kadercilik yapmadan kaderi tanımlamak istersek şunu söyleyebiliriz: kader, yaşadığımız ve yaşayacağımız her şeydir.yaşadıklarımızda ve yaşayacaklarımızda kısaca hayatımızda başımıza gelen olaylarda ve içinde bulunduğumuz durumlarda her şey bizim elimizde olmayabilir ama en azından bize bağlı olan bazı kısımları ,doğal olarak, bizim elimizdedir.örneğin başımıza kötü bir şey geldiğinde her zaman bunu önceden engelleme, buna karşı tedbir alma olasılığımız olmasa da bu olayı nasıl karşılayacağımız her şekilde bizim elimizdedir.işte bu aşamada kaderi ikiye ayırmak mümkündür.yaşadıklarımız ve yaşadıklarımıza verdiğimiz karşılıklar.hayatımız da zaten bu ikisinin sonucunda belli bir şekil alır.
(bkz:
cüz i irade)
(bkz:
külli irade)
genelde derler ki yaşadıklarımız ne olursa olsun önemli olan bizim kendi irademizle yaptıklarımızdır.yani kaderinizin nasıl ilerlediği önemli değildir.önemli olan iyi ya da kötü bir şekilde kaderinizin sizin tarafınızdan çizilip çizilmediğidir.bir insan eninde sonunda kendi seçimlerinden sonuçlanan hatalarını affedebilir ama kaderini kendi akışına ya da çevresindekilere bırakacak olursa bu çok kötü durumlar doğurabilir
* *.sonuçta siz elinizden geleni, doğru bildiğinizi kendi iradenizle yaptıktan sonra gidişatın ne olduğu pek de önemli değildir çünkü siz karşınıza çıkan her aşamada kendi istediğiniz seçimi yapmışsınızıdır ve ortada pişmanlık duyulacak bir şey yoktur.işte tam böyle durumlarda işler iyi gitmiyorsa
kader utansın lafı ortaya cuk oturur. bu şekilde düşündüğümüz zaman aslında neticeye değil haticeye bakmış oluyoruz.
dikkat edilmesi gerekli olan bir diğer husus ise kader kelimesinin daha çok kötü durumlarla karşılaşıldığında vurgulanarak kullanıldığıdır.bu bir çeşit avuntudur.kişi iyi şeyleri çoğunlukla kendisine mal etmeyi bilir ya da bu iyi şeyin kendinden bağımsız bir şekilde vuku bulduğu aşikar ise
kaderde bunu görmek de nasipmiş diyerek yine kader kelimesine başvurabilir.
neyse efendim.şahsi fikrim kader kelimesini sık kullanmanın pek doğru olmadığıdır.hatta bu kelimeyi ağzından düşürmeyen insanlara acıdığımı da itiraf etmeden geçemeyeceğim. kullanırken bile insanı kaderciliğe itebilecek bir sözcüktür bu kader.