kadın erkek ilişkileri üzerine ahkam kesmek

atlantisten gelen mühendis atlantisten gelen mühendis
aslında benim istediğim başlık şöyle olacaktı, ama malum sebepten dolayı olamadı; "kendi ilişkisi bok gibi olduğu halde, başkalarının ilişkileri üzerine ahkam kesen kendini bilmez."

önce tanım: son derece gereksiz bir eylem.

benim en ifrit olduğum tipler, başkalarına öğüt veren ve ben olsam şöyle yaparım, böyle yaparım diyenler.

mesela, birisinin kocası bir halt işler, öbürü hemen, "ben olsam, hemen boşanırım." der, hey allahım sanane a.q. kolay mı lan öyle boşanmak? senelerini vermişsin, iyi günler, kötü günler geçirmişsin, bir hata yüzünden yorganı yakacaksın.

"bir de ben asla aldatmam" diyen tipler olur ki, götümle gülerim onlara. ne demek kardeşim ben asla aldatmam, uygun zemin ve şartlar oluştuğunda öyle bir aldatırsın ki, inanamazsın, ortada öyle bir olay olma ihtimali yokken, atıp tutmak kolay. öyle bir aldatırsın ki, eve döndüğünde, ne yaptığın aklına gelir.

bir de, başkalarının ilişkileri hakkında konuşanlar olur, yok o evliymiş, beriki bekarmış, öteki boşanıkmış, ulan aşk bu aşk dalaylama, evlisi, bekarı, yaşlısı, genci mi olur?

bir de allah'ın işi, illaki bu boru boru ötenlerin başına da, bir şekilde bu şekil normlara aykırı bir aşk olayı mutlaka gelir, o zaman da cevap hazırdır; "şekerim, bizimki çok farklı ama, biz aşığız." iyi de öküzcan, öbürü neydi?

diğer insanları niye töhmet altında bırakıyorsun, yani demem o ki, siz siz olun başkalarının ilişkileri hakkında yorum yapmayın.

şimdi burada ben de öğreten adam gibi, nasihat etmiş oldum ama amaaan olursa olsun ne yapayım. yaşlılık işte.
dalgalandım da duruldum dalgalandım da duruldum
en sevdiğimiz iş. yok aşk ayrıyken eksik kalmak, yok sevgi bütünü tamamlamak, yok şu yok bu. hiç bitmez bu tanımlar. yok öyle diyorsa aslında budur, yok seviyorsan konuş... hiiç bitmeyecek, eskimeyecek konu.her yerde hem de msn'de kişisel iletilerde, facebookta, burda, her yerde.
rana dalmatina rana dalmatina
sevgilisinden bir yıl içinde bindörtyüzaltmışbeşkere ayrılmış bir arkadaş size ilişki koçluğu yapmaya çalışyorsa onu dinlemeyeceğinizi zaten bilirsiniz ama o yine de konuşur taktik verir ilişkiler hakkında. aman şu şöyledir aman bu böyledir. şunu yaptığında şöyle bir sonuç ortaya çıkar bunu yaptığında böyle bir sonuç ortaya çıkar bik bik bik. yani kendi ilişkileri berbat giden insanlar neden ilişki koçluğunu kendilerine ulvi bir görev olarak addederler merak ederim.
yazma meraklısı bir mavi çoraplı yazma meraklısı bir mavi çoraplı
sıklıkla yaptğım saçmalık. evet saçmalık çünkü bile isteye yapmıyorum.
karşıma ağlak bir aşık geldiğinde nevrim dönüyor engel olamıyorum yalnızca. "yüz verme şu puşta havaya girdi, her dediğini yapma!!! giderse gitsin bizde kıçına teneke bağlarız..." demekten kendimi alamıyorum bir türlü.
şapşalca ama evet bu benim...
düzgün bir ilişkim var mı? düzgün ilişki normlarınıza uymam gerekecekse bok gibi olanını alayım.
ınvalid username ınvalid username
evet, bu konuda biraz ahkam kesesim geldi.
karşımdakine güvenmek istiyorum lâkin kendime olan güvensizliğim o kadar baskın ki, fırsatı ona bırakmıyorum; önce güvenilmez ben oluyorum. keza, o da benden farklı değil.

