iş hayatının kattığı deneyimler

yeri gelir sert yeri gelir aile ortamı gibidir giderek alışırsın belki kopamaz belki tiksinirsin ama iyi veya kötü her zaman biseyler katıp her şekilde olgunlaştırır.

insanlara her zaman güvenmek yerine öncelikle inceleme, sorgulama durumudur. birde stresli, zamana karşı yarıştığınız bir işdeyseniz anlık karar verme özelliğiniz gelişiyor.

iş hayatı başlığında da detaylıca irdelenmiş edinimler. aslında bence burda daha detaylı irdelenmesi daha iyi olur. ne diyom lan ah ah!!

dünyanın gerçekte nasıl bir sistem üzerine döndüğünü, işin içine finansal meseleler girince bütün manevi değerlerin ticari meta haline geldiğini, freud'un "insanların vahşi dürtüleri derinlerde hala duruyor ve fırsat bulunca ortaya çıkar" tezinin ne kadar doğru olduğunu; para, mevki ve menfaat uğruna insanların birbirini nasıl yediğini öğretir, iş hayatı.

dünyaya bakış açınızı değiştirir. hayatın ve kaliteli görünen insanların aslında içten içe ne kadar berbat olduğunu gösterir.

"gençliğinizin kıymetini bilin" cümlesini çok duymuştunuz, değil mi? hevesiniz kaçmasın diye kimse söylemedi size: gerçek sebebi buydu.

her işi yaparımcı olma. çünkü hiçbir işten anlamamcıların üremesine en elverişli ortamı oluşturursun ve görev dağılımının adaletsizliğinden yakınıp durursun.

işin başka dostluğun başka olduğunu öğretir kendi saflığınızı açık yönlerinizi yanlışlarınızı görmeyi öğrenirsiniz insanlarla iletişimlerinizde daha farklı rollere bürünürsünüz kaçmak için yerler ararsınız veyahut küfür lugatiniza yeni kelimeler eklenir her türlü şeyi yaşayabilirsiniz ortamda veya sıcak ortamlarda bulunabilirsiniz değişik tutkular keşfedebilirsiniz iş tarzına göre kattığı deneyimler değişebilir veya sadece oraya buraya gittiğinde etiket yapıp kaç beğeni aldığıyla hava atan telefondan şeker oyunu oynayan bi tip olup çıkarsınız veya tam tersine felsefeci birisi olabilirsiniz çok yoruluyorsanız cimri olabilirsiniz ben o parayı kazanmak için bir günümü verdim 2 saatte hepsini harcayamam gibi düşünebilirsiniz sonuç mu hem zor hem güzel değişik be.

kazık yiyerek kazık atmayı öğrenmektir öncelikle.

hiç kimseye güvenme.bayanların çok oldugu banka gibi ortamlarda isen sanılanın aksine bayanlara aşırı mesafeli ol.ihtiyatı elden bırakma.iş yerinde sigara içiyorsan bırakmaya çalış,çay molası verip dedikodu yapma.her işyerinde gereksiz boş tipler vardır fazla samimi olma resmi davran genelde senin kuyunu kazan tipler bunlardan çıkar.çalışma saatleri dışında halı saha maç ya da oyun gibi aktivitelerle iş yeri arkadaşlarınla görüşme.

insan ilişkilerinde çıkarın önde olduğu ortamda hayatta kalmayı öğrenirsiniz.
sonunda da özel hayatınızda bayağı bir temizlik yapabilirsiniz.

i̇nsanlara tahammül etme, esneklik, diplomatik olma…

i̇nsanlar menfaatleri peşinde koşan canlılardır. bunun dışındaki önermelerin tümü laf-ı güzaftır.

acımasız ol yeter ancak insanlıktan çıkmadan.

nabza göre şerbet verin, herkesle samimi olmayın. problem yaşamazsınız zaten. yoneticiyseniz otoriterligin tonunu iyi ayarlayın. çok otoriter bir görünüm sergilemekte, yumusak görünmekte takiminizin performansını düşürebilir.

i̇ş hayatı bana insanları ve çeşitli psikolojik vakaları tanıttı, adeta bir okul gibi.
her gün yeni şeyler keşfettim sonuç tabii ki şeytanın bale pabucu.
aslında tanısanız melek gibiyim, namazında niyazında gel gör ki insanlar beni çıldırtıyor artık. ne diyeyim zor.

bi zikim anlatmayacağım. çünkü yaşayarak öğreneceksin. hadi şimdi ziktir git!