instela yazarlarının itirafları

mtwelt mtwelt
kallavi bir darbede yıkılmayacak kadar güçlü, dokunsan ağlayacak kadar kırılgan hissediyorum. en son böyle hissettiğimde silah altına alınmıştım. hayırlısı.
msn var mı msn var mı
çok güzel kısmet açıyorum. bir tanesi sözlendi, diğeri evlendi, bir diğerinin de çocuğu var. içlerinden bir tanesi de yaşamayı hayal ettiğimiz şehre yerleşti.
wadaa wadaa
+istediğin yerde misin peki?
-eskiden burayı önerseler kabul ederdim büyük ihtimalle. baya uğraştım burası için bölüm değiştirdim falan. şimdi olsa o yaşına döneceksin tekrar soracağız deseler kabul eder misin etmem. hayat elimden gitmiş gibi hissediyorum ne adam akıllı aşık olabilmişim ne istediğim hayatı yaşayabilmişim. nankörlük etmek istemem ama bir genç gibi değil de ihtiyar gibi yaşamışım. en kötüsü de ne diye sorarsan tutkulu yaşamamışım ve bundan dolayı hiç tat alamamışım.
antik acılar pasajı antik acılar pasajı
yaylalara dönmek istiyorum. belki hayatta en çok istediğim şey budur. sobanın üstünde ıhlamur kaynasın, elma , mandalina kabuğunu sobanın üstüne bırakayım da kokusu odaya sinsin, hava buz kesince kuzineme odun atayım, bacam tütsün. sabah taze süt kaymağı için canhıraş bir yarış başlasın , ne bileyim her şey bu kadar basit olsun. mesela haftada bir çarşıya gitme gününü heyecanla bekleyeyim. dağlara bakıp iç geçireyim. uzaklar yakın, dağlar obalar evim olsun. ne bileyim. bu şehir hayatı, bu tantana, bu kurtlar sofrası, bu düzen. bazen insanların hayatıma bakıp imrendiğini hissederim , histir bu. ama güçlü bir his. oysa bazılarının hayali kiminin imtihanı olur. kimse anlamaz . nankör olursun hatta dile getirsen.

çok bunaldım sözlük. bu da böyle bir hayaldir. kim bilir belki, imkansızdır ama belki işte.
sophielerce sophielerce
en son ne zaman huzurlu hissettiğimi hatırlayamıyorum sevgili sözlük.
nasıl mutlu-huzurlu ya da rahatlamış hissedeceğimi unutmuş gibiyim, ne yapsam olmayacak gibi.
nasıl yapılacağını da unutmuşum sanki.
ne yaparsam iyi geliyordu diye düşünüyorum, yürümek iyi oluyordu diyorum, yürümeye çıkıyorum, yürürken eh işte gibi, idare ediyorum gibi, adımlarım yavaşladığı anda ya da durmayan zihnimi fark ettiğim anda tüm rahatlama meyilim de ellerimden gidiyor, kısır döngünün içine hapsolmuş gibiyim.
komsomolets komsomolets
ya sikeyim ben böyle varolduğumuz evreni.

şu an mesaide olmasam, ilk işim 50 lik cin şisesini gazete kağıdına sarıp sahilde berduşlar gibi içip içip "batsın bu dünya" diye martılara bağırırdım.