kahve bağımlılığı

2 /
keskinsirkee keskinsirkee
bir de sigara bağımlılığı varsa beraberinde, emeklilik planı falan yapmayın boşuna.
ama keyifli,hele karşında iyi bir film veya elinde güzel bir kitap yada yanında iyi bir arkadaş varsa...

ayrıca, sözcü gazetesinin haberine göre kahveyi sade ve şekersiz içenler psikopatlığa daha yatkın oluyormuş.
bir araştırma sonucuymuş.
zaten kahveyi bol şekerli ve bol sütlü içen bir kahve tiryakisine hiç rastlamadım ben.
çıplakellegeyikavlayanyabanılyabancı çıplakellegeyikavlayanyabanılyabancı
bire bir yaşadığım can sıkıcı olay.
olay:
vize final büt gibi kritik dönemlerde arkadaşlarla v2 (bir paket 3-1 arada 3 çay kaşığı gold yada küçük golt paket, sıcak su mix =v2) ismini verdiğimiz kafein bombası hazırlar içerdik (ölüye kalp krizi geçirtir bu meret isteyen denesin) imkan verse idi damardan bile alabilirdik. çok fazla tüketirdik.
ve bu kritik dönemlerden çıkıp keyif işi oldu sigaranın yanında içer olduk.
bir gün sadece bir gün içmedim
bir halsizlik.
bir uyanamamışlık
esnemeler
bir acayiplik sürüngenimsi haller.
kötüydüm
dr gittim
-hocam kafein bağımlısıyım ne yapmam gerekiyor.
+kafeini bırakmalısın.
dr mantıklı önerisiyle bıraktım, bir haftam uyuklayarak geçti.
artık kurtulmuştum.
teşşekürler
ftw one ftw one
abidik gubidik filmlerden etkilenen entel tayfanın ilgi çekmek için başvurduğu son yöntem. kahve bağımlılığı aslında ilgi bağımlılığıdır ve tedavisi bağımlının üzerine ilgi atmaktan geçer.
1
dustythecat dustythecat
aslinda bagımlısı olduğum/uz kafein maddesidir.kavhe,çay,kimi gazlı içecekler ve çikolatalarda bile eser miktarda dahi olsa bulunmaktadır. kafein bağımlılığı ya da kahve diyeyim insanı nasıl "attention whore" ya da "ilgi delisi"yapar anlamadım. tüketildikten sonra çeşitli hormanlar üzerinde etkisi vardır; adrenalin,dopamin,adenozin,kortizol. i̇lki vücuda zaten enerji veriyor. kafein alımında bu hormon yükselir ve geçici bir canlılık katar vücuda. etkileri azaldığında düşüşe geçer bu da ilerleyen saatlerle kendini bitkin hissetme ve düşük bir moda sürükler.bu canlılık hissini sürekli sağlamak için bağımlı olunan kafein maddesi fazla tüketimi insana enerji verdiği için geceleri uyku problemlerine yol açar. i̇kincisi,kendimizi iyi hissetmemiz ile ilgisi olan bir hormon, kahve içtikten sonra bu seviyemiz de yükseliyor.kendimizi iyi hissediyoruz,etkisi azaldıkça yenilemek istediği bu dopamin üzerindeki bir nevi suistimal edildiği için dışarıdan bir etmen ile fiziksel bağımlılık oluyor. kortizol zaten stres hormunu olarak biliniyor, bu seviyeyi de artırır.kalp rahatsızlıklarından kilo almaya kadar etkisi vardır.bu ani mod değişimleri,kafein tüketimi fazla olan insanlarda özellikle agresiflik bununla alakalıdır.
bağımlılık ve özenme/özentilik farklı şeylerdir.
acarabi acarabi
yaklaşık 40 yıldır her gün kahvaltı ve akşam yemeği sonrası iki orta boy (klasik fincanın %50 fazlası) fincan türk kahvesi tüketirim.
bağımlımıyım değil miyim hala farkında değilim. şklkşklkşkl
notos: günde iki fincandan fazlası orta ve uzun vadede zararlı deniyor.
r0x r0x
sınırları biraz zorladım sanırım, eskiden gece uyutmayan kahve miktarı artık yetmiyor. 2 katı da yetmiyor. damardan almaya başlayacağım sanırım.

