kadınların ayrılığı daha çabuk atlatması

engeli çektikten sonra aklıma bile gelmiyor. o engeli çekene dek acılı bi süreç evet ama sonrası hafiflik.
o raddeye getiren de karşı taraf ise o utansın..

ne çabuk atlatması? ben telef oluyorum.

ayrılığı daha ilişki içindeyken değerlendirip, karara bağlamaları ve devamında karşısına çıkacak hazırda bekleyen ilişki talepleriyle ilgisinin çekilmesi sonucu gerçekleşen doğal durum.
kadınların hayatında sürprize yer yoktur. hepsi önceden ince ince planlanmıştır. bu yüzden erkekler gibi bir anda acı bir sürpriz gibi çıkmaz karşılarına ayrılık olgusu... planlı olduğu için de acı filan çekmezler.

doğrudur, önce sağlam acı çekeriz, buna ayrıldığımız gün başladığımız için iyileşme süreci de daha erken oluyor erkeklere göre, adamlarda jeton geç düşüyor, şok sonradan geliyor kendilerine
(aaa pasta, yaa pasta)

yeni sevgilisine,
eski sevgilisinden tamamen ve kesinkes kurtulduĝunu ispatlamak için bir kadinin ne roller kesip kivirabileceĝini asla tahmin edemezsiniz:

ne yalan söyleyeyim, bu önermeye, daha doğrusu genellemeye, az bir zaman önce rastladığım bir kadınla tanışana kadar ben de inanıyordum. hatta "kadınlar, kısa veya uzun soluklu, nasıl bir ilişkiden ayrılırlarsa ayrılsınlar, kısa bir sürede eskiyi unutup yeni denizlere yelken açıyor çünkü unutmalarını sağlayacak talep sayısı oldukça fazla oluyor." gibi şeyler düşünüyordum.

aslında tanıştığım bu kadında da durum böyleydi. aşık olduğu adamla ayrıldıklarından beri, hatta ayrılmadan önce dahi tüm erkeklerin gözü onun üzerindeydi. ayrıldıktan sonra da önünde birçok yeni ilişki şansı türedi fakat hepsini elinin tersiyle itti. fiziken hoş, zihnen de pek zekiydi. yani dilediği erkekle istediği gibi takılır, gönül eğlendirir, belki de eskiyi unutur, çektiği acıyı alkol etkisi gibi hafifletecek yeni meşgaleler sağlardı kendine. ama onun bunu yapmadığını, yapamadığını gördüm.

çünkü gerçekten sevmişti, isteyerek ayrılsa bile gerçekten aşık olmuştu. onunla tanışınca sadece kendimin çekmediğini öğrenmiştim, bu acıyı bu versiyonuyla. benden başka insanlar da vardı; bu çiviyi başka bir çiviyle sökmeye çalışmayan, eskinin yenilerle unutulacağına inanmayan, bu işin sadece kendine değil, yeniye de saygısızlık olacağını bilen kadınlar da vardı. unutmayı kafasına koymuştu fakat bunu başka bir şekilde yapacaktı.

doğanın kanunu.

kadın daha beraberken kafasında bitirip ilişkiden uzaklaştı ise ayrılığında etkisi uzun sürmez.

hepimiz bir kenan kalavız

ve aramizda hülya avşarlar olmadiĝina inanmak istiyoruz.





yalan da olsa, inanmasi güzel.

turan eller var olsun , rumuzlu kardesime de baterist back vocalist abisi olaraktan hülya avsarlar cinslerine karsi dikkat etmesi konusunda uyariyorum. eĝer sen bir kenan kalavsan, grubundaki baterist senden yasça buyuk olacak. bateristine "abi" diye hitap edebilmelisin, kenan.

baris manço, rahmetli, kurtalan ekspres'te surekli bateristlerine abi diye seslenirdi, cidden soyluyorum. bir sarkici, her zaman kafasinin dikine gidip dunyayi toz pembe gormemeli ve arkasinda onu kollayan bir baterist aĝabeysi bulunmali. bir baterist aĝabeyin olmadan hiçbir kadinla evlilik karari da almamalisin gene bu sebepten oturu.

asla keklik olma turan , daima avci sen ol. tüfek tasima istersen. hiç ates de etme. av pesinde de kosma. ama avci olan taraf daima sen ol.

elbetteki her kadin hülya avsar (bu filmdeki karakteri) cinsinden olamaz. kadinlarin arasinda zümrüt cansel ler de olabilir... mesela masallarda vardir bu cins zümrüt cansellerden.

kizcaĝizin hiçbir seyden haberi yok... hayatinda ilk kez asik olacakken, ablasinin orospu olduĝunu ogreniyor. neden?

çunku kadinlar, baska kadinlara gore aşik olurlar. erkekler ise sadece kendi keyiflerine gore.

çünkü kadın hipergamiktir. bir kümeste bir kaç horoz ve her bir horoza düşen 4 tavuk olduğunu düşünün. bu kümese baktığınızda tavukların çoğunluğunun ve en iyilerinin en güçlü alfa horoz tarafında olduğunu görürsünüz. daha kötüleri ve daha az sayıda olanları diğer horozların payına düşer. en zayıf horoza ya hiç tavuk düşmez yada tavukların en yaşlısı hastası vs düşer. yani aslında her ne kadar kadın seçer diye bilinsede alfa erkek her zaman seçer. kadında her zaman alfa erkeği ister. alfa erkeği bulursa ona saplanır. bir kadının ilişki bitmesinden sonra pek üzülmemesi de aslında bununla ilgili. kadın eğer elindekinin bir alfa olduğunu düşünüyorsa üzülür ama değilse muhtemelen kendisi zaten ilişkiyi bitirmiştir. bu durumda da pek üzülmez. erkek bu süreçte ne aldıysa kardır. çünkü o hatun yeni sulara yelken açmıştır bile. tabi eğer çirkin bir tavuk değilse. (bkz: swh)

böyle kadınlar sevilir. ayrılığı ızdırap haline getirenler var. bir arkadaşım sevgilisi için söyledi. ayrılırsam intihar etmesinden korkuyorum dedi. ulan elinde saatli bombayla geziyor resmen. düşman başına. bir kadınla tanıştı mı ilk psikolojisini test edeceksin. ruh hastasıysa ve iş işten geçtiyse yazık senin haline.

kadınlar bu konularda biraz maymunlara benzer. maymunlar daldan dala atlarken, bir dalı tutmadan diğer dalı bırakmaz. yani o geniş sürecini, ayrılık gün yüzüne çıkmadan çoktan atlatmış oluyorlar.

çabuk mu ?

ben kavga edip ayrıldığımız (telefonda da ağlamıştı) günün ertesinde tinder'da karşılaştım siz ne diyosunuz amk. hadi ben normalde kullanmıyordum o gün tekrar açmıştım da, bu hanım muhtemelen yedekte tutuyormuş o mecraları. her an tetikteasdasfdaf

"şu tinder'ı yükleyeyim, olur da kavga ederiz tartışırız falan ertesi gün birileriyle tanışayım.."

sahi neydi la o..

(bkz: sırtlan dili ve edebiyatı)

bir kişinin fikri nasıl da kolaylıkla genelleme oluveriyor öyle, göreceli bir durumdur; kadın/erkek/x 'e göre değişkenlik gösteren bir durumdur yani.

çünkü kendilerine iyi gelecek şeyler yapıp kendilerini iyileştiriyorlar. erkekler ilk başta biraz kafa rahatladı diye "ohh be dünya varmış" der sonra yavaş yavaş özleyince kafasına dank eder.