iş arkadaşı

aynı işyerinde çalışan ve arkadaş olan insanların genel adı...

(bkz: iş yemeği)

arkadaşlığı iş sınırları içerisinde kalması gereken kişidir.

zaman içerisinde normal dostluğa terfi etmesi muhtemel kişi.aynı zamanda bazen zorunluluktan tersi de geçerli olur.

işiniz hem masabaşında, hem de sahada yürütülüyorsa; kanka moduna girmeniz muhtemel kişilerdir. zira şantiyede aynı evde takılır, birlikte yer, birlikte içersiniz. şanşlı iseniz; matrak, hoş sohbet insanlar ile karşılaşır; onları da itü sözlük üyesi haline getirirsiniz.
(bkz: smuredfath)

gününüzün çoğunu işte geçirdiğinizi düşünürsek gerçekten hayatımızda önemli yere sahipler eğer eğlenceli insanlar yaptığınız iş sizin için eğlenceye dönüşür

sabah işe gittiğiniz andan itibaren sizi; evi , huzurlu bir ortamı düşünmeye iten, işten soğumanıza, psikolojinizin bozulmasına neden olan, sabah yataktan kalkmama isteğine sebebiyet veren, sizi donuk, ruhsuz bir hale getiren kişi ve kişiler..

arkadaş kelimesinin ne kadar uyup uymadığı tartışılır. sizin ayağınızı kaydırmak için çalışan, kendi menfaati için sizi anında satan kişidir.
saf bir kişilikseniz arkanızdan dönenleri görmeden duymadan uzun süre çalışırsınız taki ortam sizi cin yapana kadar. cin bir şahsiyet olduğunuzda ise vay halinize çünkü artık herşeyi biliyorsunuzdur ama kişiliğiniz ve terbiyeniz bunlara cevap vermeye engel oluyordur. dişe diş kana kan size uygun bir çözüm olmadığından işinizden gün be gün nefret eder duruma gelirsiniz. patron da bu durumu görmemezlikten geliyorsa yavaş yavaş yeni denizlere yelken açmaya bakmak gereklidir.

- kimdi lan o gün yanındaki?
- iş arkadaşı yahu!!
- yeme bizi oğlum iş arkadaşıyla insan öpüşür mü?
- ...

sizi bir engel ve tehlike olarak algılayanları, bu yüzden de önce samimiyetle size yaklaşıp güveninizi kazanmaya çalışanları da vardır bunların. size yakın olmak için empati kurmaya çalışır. iş yerinde var olan saçmalıklardan bahseder. kendisi de o saçmalıklardan yakınır. sizinle aynı kanıyı paylaştığını beyan eder. durumla ilgili espriler yapar. gülersiniz.
sonra samimiyetle söylediklerinizi patrona bir bir öter. kendisi de konuşmuştur ama siz onu ispiyonlayacak karakterde bir adam değilsinizdir. bunu onlar da bilirler. bu yüzden hiç korkmadan saldırırlar.
delil ve kanıt bulabilmeniz çok zordur. çünkü patronla konuştukları araların da kalacaktır. patronların en sevdiği türden adamlardır bunlar. bunlar sayesinde işte olmasalar da her an işteymiş gibi olaylardan haberleri vardır. bir patron için bundan büyük nimet, dost ve müttefik yoktur.
bu adamların gerçek yüzünü bellediğiniz an zaten sizin için bir ömür yetecek kadar elinde kozu olduğunu da anlarsınız. iş yerinde dost edinebilmek zordur. paranın ve kapitalist düzenin var olduğu her yerde bu böyledir. bu adamlarla ilişkilerinizi doğrudan kesemezsiniz de sizin üstünüzde yer alırlar çünkü ve iş için gerekli bilgileri ve koordinasyonu sürekli sağlamanız gerekir. en önemlisi de patron haksızken bile onu savunacaktır. (bkz: ölümüne kankayız)
kendinizi zor durumda bırakmak istemiyorsanız iş yerinde son derece resmi ve ciddi durmak zorundasınızdır. ne olursa olsun fikirlerinizi kendinize saklamanız, kimseyle yakınlık kurmaya kalkmamanız gerekir. yaptığınız her türlü espri sizin aleyhinizedir. mümkün olduğu kadar az muhabbet edebilmek hatta mümkünse günaydın ve iyi akşamlar diyerek günü kapatmanız gerekir maalesef. başka türlü bu durumdan kurtulabilmek mümkün değildir.
böyle yaparsanız da başka türlü saldıracaklardır elbet. önce iş yerinde var olan durumlarla ilgili fikirlerini söyler, eleştirilerini yapar ve sorar:
-öyle değil mi?? (gülerek)
en ufak bir kafa sallar veya hı hı der onaylarsanız ellerinde kozları olacaktır artık. bir kere onay verdiniz ya kendi söylediklerini sizin ağzınızdan aktarmakta sakınca bulmayacaklardır. bu gibi durumlarda en iyisi politik olmaktır.
-ya ne yapacaksın, her yerde böyle işte, iş dediğin aksiliklerle dolu. yine şükredelim bizim şirketimizin içinde bu tür aksilikleri giderebilecek yetenekte birbiriyle uyum içinde çalışanlar var. halledilmeyecek problemler değil…falan demeniz gerekir.
bu kozu da eline vermediniz mi bu kez patronla değil de diğer çalışanlarla aranızı açmaya çalışacaklardır.
önce ne kadar soğuk bir adam bu hiç arkadaş canlısı değil, hiç konuşmuyor. kendini üstün görüyor bizden de ondan bizi beğenmiyor. (bkz: beni beğenmiyor musun)
siz diğer arkadaşlarınızla samimi olsanız, bu adamla aranıza mesafe koysanız da özelikle aynı ofiste çalışıyorsanız konuştuklarınızı dinleyecek ve yine ispiyonlayacaktır. (gözleri dört döner götünde bile kulağı vardır bu ibnelerin.)
yapılabilecek en etkili savunma yöntemi ise dişe diş, kana kan, çivi çiviyi söker mantığıdır. sizde puşt olursanız; patronla aranızı yapar; gerekli istihbaratı rapor ederseniz, deli deliye ilişmez buluşmaz mantığıyla gül gibi! geçinir giderisiniz.
sizi puşt olmaya iten adamlardır bunlar. bir kitapta bu durumla ilgili, tam olarak hatırlayamasam da şuna benzer bir şey okumuştum:
bu hayatta efendi ve namuslu yaşamaya çalışmak, porno film endüstrisinde, ayşecik rolünü üstlenmeye benzer. ayşeciği s.kerler

