karşıya gelmiştir. aynı zamanda şeyh de olan şah i̇smail, "şeyh"lik ile "şah"lığı da birleştirmiştir. bu "şii-alevi" kesimle, "sünni" kesimin karşı karşıya gelmesi, doğal olarak savaşlara yol açmıştır.
şah i̇smail, 1510'da merv'de özbek hanı şiybani'yi yenmeyi başarmış,
horasan'ı almış ama 1514'te birinci selim'in önünde
çaldıran'da yenilmiştir.
böylece başkent
tebriz ile
musul'a dek bütün irak'ı yitirmiştir.
bundan sonra da savaşlar sürmüş ise de, şah i̇smail, kurduğu devletin sınırlarını daraltmak zorunda kalmıştır.
şah i̇smail 1524'te
erdebil'de ölmüştür.
kendisinin hem aruzla farsça, hem de azeri türkçesiyle, türk halk şiiri gelenekleri doğrultusunda heceyle yazılmış şiirleri vardır.
hatayi'nin, edebiyat alanında asıl ünü, önemi, türkçe olarak yazdığı, halk şiiri geleneklerini yürüten şiirlerindedir. bu yanıyla anadolu'da büyük etkinliğini sürdürmüştür.
elbette, özellikle şii-alevi kesimler üzerinde.
hatayi, bu şiirleriyle anadolu'da şii-alevi'liği yayma amacında olan demeleri ve nefesleriyle güçlü, etkin bir ozan olarak kendisini kabul ettirmiştir.
"
dehname" adlı bir mesnevisi ve "divan"ı vardır.
"hatayi divanı"nı,
sadeddin nüzhet ergun derlemiş, yayımlamıştır..