bu sefer heckler koch firması silah ambargosuna dahil olmuş. anti-demokratik ve nato üyesi olmayan ülkeler ile antlaşmaları sonlandıracağını duyurmuş. ülkeler suudi arabistan, meksika, brezilya, hindistan ve şimdilik nato üyesi türkiye. neredeyse tüm leş ülkeler bunlar. yurt faciasımda kendine pay biç.
g3 piyade tüfeğinin tasarımcı firması heckler koch, dünyada üretilen her tüfekten lisans ücreti alıyor. tıpkı dünyada üretilen tüm bosch etiketi olmayan dizel yakıt pompalarından lisans ücreti alan bosch gibi. mesela, askerde üzerinize zimmetli g3'ün seri numarasını sorgula, tüfeğin hangi ülkede üretildiği yazar.
heckler & koch to stop doing deals with non-nato countries: dpa
frankfurt german arms manufacturer heckler & koch will no longer sign contracts to supply countries outside of nato's influence because it has beco...
reuters
bizim "milli ve yerli düfeemiz"in hangi oranda (ateşleme mekanizması) özgün bir tasarıma sahip olduğunu bilmiyorum. amarigayı yeniden keşfetmeden özgün bir mekanizma tasarlamışsak ne alâ. türkiye'nin politik gerilim taktikleri karşı tarafta yavaş yavaş "blöfünü görüyorum" şeklinde karşılık buluyor. hafif / ağır piyade silahları bir dereceye kadar. yoksa, keleş çakmasını afganistan'da da üretiyorlar. elbette tüfek, tabanca ambargosu bizi fazla üzmez. bizi üzecek şeyleri yakında görebiliriz.
firma, anlaşmalar için
alman hükumetinden
onay alamadığını belirtmiş. bizim asalakların kötülediği g3'ü pyd örgütüne de veriyorlar. bu açıdan almanya'nın pokitikasına hiç yabancı değiliz. burada bizden tarafa olan kusurlar, akılsızlıklar ve tutarsızlar önemli.
daha komplike yüksek teknoloji gereken platformlarda hala zorlanıyoruz. mesela, yurt dışı ihalelerinde atak helikopterini abd hükumeti motor aksamının teslimini onaylamadığı için için satamıyoruz. bu durumda yazılım ve bir takım elektronik aksam haricinde milli proje adı altında akuplaj yapıyoruz.
uçak, helikopter, tank gibi platformlarda maliyeti azaltmanın anahtarı, yurt dışına satılabilir olması. aksi takdirde yerli üretim, ekonomik olmaz ve ekonomide karadelik oluşturur. türkiye'nin kaza kırım ve savaş zaiyatları da hesaba katıldığında sayısal ihtiyacına (60 - 70?) göre yapılan harcama zararınadır. en az 200 - 300 adet satmak gerekir.
yerli tüm platformların tüm parçaların tamamını ürettiğimizi varsayarsak da durum değişmez. sovyetlerin çöküş nedenlerinden biridir de askeri harcamalardır.
silahlanmaya yönelik sadece araştırma bütçesi oldukça kabarıktır. mesela abd'nin silah araştırma bütçesi, beş avrupa ülkesinin askeri harcamasının iki katıdır. en azından küresel kriz ömcesi böyle olduğunu biliyorum. bu aklınızda bulunsun. yani, tek başına almanya bile kaynak ve sermaye bakımından abd'nin çevre ülkesidir. insan kaynağın olsa bile finans faktörü devreye giriyor. durum bu çomarların toprağa gömülü elli - altmış
fockewulf 190 uçağı efsanesinden daha kompleks.
hala teknoloji ve finans konusunda dışa bağımlıysan bu gerilimler kıçında patlar, elineki araçlar için götün götün yedek parça ararsın. almanya leopard tankı satmadığı için elimizdeki m-60 tankları israil'e verip modernize ettirdik (bkz:
sabra). astarı yüzünden pahalıya gelmiş.
savaşlar aynı zamanda kaynak yönetimidir. milli ordunu milli kaynaklarla donatıp, yurt dışı ihaleler ile mali olarak desteklediğin an zaten gelene geçene posta koyacak duruma gelirsin. böyle bir durumun yoksa adama ayarı hafif hafif verirler. şimdilik bu aşamadayız.
kıbrıs ambargosundan bugüne kadar kaç yıl geçti? elbette gelişim bir sözkonusu fakat onbeş yıllık akepe iktidarı sütesince ister kaynak, ister teknik açıdan bir sıçrama olmadığı ortada. çomarlar elbette bu durumları okumaktan aciz. canlı bomba olmak dışında taktik ve stratejik fikirler üretecek kadrolara sahip de değiller. şimdi tutturmuş yine "zalim esed" ulen daha dün şangay da şangay diyordun. tabii enişte ayarı verdi. bu gidişle türkiye paktsız kalacak. belki de islam ordusu kurulur, suudilere uşaklık ederiz.
ne diyelim, eldeki prototiplerle
zihinsel mastrübasyon yapmakla oy aldıkları sürece daha çok karşılaşırız bu haberlerle. yani f-35 projesi de pek umut vaad eden proje olmasa da en azından batı'da farklı alternatifler var. ordunun da her bakımdan teknoloji ve doktrin anlamında nato haricinde bir seçenek düşünmez. en basir milyem birimine kadar her standardını baştan aşağıya değiştirip tüm rütbe sınıfını asttan üste kadar bu değişime göre entegre edeceksin.
(bkz:
avusturya nın silah ambargosu)
(bkz:
avusturya nın türkiye ye silah satışını durdurması)
tekrar edelim, alman devleti onay vermiyor.