im westen nichts neues

1 /
ceket yok pantolon verelim ceket yok pantolon verelim
erich maria remarque birinci dünya şavasında yaşadıklarından ilhamla yazdığı dünyada ilk savaş karsıtı roman olarak kabul gören romandır. filmede çekilen bu romanın tamamlayacısı olarak remargue'nin ölesiye yaşamak kitabını okunması elzemdir.

gerçi haşek'in aslan asker şvayk romanı savaşı ve egemen olan devletlü şevketlü kayzer düşüncesini mizahi olarak itin mabadine soktuğu içinde savaş karsıtı ve anti militarist bir roman olarak ilklerde olur ama bu kitapta eksik olan karamizahı karşılar. velhasıl kelam üşenmeyin üçünü birden okuyun işte seveceğinize eminim.
bastet bastet
"bu kitap ne bir şikayettir, ne de bir itiraf... sadece savaşın sillesini yemiş, aralarında mermilerden kurtulanlar olsa bile, yıkıntılarından kurtulamamış bir kuşağı anlatan bir denemedir."

e. m. remarque
bastet bastet
bu adamların bizim gibi onsekiz yirmi yaşında delikanlılar için başka türlü birer klavuz olmaları gerekirdi. olgunluk dünyası ile çalışma dünyası, görev, kültür, ilerleme dünyası ile gelecek ile bizim aramızda birer arabulucu olmaları gerekirdi. gerçi çok zaman onlarla alay eder, onlarla oyunlar filan oynardık, ama aslında onlara güvenimiz vardı. bizim gözümüzde birer yetke örneğiydiler. yetke sahibi olanların da bizlerden daha derin ve keskin kavrayışa sahip, olgun, anlayışlı kimseler olduklarına inanırdık.

oysa tanık olduğumuz ilk ölüm bu inancı kökünden sarstı. bizim kuşağın aslında onların kuşağından daha güvenilmeye layık olduğunu böylece anladık. onlar ancak süslü cümleler kurmakta ve kurnazlıkta bizden iyiydiler. işlemiş olduğumuz hatayı ilk bombardımanda anladık ve büyüklerimizin bize öğretmiş olduğu dünya, bu bombardımanın altında yıkıldı gitti.

onlar konuşup nutuk çekerek yazılar yazadursunlar, biz yaralananlarla ölenlerin arasındaydık. onlar vatan borcunun dünyada herşeyden üstün olduğunu söylemişlerdi. oysaki biz can çekişme acısının daha üstün olduğunu öğrenmiştik bile! ama sanılmasın ki bizler asiydik, kazan kaldırıcı, korkak, vatan hainleriydik! (onlar bu sözcükleri pek bol keseden harcıyorlardı.) hayır, vatanımızı biz de onlar kadar seviyorduk. savaşa yürekle, seve seve katılmıştık. ama yapmacıkla sahiciliği ayırd edebiliyorduk. gözümüz apansız açılıvermişti. böylece onların dünyasından ortada hiçbir şey kalmamış olduğunu gördük.

ansızın korkunç biçimde yapayalnız bulduk kendimizi. bu ateşten gömleği yapayalnız taşıyıp, bu çileyi yapayalnız çekmekten başka çaremiz yoktu.
feklavye feklavye
dünyanın en güzel savaş karşıtı romanlarından biridir.savaşın kötülüğünü daha 19 yaşında birinci dünya savaşı'nda savaşip gazi̇ olarak öğrenmi̇ş üstün bir kalemin elinden, yüreğiniz burkularak okursunuz. her satırında sizi savaş ve kahramanlık hakkında tekrar tekrar düşünmeye itecek ayrı bir detay vardır.
ryuzaki ryuzaki
savaşmaya gönderilen, güler yüzlü, hayat dolu çocukların ne hale geldiklerini en iyi anlatan roman.

