albüme adını veren ve albümün en özel şarkılarından olan
emre aydın şarkısıdır. sözleri şöyle:
kağıt evler içinde
ateş yakmak gibi ısınmak için
sana gelmek böyle işte
parçalanmak milyon kere.
o iğne sessizliği
bir terzi ağzındaki
sensiz olmak böyle işte
niye böyle, niye?
ah olmuyor
ne yapsam olamıyor
hep buzlu yolların
yürünmüyor, yürünmüyor
ve sen en yanlış kadın
sende kalmak bile bile
yüzünü çizmek gibi su üstüne
adını anmak gizlice.
kağıt evler içinde
yanmış her şey düşler bile
peki sen en yanlış kadın
nasıl en çok sen acıttın?
ah olmuyor
ne yapsam olamıyor
hep buzlu yolların
dönülmüyor, dönülmüyor.
iki günlük dinlemenin sonunda bunalıma sokmuş emre aydın albümü. ister istemez melankolik bir durum takınabiliyor insan kişisi. yoğun dinleme temposu şiddetle tavsiye edilmiyor, çıkın arada hava alın baharın güneşli yüzünü içinize teneffüs edin. sonra yağmurlar yağdırıp kağıt evlerinizde yaşamaya devam etmek sizin tercihiniz.
vuruculuk kapasitesi afili yalnızlığa göre daha yüksek olmuş.afili yalnızlık mutsuz bir dönemde dağıtırken kağıt evler mutluyken dağıtabilme kapasitesine sahiptir.ilk albümdeki gibi bir cover parçaya yer veren emre aydın cemalinin duymak istiyorum parçasına yer vermiş albümde.
kapağı, bir halk oyununu andıran emre aydın'ın yeni albümü. şarkı listesinde damat, atabarı falan aradım resmen.
emre aydın ın melankolik olduğu kadar güzel albümü. ağlak bünyeyi daha da hüzünlere sürükleyebilir. şarkıların neredeyse hepsini çok beğendim.
hoşçakal,
ayrı ayrı,
son defa ve
kimse olmadı senin gibi şarkılarını ayrı bir yere koyuyorum. sevgilisinden yeni ayrışmış ve de mutsuz olanların dinlemesini pek tavsiye etmiyorum.
ekleme: ayrışmış ne demekse, düzeltmiyorum hoş oldu, evet.
*
dinliyorum iki gündür. bir şeyler yazmak için erken olsa da , diyebilirim ki güzel bir albüm bizi bekliyor. emre aydın , bir de o garip ve çirkin logosunu koymasa oraya buraya , çok daha güzel olacak. saldır emre aydın.
içini ısıtan tek insana gitmek böyle yakıcı ve böyle anlatılabilirdi;
kağıt evler içinde
ateş yakmak gibi ısınmak için
sana gelmek böyle işte
parçalanmak milyon kere
nihayet dinleyebildiğim, dinler dinlemez parçalarıma ayrıldığım albüm.
''birden giderler fark etmezsin'' ile açılıyor
''bu yağmurlar bu yüzden'' diyor;
''çok zor bazen belkiler biriktirmek''
''beni sevmediğin zamanlarda alıştım susmaya''
nasıl alışılır, nasıl göğüs gerilir zorluklara, sensizliğe
sonra;
''hoşçakal''
''olacaklar sensiz olsun'' diye kelimeleri tüketiyor...
''ne kadar istemiştim, nelerden vazgeçmiştim bir şey olmak için hayatında senin''
tam dört yıl olmuş derken, hepimizin kabuklanmış yarasını sıyırıyor.
birden bildik sözler ve müzik okşuyor kulakları,
''duymak istiyorum''
''sana yaklaşıp sende ölmek istiyorum''
...
''iki hiç kimse, iki ayrı trenle uzaklaşan gitgide, nefes alıp verdikçe''
yaşamıyor musunuz siz de sık sık?
giden gitmiş... ama izi kalmış, derin bir iz.
''hiç kimse olmadı senin gibi''
''keşkeler kilitli''
dönüş yok(mu)!!
di'li geçmiş zamanda kalmış, ne şimdiki ne geniş zamanda konuşulamaz hale gelmiş aşk...
''geniş zamanlar yok, hiçbir şey değişmez. yalanlar güncellenir, daha iyi tınlarlar''
ve dileklere, son isteklere geçer sondan bir önce.
''son defa yenilsem sana''
''iyiyim ben''
''belli etmedim ben pek, tenhalaştım''
son sözleri;
''peki sen en yanlış kadın,
nasıl en çok sen kanattın?''
kayıt kalitesiyle ziyan edilmiş emre aydın albümüdür...
çıktığı günden beri dinlediğim muhtemelen yeni bir albüm çıkarana kadar da dinlemeye devam edeceğim
emre aydın albümü. 4 yıl
afilli yalnızlık adlı ilk albümünü dinlemiştim zaten. ı-ıhh sıkılmıyorum...
kayıt kalitesi nedeniyle mi yoksa iş yerinde dinlemenin etkisi mi bilemiyorum ama iç bayıcı bir albüm olduğunu düşünmekteyim. belki
kulaklıkla dinlesem böyle düşünmezdim ama bi bok anlamadım albümden, arka fonda akan
gri bir melodi var sadece.
bir de kulaklık olayını deneyeceğim. bakalım belki o zaman değişir düşüncelerim bilemiyorum...
"
bu yağmurlar" ile açılıyor albüm. eskiden çok dikkat edilmezdi albümlerdeki şarkı sıralamasına ama bu albümde de anlaşıldığı üzere gayet dikkat edilmiş, özenle seçilmiş sırası şarkıların. ben bu yüzdendir
redd - "
21" albümünü çok sevmiştim, şarkıların melodik olarak bağlantılı olmasından öte öyküsel olarak da bağımlı olması vs...ki öyle bir iddiası olmasa da, kağıt evler için de neredeyse aynını söyleyebilirim. bir bütün bu albüm. "
duymak istiyorum" ile güzel bir
cover dinletiyor hem de albümün orta yerinde. ne olursa olsun bu albümden "
son defa" bende çoktan apayrı bir yer edindi. kayıt kalitesine söylenen arkadaşların rahatsız olduğu konuyu anlayabiliyorum/duyabiliyorum ancak bilinçli olarak bu şekilde kayıt edildiğini düşünmekteyim. belki kendisinden öğrenebiliriz bir gün.
* haddime değil biliyorum ama başarılı bir albüm olarak
emre aydın'ın ikinci albümü hayırlı olsun kendisine.
hakkında çıkan olumlu bir eleştirisi
gercekpop
adresinden okunabilecek, oldukça mükemmel bir emre aydın albümü
hiçbir emre aydın şarkısını kendi isteğimle dinlemeyen ben, kağıt evler adlı şarkıyı tam 8.kez arka arkaya dinledim.
sanki soft bir sezen aksu şarkısı dinliyor gibiyim. albümün geneli de mükemmel olmuş.