tekrar gelse ''ben geldim'' dese. ne yapacağımı bilmiyorum. sıkı sıkı sarılır mıyım ki ?
nasıl biri bu yaa dediğin insanın neden öyle olduğunu anladığın eşiği sevmiyorum.
kallavi bir darbede yıkılmayacak kadar güçlü, dokunsan ağlayacak kadar kırılgan hissediyorum. en son böyle hissettiğimde silah altına alınmıştım. hayırlısı.
çok güzel kısmet açıyorum. bir tanesi sözlendi, diğeri evlendi, bir diğerinin de çocuğu var. içlerinden bir tanesi de yaşamayı hayal ettiğimiz şehre yerleşti.
+istediğin yerde misin peki?
-eskiden burayı önerseler kabul ederdim büyük ihtimalle. baya uğraştım burası için bölüm değiştirdim falan. şimdi olsa o yaşına döneceksin tekrar soracağız deseler kabul eder misin etmem. hayat elimden gitmiş gibi hissediyorum ne adam akıllı aşık olabilmişim ne istediğim hayatı yaşayabilmişim. nankörlük etmek istemem ama bir genç gibi değil de ihtiyar gibi yaşamışım. en kötüsü de ne diye sorarsan tutkulu yaşamamışım ve bundan dolayı hiç tat alamamışım.
arabayla i̇lk kazamı kendi ayağımı ezerek yapmıştım.
ha birde ciddiye alamadığım insanlarla konuşurken onlardan kurtulmak için kurduğum bahanelerin hepsi gerçek olur. tam bir s.çma hikayesine dönüşür.
falanca erkek, falanca kadın, falanca insan başlıkları var ya... hepsinin altına geydir. yazmak istiyorum ama yazmıyorum.
abimin vakıfbank worldpuanlarını kullandım. hala fark etmedi ne zaman dayaktan kaçmam lazım bilmiyorum :)
yaylalara dönmek istiyorum. belki hayatta en çok istediğim şey budur. sobanın üstünde ıhlamur kaynasın, elma , mandalina kabuğunu sobanın üstüne bırakayım da kokusu odaya sinsin, hava buz kesince kuzineme odun atayım, bacam tütsün. sabah taze süt kaymağı için canhıraş bir yarış başlasın , ne bileyim her şey bu kadar basit olsun. mesela haftada bir çarşıya gitme gününü heyecanla bekleyeyim. dağlara bakıp iç geçireyim. uzaklar yakın, dağlar obalar evim olsun. ne bileyim. bu şehir hayatı, bu tantana, bu kurtlar sofrası, bu düzen. bazen insanların hayatıma bakıp imrendiğini hissederim , histir bu. ama güçlü bir his. oysa bazılarının hayali kiminin imtihanı olur. kimse anlamaz . nankör olursun hatta dile getirsen.
çok bunaldım sözlük. bu da böyle bir hayaldir. kim bilir belki, imkansızdır ama belki işte.
çok doğaüstü şeyler oluyor galiba görünmezim.
bu saatte uyanmaya daha ne kadar devam edebilirim… belirsiz.
en son ne zaman huzurlu hissettiğimi hatırlayamıyorum sevgili sözlük.
nasıl mutlu-huzurlu ya da rahatlamış hissedeceğimi unutmuş gibiyim, ne yapsam olmayacak gibi.
nasıl yapılacağını da unutmuşum sanki.
ne yaparsam iyi geliyordu diye düşünüyorum, yürümek iyi oluyordu diyorum, yürümeye çıkıyorum, yürürken eh işte gibi, idare ediyorum gibi, adımlarım yavaşladığı anda ya da durmayan zihnimi fark ettiğim anda tüm rahatlama meyilim de ellerimden gidiyor, kısır döngünün içine hapsolmuş gibiyim.
ya sikeyim ben böyle varolduğumuz evreni.
şu an mesaide olmasam, ilk işim 50 lik cin şisesini gazete kağıdına sarıp sahilde berduşlar gibi içip içip "batsın bu dünya" diye martılara bağırırdım.