kazanmak için 3 milyon evi dolaşmak

tonguç tonguç
i̇ktidar partisinin yaptığı etkin eylemdir. partide fiilen aktif olmasa da 11 milyon üyeniz varsa bir yılda 3 milyon haneyi dolaşarak seçimi kazanıyorsunuz.

1 milyon üyeniz var ama ne hane dolaşmışsınız ne de 190 bin sandığa sahip çıkabilecek bir örgütlenmeye sahipsiniz, o zaman zaten baştan kaybetmiş olarak yola çıkıyorsunuz.

metropol örgütlenmeniz nispeten var ama taşra örgütlenmeniz sıfıra yakın. metropolde de yapılan broşür dağıtmak ve afiş, bayrak asmaktan öteye gitmiyor.

orta anadolu ve karadeniz insanına neden samimi gelmiyorsunuz, çünkü bu adamların hayatına dahil değilsiniz, beraber tarlaya girmiyorsunuz, sofralarına ortak olmuyorsunuz, dertlerini dinlemiyorsunuz.

i̇nsanların hayatlarına birebir dokunacağınız teşkilatınız yok, teşkilat sadece koltuğu korumaya yarıyor.
4
o c o c
zulum ettiginiz kesimden caldiginiz vergilerle beslediginiz militanlariniz varsa neden olmasin? cok da zor degil acikcasi, 8 bin militaniniz varsa, her gun bir evi dolasabilirsiniz. milyarlarca dolar vergi toplayip bunun bir kismini cebinize atip, bir kismini boyle islere ayirip, bir kismiyla da minimum sosyal hizmet yapabilirsiniz.

benzer basarilar:

- muhalefet hic sosyal yardim yapmazken devletin milyarlarca dolar para dagitmasi
- devletin memurlara maas verirken muhalefetin zirnik koklatmamasi
- yol yapdi olmasi ama kilisdar'in dikili bir agacinin olmamasi
- togg?

muhalefet beceriksiz diye unutuluyor olabilir: bu secimlerde sayisini bilmedigimiz, resmen saklanan bir multeci secmen blogu var. istatistiksel olarak imkansiz sandik katilim oranlari, sisteme yanlis gecirildigi bilinen (hdp'nin oyunu gidip mhp'ye yazmak gibi) bircok tutanak var. bunlar sonuca ne kadar etkili oldu bilmiyoruz, cunku tam bir karartma ve anti seffaf yaklasim var.
yeni bir üye yeni bir üye
ya kimse bahane bulup durmasın. kk bir an önce o koltuğu bırakmalıdır. başka tek bir sebebi dahi yoktur! bu kadar yüzsüzlük, kimsede yok. 13 yıldır, chp'nin başında adamda zerre utanma, sıkılma yok. hayret bişey ya. mahfettiler ülkeyi de hayatımızı da.
dumrul dumrul
son derece ideal, demokratik bir yarış içinde dahi bir taraf örgütlü diğeri örgütsüzse örgütlü olan kazanır.

işler azıcık normalin ötesine taştığında örgütsüz olan canlının hayat hakkı kalmaz. ne kazanmasından söz ediyorsunuz? hiç walking dead de mi izlemediniz?

burada hem zarlar hileli hem de sen örgütsüzsün ama iktidarı alabileceğine milyonları inandırabiliyorsun. ya bizim dolandırıcılar çok becerikli ya da muhalif kitlenin zeka seviyesi inanılmaz düşük.

kılışdar istifa etsin de bilmem ne... acayip manasız söz. niye etsin ki? her seçim aynı muhabbetler. öncesi aynı, sonrası aynı... üstelik istifa etse ne olacak. parti örgütünün durumu ortada. yani ciddi ciddi bir kişinin gelip sizi kurtaracağına inanıyor olamazsınız değil mi?

şimdi biraz daha konuşsam "hırsızın hiç mi suçu yok" diye üzerime çullanabilirsiniz. hayır kardeşim. hırsızın zerre kadar suçu yok. sandıkları koruyacak kadar bile bir örgütlülükleri olmadığını da söyledik. minnak ortaklardan bir tane oy gelmeyeceğini de söyledik. anayasanın çiğnendiğini, kuralları koyanların kendi kurallarına bile uymadığı bir ortamda o oyunun dışında kalınması gerektiğini de söyledik. yeni değil, mühürsüz pusulalarla referandum geçirildiğinden beri söylüyoruz. burada hiç yapmadıysam kırk kere çiftlik bank göndermesi yaptım. ama her seferinde deniyor ki "hayır bi kerem, biz kazanıyoruz ama siz yolumuza daş koymaya çalışıyorsunuz daş... oy vermiyorsanız tavsiye de vermeyin."

e babacım senaryo belli değil mi? aslan ceylanı yiyor. sırtlan geliyor artıklara çöküyor. burada ceylan olarak senin ne aslana ne de sırtlana kızma şansın yok ki. herkes kendi tabiatının gereğini yapmakta.

adamlar anayasayı delik deşik ederken ses çıkaran sıradan vatandaşa dönüp "şşşşşşt ses etmeyin, biz onları yenicez ya" diyerek tepkileri yatıştıran, bu sayede iktidara meşruiyet alanı açmış olan adamların peşinden her seferinde kuyruğa girmekten bıkmadınız mı?

mühürsüz pusula olur, aynı geyik döner, üçüncü kez adaylık olur aynı geyik döner, bakan istifa etmeden seçime girer, bakanlığın olanaklarıyla kampanya yapar aynı geyik döner... bu ortamda kılışdar değil de süpermen seçime girse ne olur? bir bütün olarak sözde muhalefetin işlevi belli.

maaşını alıyor mu? alıyor. riski var mı? yok. belediyesi şusu busuyla kendine rant alanı yaratabiliyor mu? yaratabiliyor. e seçim dönemi iktidara iki salladı mı sen zaten peşinden koşuyorsun. burda sıkıntı kimde? neyi değiştirmen lazım ki bu gidişatın yönü değişebilsin?

bütün bunların başlıkla ilgisi yokmuş gibi görünebilir. onca oy kılışdara hangi motivasyonla verildi? kılışdar sevgisiyle mi? bunca insan mevcut iktidardan sıkıldığı, tiksindiği için oy kullanıyor. bu kitleyi mobilize etme dertleri olsa sen de ev ev gezmeyecek misin? biz kendi minnacık çevremiz için gazete satıp propaganda yaparken ben tek başıma haftada 300 - 500 tane kapı çalıyordum. bunlar zor işler değil. bir seçim döneminde 10.000 kişiyle ülkede çalmadık kapı bırakmazsınız ama işte isterseniz yaparsınız. örgütlenme işinize geliyorsa yaparsınız. o 10.000 kişiyi aktif siyasete çektiğin zaman adamın senden hesap sorma hakkı doğar. o zaman o koltuklar nasıl korunacak? chp'siyle, iyi'siyle muhalefetin bütün mevzusu bu. sen de her seçim aynı gazla koşa koşa sandığa gittiğin için bu kafayı ödüllendirmiş oluyorsun. kılışdar niye istifa etsin? dört buçuk sene ağırsan, dört buçuk sene masaya çıkıp tepinsen seçim vakti geldiğinde tıpış tıpış sandığa gitmeyecek misin?
4