bu noktaya gökten inmedim. birbirimizin topuklarına sıka sıka böyle âmâ olduk.

dolayısıyla başımız dik! ciddi ilişki mi? gayya kuyusundayız hep birlikte.
ctrlaltdelete ctrlaltdelete
herkesin farklı deyeyimleri vardir elbette, lakin benim haybemde kalana gelirsek. en akılda kalıcı ve unutulmaz ilişkiler en sıradışı ve apansız başlayıp bitenler oldu. sıradanlığın girdabından çıktığınızda tuttuğunuz dal hayat kurtarıyor...
topalkırkayak topalkırkayak
doğru kanalı yakalayıp, bunu satın alabilecek kişilere pazarlayabildiğiniz anda üst limiti olmayan bir iş koludur. ne kadar para kazanacağınız, tanıştığınız insanlara ve sizin ikna etme kabiliyetinize kalmış. işin en güzel tarafı herhangi bir eğitiminizin olmasına da gerek yok. isminizin bir tarafına ilişki uzmanı yazdınız mı tamamdır.
purge me purge me
çok bıktırmıştır tabi aynı tespitlerin zaman içinde tekrarlanması ama hala iyidir bu ahkamlar. farklı olanlar olabiliyor not alıyoruz onları kafaya.

hatta benim cümle girişinde yaptığım analiz bile 500 kere yapıldı ve usandırır internette fazla zaman geçiren kimseleri.

ben böyle bir kısır döngüde giderken birden bir ampül yandı kafamda geçtiğimiz yıllarda. tespitlerin "sıkması" ahkamların, "uzaktan konuşması kolay, başına gelince farklı olur" diye algılanıp iplenmemesi zaman ve dönem şartları ile ilgiliydi.

oha dedim bunu düşününce. ortalama 80 yıllık ömürde, demek bu yüzden sıkıldım ben vay amına koyim dedim kendi kendime. (bir şey keşfedince iç sesim mutlaka küfürlü fısıldar, sjw kardeşlerimizden özür dilerim).

2150 yılında ahkamlar belki bambaşka bir boyut kazanacak, ohaaa dedim. o an aklıma örnekler de düşmeye başladı.

anna karanina şimdi yaşasa intihar etmezdi mesela. "kimsenin hayatına kimse karışamaz taam mı!!!" diye tweetler atıp 3-4 rus soylusu ile daha sikişip, 3 çocuk daha yapardı sdjfkh. mahkeme çocukları anna"ya verirdi. yüzde 90"ı meriç olan osbirci takipçilerinin övgüleri ile leningrad"da yaşamını sürdürürdü. o dönem, anna hocamı eleştiren cemiyet eşrafı, "sen bir bireysin anna, hürsün" falan derdi. çünkü dönemsel şartlar düşünme biçimine direkt olarak etki eder.

yoksa canım, bu ahkamların temelinde, ilkçağdan bu yana hep hayvani güdüler kadının-erkeğin genlerinde olan korunma ihtiyacı ve üreme dürtüsü falan vardır.. bir de toplumun kültürel gelişimine ayak uydurma gayesi vs vs. bunlar hiç değişmez, sadece bakış açılarımız değişiyor.

80 yıllık ömür dediğim ortalama sürede bile her 20-25 yıla bir büyük değişimlere bizzat tanık olacaksınız çıtırlarım. 20 de farklı olacak toplum, 50 de farklı.

şimdiki anneler sadece işin, "ya eskiden bu kadar rahat yaşayamazdık biz ilişikilerimizi, pastane köşelerinde gizlice buluşurduk, şimdiki z kuşağı çok rahat bu konuda" kısmında. oysa çok daha büyük değişimler oldu. olacak da. değişimden kaçılmıyor amk, keşke kaçabilseydim.