illüzyon

1 /
ali kamber ali kamber
fransızcada "ilüzyon" diye okunan kelimedir. "entelektüel"e "entellektüel" diyenlerin entelektüalitelerinden(!) kuşku duyanları göreve çağırıyorum. bu kelime "ilüzyon" şeklinde okunur, dolayısıyla "ilüzyon" şeklinde de yazılmalıdır. bu gerçeği yaymak sermet erkin'e boyun borcumuzdur.

tdk ile temaslarım sürüyor.
tuatara tuatara
bir çeşit algı yanılmasıdır. (diğeri hallüsinasyon)
fiziksel veya psikolojik sebepli olabiir.

uyarıcı nitelikleri, geçmiş yaşantılar, heyecanlar, korku ve şüpheler sık sık yanılmalar ile sonuçlanabilir.

fiziksel illüzyonlar her bireyde görülür, su dolu bir havuzu daha sığ görmek gibi.
psikolojik illüzyonlar ise bireye göre farklılık gösterir, sürekli arkadaşı tarafından kandırıldığını düşünen bireyin şişelere dokunduktan sonra bile ılık biranın kendisine kaldığını düşünmesi, veya kediden korkan birinin paçasına ayak ucuyla dokunulduğunda ortamda kendi olduğunu sanması gibi.
i love this game ulan i love this game ulan
kendisine mektup yazdığımdır.

***
naber kanka? bu sıralar çok revaçtasın. piyasa oldun.

ha bir de unutmadan;

adını yanlış okuyup yazıyorlar, ilizyon falan diyorlar be kanka...

hadi eyvallah.
***
kiya kiya
i̇nsanın anlayamadıkları, anladıklarından daha fazladır. devir ilerledikçe insanlık daha çok şey öğrenecek ama bununla birlikte, onun bilmediği, mucize zannettiği şeyler de bitip tükenmeyecek. belki de insanlığı yaşama teşvik eden nedenlerden biri de budur.

i̇llüzyonun tarihi antik dönemlere kadar uzanır. i̇lk dönemlerde bunu şamanlar, rahipler, aşiret başkanları çevredekilerin fikirlerini yönetmek için kullandılar. fakat yıllar geçtikçe i̇llüzyonun biçimi de, mahiyeti de, amacı da değişti ve isimlerini tarihe yazan birçok ünlü illüzyoncular oluştu. bunlardan biri de batı dünyasında büyük bir illüzyoncu olarak kabul edilen harry houdini dir.
pedagojik formasyon pedagojik formasyon
ellerle veya önünüzde kağıt falan varsa onla sağdan soldan kapatıyorsunuz koridor duvarlarını, koridor yavaşlıyor.
tam ortayı kapatınca hızlanıyor.


bana get him to the greek te russell brand ile "america's sweetheart" jonah hill'in koştuğu koridoru hatırlattı. jonah hill'in "it's kubrickian" diye bağırması ile aklımda kalmıştı. stanley kubrick koridoru (halısı, yer döşemesi, duvar kağıdı falan da) çok klasiktir. toy story de de aynı halının göndermesi var.
(bkz: #13863246)

dingonun ahırında yaşayan başçavuşun eşeği dingonun ahırında yaşayan başçavuşun eşeği
insanların kendilerini diğerlerinden farklı görmesidir. insanın kendini özel hissetmesidir. insanın bu dünyada; dağda yaşayan bir ayıdan ormanda yaşayan bir kaplandan hiçbir farkı yok. hepimiz aynı toprağa karışacak varlıklarız. ağaçlar kadar, yolda yürürken tekmelediğimiz taş kadar hakkımız var bu dünya üzerinde.

evimiz dediğimiz ama aslında dünyaya ait olan yere giren böceklere, karıncalara yaptığımız haksızlıktan daha büyük bir haksızlık yok.

bu dünyadaki en küçük varlıktan en büyük varlığa dek saygı duymak zorundayız artık.

varoluşundan kaynaklanan çileni bitirebilecek hiçbir şey de yok. sadece severek veya kendini adayarak hafifletebilirsin sancılarını.
1 /