senelerdir aynı ortamı paylaştığınız biri ise bu kişi artık iş arkadaşı olmaktan çıkmış kankalığa doğru adım atmıştır. bekarlığından, flörtüne hatta evliliğine giden bu zaman diliminde her şeyinden haberdar olmuşsunuzdur. sadece kişilere bahsederken o sizin iş arkadaşınızdır. yoksa; normalde kardeşiniz, arkadaşınız, her şeyinizdir.

sizden yaşca büyük olanlar da çıkar karşınıza. ilk gördüğünüz zaman; "ne kadar ukala, sohbetim olmaz" gibilerinden önyargılı davransanız da daha sonraları sizin hayatınıza renk getirecek ve onsuz da olamayacaksınızdır.

birde olmaz olasıca iş arkadaşı modeli vardır ki evlerden uzak olsunlar mümkünse! yüzünüze gülüp arkanızdan kuyunuzu kazmaya çalışır bu tip. patrona gider bin türlü konuşur durur. bu arkadaş olarak adlandırılan tarzdan uzak durmak ve yüz-göz olmamak sizin hayrınıza olur.

tam hayallerinizdeki biri gibi olması insanı çok zor durumlara sokabilir.

(bkz: iş arkadaşı ile yatmak)

benim için,

bu soğukta klimayı
a) -2481 dereceye ayarlayan menopoz teyze,
b) +53415 dereceye ayarlayıp iş yerindeki hatunların sıcak dolayısıyla tişörtle oturmalarını zevkle izleyen andropoz amcadır.*

arada kalan tuna kiremitçi ve iclal aydın çakmaları ise yapılacak bir ton iş varken pencereden gözlerini devire devire yağmuru* seyretmekte,
benim gibi nevrotikler ise onlara ters ters bakıp bunları sözlüğe yazmaya çalışmaktadır.

kırırım ofisinizi!

ev haşerelerini (hamam böceği hariç) bile öldürmeye kıyamasam da, onu adam tutup dövdürmemin akabinde yüzünü yara bere içinde görme haylaleri kurduran şahsiyet olup, onun yüzünden sabah relax çay içmeye başlamıştım.
ama artık alıştım rol yapmaya hahaha diyerek yaptığı aptal esprilere güler gibi yapmayı, hayat görüşü hakkında konuşurken sadece dinlemekle yetinen üçüncü şahıs olmayı ama içimden ' yaa sen nasıl adam oldun? bu adamlar seni nasıl dinliyorlar? ' diye geçirerek pasif jimnastik yapmama neden olmuştur/ olmaktadır. başka bir eşi yoktur ve olmayacaktır, bu yüzden maalesef unutulmayacaktır nezdimde.

zamanla aşka dönüştürülmeye çalışılan ilişki çeşitleridir. her daim fantezilere konu olmuştur.