pek bir sessiz bir o kadar da ciddi geçmiş olma ihtimali yüksek çocukluk dönemi. ya da tam aksi çok çılgın bir gençti sonradan imana geldi. kim bilir...
hulkidir benim adım
hiç çıkamam cevizden
(
teoman'ın
istasyon insanları adlı eserinin melodi ve bestesiyle söylenmelidir.)
- hulki odanı topla demiştim oğlum..
- demek ki savınızı belirtirken argümanlarınızı yeterince sergileyememişsiniz efendim.
- hasbinallah, bu çocuk kime çekti bey?!
-hulki oğlum yatsana, gece yarısı oldu...
-sayın anne, burada gecenin ilerlemiş saatine karşın tv ile önemli bir konuda görüş alışverişi yapmaya çalışıyoruz, sense benim vaktimi çalıyorsun...
küçükken de top sakallı ve gözlüklüydü. "koç be koç" diye sırtına vuranlardan hiç hazetmezdi çünkü yapı itibariyle el hareketinden ve eşek şakasından hoşlanmazdı. hep sakindi
-hulki niye evden çıkmıyosun evladım?
-o top sakal çıkmadan şurdan şuraya gitmem
-hulki gel oğlum sofra hazır..
-valide hanım bundan sonra bana hulki demiceksin..sayın ceviz kabuğu diyeceksin..
-ayyy oros delirdi bu çocuk galiba..
-heyy eşşek sıpası seni!!bey koşşşş!!!bizim oğlan yine doğramış suratını senin jiletle.
+bırak onu eşşoğlueşşek bu yaşta sakal mı çıkarmış.
---görceksiniz muaa koyum,görceksiniz lannn,ver o jileti,banane banane banane.
aşağı yukarı şöyle bir şeydir:
tarih: 25 temmuz 1986... sağda can dündar, ortada londra'daki türk büyükelçiliği'nin basın müşaviri ahmet ersoy, solda ise hulki cevizoğlu.
alın teriyle kazanılan 1 liranın yerde bulunulan 5 liradan daha değerli olduğunu , kitap ve gazete okumadan geçirilen günün boşa gittiğini çocukluğunda öğrenmiş, onun yalancısıyım...