kitaptan kesit içerir

biz genç değiliz artık. biz dünya'yı fethetmek istemiyoruz artık. kaçağız biz. kendimizden kaçıyoruz. hayatımızdan. on sekiz yaşındaydık; dünya'yı sevmeye başlamıştık, sevdiğimiz bu şeylere kurşun sıkmak zorunda kaldık. patlayan ilk mermiler kalbimize saplandı. çalışma, çaba, ilerleme kapıları kapandı bize. biz bunlara artık inanmıyoruz, biz harbe inanıyoruz...

kimsesiz çocuklar gibi bırakılmış, yaşlı insanlar gibi görmüş geçirmişiz; kabayız, üzgünüz savaş alanındayız. galiba mahvolmuşuz...

kitaptan kesit içerdi

genç yaşta savaşa gönderilen insanların ne hale geldiği daha iyi anlatılamazdı.
arturo bandini arturo bandini
herkesin okumasını şiddetle tavsiye ettiğim, savaşmayı rutin bir şey olarak gören günümüz insanının suratında tokat gibi patlayacak harika bir roman.
alle alle
oscar ödüllü filmede* senaryo olan kitabın girişinde aynen şu yazar:

"bu kitap ne bir şikayet ne de bir iltifattır. sadece savaşla yok edilmiş bir nesilden söz etmek istenmektedir... o insanlar bombalardan ve mermilerden kurtuşmuş olsalarda."

kitap ilk olarak gazetede yayınlanıyor, duruma göre kitap halinde basılacaktır. yayınlanır yayınlanaz gazetenin trajı bir anda patlar, okuyuculardan sürekli mektup gelir, ve ilginçtir ki mektuplarda savaşın aynen böyle olduğunu yazılmış bir çok okuyucu tarafından.

yaşar kemal bu kitap için "bugün de taptaze, bugün de her okuyucusu tarafından yeniden yeniden yaratılarak uyarıyor, direnme gücü veriyor" demiştir.
bismillahirahmanirahimof bismillahirahmanirahimof
''bir zamanlar o eski yaşama, o yerlere dönmek için nasıl özlem çekerdik! fakat artık çekmez olduk. bu özlem de eski hayatımızın, eski dünyamızın bir parçası oldu. o yerler hala bizim bir parçamızdı; biz de onların. ayrılmıştık fakat henüz kopamamıştık. oralara şimdi dönmek, ölmüş bir arkadaşın fotoğrafına bakmakla aynı şey. fotoğrafta arkadaşımızın yüzünü, ifadesini görür ve beraber geçirdiğimiz günleri anarız. ama karşımızdaki onun fotoğrafıdır.. kendisi değil!''
alameti farika alameti farika
sağlam savaş tasvirlerini içinde barındıran, bir grup gencin cephede savaşırken hayat ve savaş kavramları üzerinde değişen fikirleri ve yaşadıklarını anlatan kitap.
mösyö la bebe mösyö la bebe
sanırım bu kitap ın bu kadar ses getirmesinin nedeni yaıldığı zaman için önemli ve insanları şoke edici bir savaş eleştirisi olması.bunu oldukça yalın bir anlatımla yapmayı başarıyor.okunması gereken kitaplardandır.yine kitabı bu kadar anlamlı yapan nedenlerden biri yazarının gerçekten bu savaşa katılmış ve hem fiziksel hem ruhsal ağır yaralar almış olmasıdır.
silybum marianum silybum marianum
en sade, duygusuz tasvirleri içerir. hiç bir şekilde abartma yoluna gitmeden, kelime oyunları yapmadan açık ve net bir şekilde anlatıldığı için insana işte savaş bu dedirttiriyor. savaş romantik olmaz. olsa olsa bok gibi olur. patlayan, parçalanmış bedenler gibi, deniz anası gibi vıcık vıcık olur. korkudan çıldırtır. toprağı belki elinle, ayağınla, ağzınla kazarsın. ölen arkadaşının çizmesinde gözün kalır, gün gelir irinler bir kaba akıtılırken ölüm odasına alınırsın. bu kitabı sadece okuyun çünkü ancak okunduğunda katlanılabilir savaşa.
ayrıca tavsiye eden mantartipa ya kazanımım için teşekkürü borç bilirim.
1 /