kadınların kuaför sadakati mecburiyettendir. çünkü sürekli gittiğiniz kuaförünüzü, başka bir kuaförle aldatırsanız, sürekli gittiğiniz kuaförünüzden trip üzerine trip yersiniz. diyelim ki başka bir kuaföre boya, perma, saç kesimi vs. vs. herhangi bir işlem yaptırdınız. o yaptırdığınız permadan kesin saçlarınız yanmıştır, o boya soğan kabuğuna bakmıştır (böyle bir terim var evet), o saçlar mutlaka yamuk kesilmiştir. kuaförünüz illa yaptırdığınız işleme bir çamur atacaktır.
başka bir kuaföre gittikten sonra artık kendi kuaförünüz sizinle eskisi gibi ilgilenmez. özellikle özel bir gün yaklaşıyorsa, mezuniyet olur, düğün olur şebeğe dönmek istemiyorsanız, kuaförünüzü aldatmamalısınız.
kuaför aldatılmaz..aldatılsa bidaha dönülmez dönülürse baskına uğramış bir mahcubiyet belirir insanda ik mık derken sorulan sorulara anlamsız cevap verilir ve kuaförün bakışlarına denk gelmemeye çalışılır..çünkü kuaför hemen yakalar zaten hiç beğenmez..
mutlaka olmalı. ufak tefek şeyler değil de daha büyük (misal kesim, boyama) işlemler için o sadakatten vazgeçmemek gerekiyor. hele az biraz uzak düştü diye o yolu gitmeye üşenip yol üstünde bir yere girmekse sebep asla ama asla girmemek gerekiyor. sonra böyle anneanne gibi çıkar, şapkayla dolanırsınız.
*
olması gereken sadakattir. eğer belli bi kuaförünüz ya da güzellik salonunuz varsa ve eminseniz onu aldatmayın derim.
bak burası daha yakınmış, daha ucuzmuş gibi laflara kanmayın. randevunuzu alın, gidin gerekirse bi saat bekleyin ama bildiğinizden şaşmayın. yoksa o güzelim doğal kaşlarınızı kendi bildiği gibi alıp, suratınıza beş yaş olgunluğu yapıştırıverir.
(neyseki erken farkettim de daha fazla inceltemedi hain)
tek taraflı olan sadakattir. e tabi tek taraflı olacak, kuaförler ondan başkasının saçını kesemem arkadaş diyemez, diyemez de; haftada bir eleman değiştirmeseniz de kaşlarımız deneme tahtasına dönmese olmaz mı be? kaldırın artık camlarınızdan o 'eleman aranıyor' yazısını, iyi geçinin lan elemanlarınızla!
çok mantıklıdır.
aynı sadakat erkeklerde çok çok daha fazladır yalnız, uyandırayım.
tıraş için başka şehirlere giden adamlar biliyorum!
(bkz:
erkeklerin berber sadakati)
iyi kuaför bulma meselesini yalnızca para ile halledemeyeceğinin farkında, akıllı kadın davranışıdır. sonra karşısına geçip bakacak ayna bulamaz allah korusun.
buyuk sehirde bile kucuk sehirdeki kendi kuaforum kadar duzgun yapanini bulamadigim icindir.
o kadar yolu onun icin giderim mecburen. balyaj oldugu icin zaten cok sık gitmeye gerek olmuyor allahtan.
ama degiyor. demistim,hoslandigin veya siradan biri saclarin cok guzel dediginde hepsine degiyor.
yazarlık dışında kadın kuaförlüğü de yapan grangé, kendisine sorulması üzerine şu cümleleri kurmuş, sadakatin, sevgi ve saygı meselesi olduğunun altını çizmiştir.
kadın hiç gitmeyecekmis gibi sever; ama yeri gelir hiç sevmemiş gibi gider.
her kuaför "henüz" terk edilmiş değildir.
herkeste olmayan sadakattir.
sadakatsiz olmak da olumsuz bişey gibi geliyor kulağa de mi. öyle değil aslında.
beğenmediğim her olumsuzlukta değiştiririm o kuaförü. tam bulduğum anda yine istenmeyen bişey olur. tamam kökü bende de. niye 2. hata yapılmasını bekleyeyim.
yeni kuaför iyidir. risk de budur. ama yapacak bişey yok.
valla onu bilmiyorum da bizim berberde harcadığımıza oranla kuaförde çok daha fazla maliyetle işlerini görüyor olmaları bana biraz acı geliyor ya. biz 30-40 hadi max işçilik 50 diyelim işin içinden çıkarken onlar baya baya para harcıyorlar.
kadın olmak kendi kendine bir maliyet midir acaba ? yani eşitsiz geliyor bana bu durum. acaba kadınlar hep fazla harcamaya meyilli oldukların için mi onlara yönelik tüketim araçları hep tuzludur ?
erkeklerin berberlerine olan sadakati kadar abartılacak düzeyde değildir. neresi iyi ve nispeten daha uygun fiyatlı yapıyorsa, kadın tereddüt etmeden oraya geçer! örneğin ben, evimin salonunda daha uygun fiyata istediğim rengi çıkarabiliyorum. hiç sadık bir müşteri değilim.
erkeklerin berber sadakati kadar sağlam değildir. her an kavga edip rakip kuaföre geçebilirler.
şu hayatta bir dişçiye bir de kuaföre olan sadakatim asla sorgulanamaz.
iyi bir yer bulursam asla değiştirmem. yıllarca gider gelirim.
uç tel olan saçımı canım sıkıldıkça ve kahkülüm uzadıkça kesıyorum sanıyorum dort yıldır kuafore gıtmıyorum. ara ara renklı saç denemelerim olsa da ıkı tele düştüğünü fark ettigimde doğal haline geri döndüm
teoman'ın en güzel şarkılarından birinde geçtiği gibi 'dikkat et sadığımdır sadece kendime'