edgar allan poe öyküsü.
"bu arada kedi yavaş yavaş iyileşti. kaybettiği gözünün boş yuvasının kötü bir görüntü arz ettiği doğruydu, ama artık acı çekiyor gibi görünmüyordu. eskisi gibi evde dolaşıyordu, ama benim yaklaştığımı görünce, tahmin edilebileceği üzere, dehşet içinde kaçıyordu. bir zamanlar beni onca sevmiş olan hayvanın bu aşikar nefreti karşısında ilk başlarda üzüntü duyacak kadar eski iyi yürekliliğimden bir şeyler kalmıştı. fakat bu duygu çok geçmeden yerini kızgınlığa bıraktı. sonra iflah olmaz bir tarzda nihai düşüşüme yol açan aksilik tüm benliğime egemen oldu. bu ruh halini felsefe pek ele almaz. ama ben aksiliğin insan yüreğindeki en ilkel güdülerden -insanoğlunun karakterine yön veren asli duygulardan- biri olduğunu adım gibi biliyorum. kötü ya da aptalca bir hareketi, sırf yapmaması gerektiğini bildiği için, yüzlerce defa yapmamış kimse var mıdır acaba? tüm akıl ve mantığımıza rağmen, yasaları, sırf onları yasa olarak gördüğümüz için sürekli olarak çiğnemeye eğilimli değil miyiz?"