keşke bira<viski olayı gibi senin de bir tık üstün olsaydı be gülüm.
kristaldamlası kristaldamlası
gizli bahçe: kahve kokteyli
her sabah uyanır uyanmaz dünyaya "merhaba" demeden önce, bir ritüel var. bu, karanlık kahve çekirdeklerinin suyla dansını izlemek, siyah bir büyüye dönüşen kahve demleme seremonisidir. bu ritüel, kahve bağımlılığımın başlangıcı, aynı zamanda günümün kahvele şekillenen kısmı.
ancak, bu bağımlılığın arka planında sadece sıradan bir kahve değil, bir gizem saklı. adını duyanın bile aklına gelmeyen, sadece kahve bağımlılarının içsel kafelerinde var olan bir kokteyl: "sessiz mekânın esrarı."bu gizli içki, bir fincan kahve içerisinde sadece kahve çekirdekleri değil, aynı zamanda bir parça çikolata, bir tutam tarçın ve bir damla vanilya özü barındırır. belki de gizemi, her bir damla kahvenin içine gizlenmiş olan bu lezzet sürprizlerindedir.
gizli bahçe'nin anahtarı, sabahın erken saatlerinde kahvenin ilk yudumuyla açılır. i̇şte o an, kahve bağımlılığımın sadece kafeinle sınırlı olmadığını, içimdeki gizli bahçenin kapısını araladığımı anlarım. her bir yudum, beni farklı bir aroma dünyasına taşır.
ancak, bu kahveli kokteylin sırrı yalnızca kahvenin içinde değil, aynı zamanda bu içkiyi içerken çaldığınız bir özel şarkıda veya pencereden seyrettiğiniz yağmurlu bir günde saklıdır. bu kahve bağımlılığım, sadece bir içki değil, içsel bir serüven ve paylaşılamayan bir sır gibidir. belki de bazı şeylerin gizemini sadece içsel bir kahve bağımlısı anlayabilir.
o c o c
iyi bir sey degil.

kaliteli kahve icmeyi seviyorum. zira illa icecekseniz, yumusak veya sert fark etmez, iyi kahvenin icilmesi cok daha keyifli oluyor.

arada bir disardaysam bunu yapamiyorum. cunku iyi kahve bulmak cok zor. filtre, espresso fark etmez hepsini boktan yapabilme yetenegi var. normalde o kafeini almak istemezsiniz, cunku keyif almak yerine mide bulandirir.

ama bagimlilik bas agrisi ve sinir yapiyor. yorgun yapiyor.

bu yuzden kahve bulamadigim gunlerde, en boktan kahveyi bile kafama dikecek kadar caresiz oluyorum. ornek basit gelebilir ama uyusturucu bagimlilarinin yaptigindan cok farkli degil, resmen el kol titriyor ve vucut ariyor.

kahve icince ani bir enerji patlamasi yasayip, sonra ortalama seviyenin (yani hic icmeseniz) altina dusuyorsunuz. oysa hic icmesem, vucut buna uyum saglayacak ve mutlu mesut stabil enerjiyle gunu gecirecegiz.

bu iyi degil. alisinca enerji bile vermiyor, resmen devam edebilmek icin kahve iciyorsunuz.

ve kesinlikle uykuya kotu etki ediyor. bagimlilarin sacma anektodlarini bir kenara birakirsak, uyku dongusunu bozdugunu gosteren bir suru calisma var. sen uyudugunu saniyorsun diye uykun kaliteli olmak zorunda degil.

bagimlilik kotudur.
2 /