kar

1 /
boundless boundless
yağdığında haliyeti ruhiyemde önemli değişikliklerin olmasına sebebiyet veren ve beni adeta çocuklaştıran, taklı attıran o beyaz şey
epakman epakman
küçükken "evladım beyaz peynir ye kar yağsın" cümlesiyle bizleri kandıran ailelerimizin kullandığı çok sevimli beyaz parçacıklar. bunların molekülleri genelde yıldızımsı yapıda olur.
püskül püskül
duyduğum en güzel şiirlerden biridir:

kar yağdı durmadan üç gün üç gece,
tıkandı geçitler yollar kapandı.
yalnızlığın buzdan çetelesinde
kimseler umursamadı karı.
yüzlerinde iğreti bir kibirle
hep düşürmekten korktukları,
dalıp gittiler günlük işlerine.

diz boyu birikmiş kar içinde
yürürdük uzatarak açtığımız kanalı,
iki kar güvesi gibi sokaklarda seninle
anardık bütün yitik aşkları
bu karlı kış gününde.
güngörmüş dağlara karşı
sımsıcak öpüşürdük sarılıp birbirimize.

-sevgilim, yanımda olsaydın keşke!

şölensiz, sevinçsiz yaşıyoruz şimdilerde,
bir iğdiş ve buruşuk zamanı.
kimsenin türküsü yok dilinde
karşılayacak yağan karı
coşkulu ve sarhoş sesiyle.
bıçak açmıyor ağızları;
acı, yalnız acı var yüreklerde.

kar yağdı durmadan üç gün üç gece,
yaslandı duvarlara, kapıları zorladı,
pencerelerden baktı ev içlerine.
kar hiç böyle kimsesiz kalmadı
kendi özgül tarihinde.
çıngırakların, kızakların karı
yağdı herşeyin üstüne sessiz bir öfkeyle.

birikti bir çamaşır ipine bile.
saçaklardan sarktı,
attı kendini gürültüyle yere,
kimse sahip çıkmadı;
yığıldı kaldı duvar diplerine.
yalnız kuş ayakları
bastılar incelikle göğsüne.

-sevgilim, yanımda olsaydın keşke!

kar var yaşadığımız günlerde.
umutsuzluk çevremizi kuşattı,
kıtlık kıran gündemde.
yine de ele güne karşı,
özenle saklıyorum yüreğimde
sana duyduğum aşkı,
dört yanım kar içinde.

metin altıok
abece abece
eskimoların en iyi bildiği şey olduğu için dillerinde seksen tane bu anlama gelen kelimenin olduğu rivayet olunur
1 /