her türlü skandalda başrol oynama potansiyeline sahip, görüntülü veya sesli kanıt
kaset
sıcak beldelerimizin herhangi birinde, arabanızın güneş alan kısmında unuttuğunuz zaman eriyen nesne
üzerine ses ya da görüntü kaydedilebilen manyetik bant sarımı
içini açıp camdan fırlattığımızda büyük eğlence saçan, çok çabuk bozulan alet
(bkz: bant)
(bkz: bant)
köye cd gelmeden önce insanları bir çok kere uğraştıran alet. en önemli sorunu ise manyetik bandın kasa içerisinde düğümlenmesi sorunudur, bunu düzeltmek için kaset dikkatlice ameliyata alınır bant düzeltilir ve tekrar sarılıp yerine takılırdı. bazı durumlarda ise kasanın değişmesi gerekirdi tabi ki bunun için yetenekli ellere ihtiyaç duyulurdu, çünkü bantı taşırken düşürmek hastanın kaybına sebebiyet veriridi.

#1710800 ·
· 13
parmağımızla sarkan bantlarını sardığımız güzel alet.
müzik dinlediğin vardır, çocukken sesini keydettiğin vardır, bi de vhs ler vardı.
müzik dinlediğin vardır, çocukken sesini keydettiğin vardır, bi de vhs ler vardı.

#1710903 ·
· 13
orijinal adı: tape
richard linklater'ın çektiği, ethan hawke, uma thurman ve robert sean leonard oynadığı bir filmdir. tüm film bir otel odasında geçmesine ve sadece üç tane oyuncusu olmasına rağmen* çok çok şık bir filmdir.
2003 senesinde bizim sinemalarda gösterilmişti..
mesele şöyle cereyan ediyor:
iki oğlan yıllar sonra buluşur ve lise yılları hakkında konuşmaya başlarlar. efendim bir tanesinin bir kız arkadaşı varmış da onlar ayrıldıktan sonra diğer oğlanla bu kız fingirdemişler de yatmışlar da falan filan. sonra bir tanesi der, seninle yatmaz olm o, sen tecavüz etmişsin kıza, söyledi bana o. diğeri şaşırır, "yok lan, ben tecavüz etmedim ona, kendi geldi verdi valla" falan der.
ama bizim oğlan ısrar edince "ulan acaba hakkaten tecavüz etmiş olabilir miyim" falan der. sonra olaya kız da dahil olur. ortam gerilir falan, filan.
richard linklater'ın çektiği, ethan hawke, uma thurman ve robert sean leonard oynadığı bir filmdir. tüm film bir otel odasında geçmesine ve sadece üç tane oyuncusu olmasına rağmen* çok çok şık bir filmdir.
2003 senesinde bizim sinemalarda gösterilmişti..
mesele şöyle cereyan ediyor:
iki oğlan yıllar sonra buluşur ve lise yılları hakkında konuşmaya başlarlar. efendim bir tanesinin bir kız arkadaşı varmış da onlar ayrıldıktan sonra diğer oğlanla bu kız fingirdemişler de yatmışlar da falan filan. sonra bir tanesi der, seninle yatmaz olm o, sen tecavüz etmişsin kıza, söyledi bana o. diğeri şaşırır, "yok lan, ben tecavüz etmedim ona, kendi geldi verdi valla" falan der.
ama bizim oğlan ısrar edince "ulan acaba hakkaten tecavüz etmiş olabilir miyim" falan der. sonra olaya kız da dahil olur. ortam gerilir falan, filan.
yerini cd'ye bırakan şey.eskiler hep bahseder kırkbeşlik diye biz de garip garip bakarız.galiba ilerde biz kaset deyince de bize garip bakacaklar.

#2076618 ·
· 19
(bkz: kaset döşeme)

#2367496 ·
· 13
küçüklük yıllarımızın eğlencelik aracıydı kasetler. çok fonksiyonlu olarak saatlerce kendisini kullanıp zaman geçirebilirdik. hatırlıyorum da, çok da eğlenirdik.
yeri gelir o zamanlar bizim için büyük değeri olan ozan orhon, kenan doğulu, burak kut, seden gürel dinlerdik. arkadaş topluluğuyla kah coşup oynayıp kah hüzünlenirdik. teybin başında geçen çocukluk yıllarımızda olmadı değil.
yeri gelir kuzenlerle toplanıp radyo programı yapardık. kaset saatlerce küçücük teybin içinde bizim seslerimizi kaydederdi. 4 kuzen hepimizin farklı dj program ismi vardı. şimdi onların isimlerini söylemek istemiyorum tabi ama en büyüğümüz 12 yaşındaydık öyle diyim. güzel günlerdi. büyük kuzenim çeliğin* meşhur "dun kah kah"sını çok güzel yapardı ki, o sırada biz de feci tempoya girerdik.
yeri gelir başka eğlencemiz mi yokmuş diye düşünüyorum, aslında vardı ama seviyorduk kasetle uğraşmayı. yine büyük kuzenim gider kasetçiden absürd kasetler alırdı. dinleyip gülmezdik, gülmekten ölürdük. hatırlamıyorum ama şu tarz bi şeylerdi.
`http://www.komikaze.net/komiks.asp?User=&Pass=&SayfaNo=13&Order=3&komikazed=2234`
insan düşününce özlüyor. kasete ses kaydetmenin yerini, şu teknolojide bilgisayarın içinde bulunan ses kaydedicilerin hiç biri alamadı tabiki.
kaset her yönüyle, 90 larda çocuk olmanın güzelliklerinden biriydi..
yeri gelir o zamanlar bizim için büyük değeri olan ozan orhon, kenan doğulu, burak kut, seden gürel dinlerdik. arkadaş topluluğuyla kah coşup oynayıp kah hüzünlenirdik. teybin başında geçen çocukluk yıllarımızda olmadı değil.
yeri gelir kuzenlerle toplanıp radyo programı yapardık. kaset saatlerce küçücük teybin içinde bizim seslerimizi kaydederdi. 4 kuzen hepimizin farklı dj program ismi vardı. şimdi onların isimlerini söylemek istemiyorum tabi ama en büyüğümüz 12 yaşındaydık öyle diyim. güzel günlerdi. büyük kuzenim çeliğin* meşhur "dun kah kah"sını çok güzel yapardı ki, o sırada biz de feci tempoya girerdik.
yeri gelir başka eğlencemiz mi yokmuş diye düşünüyorum, aslında vardı ama seviyorduk kasetle uğraşmayı. yine büyük kuzenim gider kasetçiden absürd kasetler alırdı. dinleyip gülmezdik, gülmekten ölürdük. hatırlamıyorum ama şu tarz bi şeylerdi.
`http://www.komikaze.net/komiks.asp?User=&Pass=&SayfaNo=13&Order=3&komikazed=2234`
insan düşününce özlüyor. kasete ses kaydetmenin yerini, şu teknolojide bilgisayarın içinde bulunan ses kaydedicilerin hiç biri alamadı tabiki.
kaset her yönüyle, 90 larda çocuk olmanın güzelliklerinden biriydi..

#2367500 ·
· 11
ileri ya da geri sarma işleminde walkman'ın pilini bitirmesi sebebi ile kalemle ileri geri sardığımız, cd'nin büyük babası *

#2507117 ·
· 11
yabancı plak şirketleri bir kaç yıl önce hala çıkarırken, harçlığımdan ıkına sıkına arttırarak alabildiğim nesne.
artık yok aq, verir miyim 30 milyon..
artık yok aq, verir miyim 30 milyon..

#2697971 ·
· 13
türkiye'de yaşamış ve cd teknolojisine çok geç geçmiş bir insan olarak albüm dinleme keyfini en son yaşadığım kayıt ortamı.
kaset dinlemek maliyetli işti nitekim. kaseti bul, tak, başa sar. hele ki walkman'de dinliyorsan taşıyacağın bir, bilemedin iki kaset. e derleme kaset çekmek zahmetli iş. o yüzden çoğunlukla albüm dinliyordum kaset zamanlarında. grupların albüme konsept uydurma çabaları da boşa gitmiyordu böylece.
zaten kaset zamanında albüm bulmak da zor iş. istanbul, izmir gibi büyük bir şehirde isen kaset çeken dükkanlar belleyebiliyordun. sağolsunlar çekiyorlardı ucuza ellerinde ne varsa. küçük yerde o da mümkün değil. yıllarca aynı albümleri dön babam dön. her şeyi kazınıyor kafana.
mp3 çıktı ne oldu? bütün müzik literatürünü önüne kusmuk gibi boşalttılar. bu yığının içinden kendi düzenini kurabilecek kadar sabırlı ve disiplinli olanlar yine dinliyordur albümünü, singılını. ama ben değilim onlardan. açıyorum arşivi, on bin tane şarkı. sıra gelip de ikinci kere dinlemediklerim var. seçim yapacağım diye terliyorum, hevesim kaçıyor.
özlüyorum eski kaset günlerini nitekim.
kaset dinlemek maliyetli işti nitekim. kaseti bul, tak, başa sar. hele ki walkman'de dinliyorsan taşıyacağın bir, bilemedin iki kaset. e derleme kaset çekmek zahmetli iş. o yüzden çoğunlukla albüm dinliyordum kaset zamanlarında. grupların albüme konsept uydurma çabaları da boşa gitmiyordu böylece.
zaten kaset zamanında albüm bulmak da zor iş. istanbul, izmir gibi büyük bir şehirde isen kaset çeken dükkanlar belleyebiliyordun. sağolsunlar çekiyorlardı ucuza ellerinde ne varsa. küçük yerde o da mümkün değil. yıllarca aynı albümleri dön babam dön. her şeyi kazınıyor kafana.
mp3 çıktı ne oldu? bütün müzik literatürünü önüne kusmuk gibi boşalttılar. bu yığının içinden kendi düzenini kurabilecek kadar sabırlı ve disiplinli olanlar yine dinliyordur albümünü, singılını. ama ben değilim onlardan. açıyorum arşivi, on bin tane şarkı. sıra gelip de ikinci kere dinlemediklerim var. seçim yapacağım diye terliyorum, hevesim kaçıyor.
özlüyorum eski kaset günlerini nitekim.

#3405994 ·
· 11
eskişehir 222 de çıkan grup.

#3508554 ·
· 11
eskişehir 222 de güzel bir performans sergileyen grup. genellikle coşturup dinleyenleri holnut bırakan bir çizgiye sahip. çaldıkları parçalar genellikle athena ağırlıklıdır. cut.