toplaşın bu işin inceliklerini veriyorum. bana kimse bunları söylemedi, keşke söyleselerdi dediğim ne varsa onların da hepsi yine burda:
öncelikle "gerçekten" bir canlı sahiplenmek isteyip istemediğimize karar vermeniz gerekiyor. çocuğum için alıyorum ona arkadaş olsun, ay alayım bir tane evde dolansın, çok yalnızım hüüü gibi -genellikle- bahaneler bir süre sonra kediden heves alınmasıyla beraber yerini ay ben bunu geri vereyim, başkası sahipleniverir nolcak, kediler zaten sokakta yaşayabilir sokağa salarım bişiycik olmaz'lara bırakıyor ne yazık ki. o nedenle özellikle eğer daha önce kedi bakma tecrübeniz yoksa bunu gerçekten sizin isteyip istemediğiniz önemli. çünkü çocuğunuz bir zaman sonra onunla ilgilenmeyecek, evde dolanıp dursa bile muhakkak bir noktada size sürekli ihtiyacı olacak ve sizin yalnızlığınız bir şekilde giderilecek ama o kedi hep hayatınızda olacak. tüm bunlar için ilk önerim bir süreliğine en azından neyin ne olduğunu görebilmek için geçici yuva olmak ki kedi için de geçici yuva hayat kurtarır gerçekten.
düşünüp tarttınız kedi sahiplenmek istediğinizden artık çok eminsiniz. bakınız maviyle boyuyorum "sahiplenmek" istediğinizden diye. satın alınmaz çünkü sahiplenilir. ücretli sahiplenme diye de bir şey yoktur ayrıca onun adı vicdan rahatlatmaktır ancak. sırf güzel diye üretilen tüm kediler (kedi üretmek lol) acı içinde yaşar ve birçok sağlık sorunuyla ölür. o nedenle sokaklarda kurtulmayı bekleyen birçok kedi varken lütfen satın almayın, sahiplenin.
artık kedi sahiplenme evresine geçiş yapıyorum. bu noktada kendi tecrübelerimi aktarmak istiyorum. yavru kedim olsun bana alışsın, yetişkin olursa belki alışamaz düşüncemden dolayı 2,5-3 aylık bir kedi sahiplendim. sütlaç bebekken araba motoruna 3 gün sıkışıp kalmış bir yavru kediydi. muhtemelen annesi ve kardeşleriyle büyümemiş, şans eseri de ölmemiş işte yani. ona yuva oldum birbirimize anne evlat olduk. bu dünyanın en güzel şeyi. iyi ki var. fakat özellikle benim gibi yavru kedi olsun diye düşünen salaklara kimsenin söylemediği şeyi söylüyorum arkadaşlar:
- eğer illa yavru kedi alıcam diye tutturan bir salaksanız* ya kardeşiyle beraber sahiplenin ya da yetişkin kedi sahiplenin. bakın bu çok net. eğer bu uyarıma kulak verirseniz bir ömür duacım olursunuz. formül basit: yavruysa en az iki kedi, illa tek olacaksa yetişkin kedi. (büyük harflerle yazıyorum burayı) kimse bana bunu söylemedi! şimdi gömdüm bu kadar tabi ama neden gömdüm? yavru kediler sürekli oyun oynamak ister arkadaşlar. sürekli. saati yok. yok gece 3müş, çok yorgunmuşsunuz, arkadaşınızla oturmak istiyormuşsunuz, yetiştirmeniz gereken bir şey varmış, yok sevişecekmişsiniz bilmem ne. hayır. kedi oynamak istiyorsa oynayacaksınız. zaten yavru kedi olduğu için el ve ayağı vücuttan bir parça değil ona doğru hareket eden oyuncaklar olarak gördükleri için sürekli bir saldırıya uğramanız olası. peki burdaki sıkıntı ne? sıkıntı tam olarak o kedinin kardeşleriyle büyümediği için o ısırığın ne kadar can acıtabileceğini bilmiyor oluşu. sürekli sizinle oynamak istiyor oluşu. siz yokken efsane sıkılıyor oluşu. bir zaman makinesi olsaydı ve 24 yıllık hayatımda bir ana gidip değiştirebilme imkanım olsaydı sütlaçı sahiplendiğim güne gider ve derdim ki 'eams, bebeğim tek çocuk değil lütfen iki çocuk.' ve ağzımın ortasına bir tane aptal! diye bağırarak vururdum.* bunu okuyan yakınlarım bilirler ki hangisi kedi almaya niyetlenecek olsa hep tek alacaksan yetişkin al aslanım salak olma diye darlarım. ha istisna yok mu elbette var ama tek başına yavru bakmanın -özellikle ona ciddi zaman ayıracak bir durumunuz yoksa- çok zor olduğunu inkar eden yalan söylüyordur bunu bilin.
kedimizi sahiplendik. alışveriş yapmamız gerekiyor. bu noktada yine bana kimsenin demediği ama tesadüfen doğru olanı yaptığımı yeni yeni gördüğüm şeyi yazıyorum:
- kum kabını en en büyük boy alın. çünkü kedi denen meret o kadar hızlı büyüyor ki inanamazsınız ve bir de 15-20 yıl sizinle yaşayacağını düşündüğünüzde zaten ne olabilir ki diye aldığınız küçük kaplara bir zaman sonra sığmıyorlar. o yüzden tekrar tekrar para vermek istemiyorsanız büyük boy ve kapalı tuvalet kabı alın.
- mutlaka kum kabının önüne elekli paspas alın. elekli paspas hayat kurtarır.
- hem bentonit hem çam peletinin her markasını kullanmış biri olarak size hayat kalitenizi %1500 artıracak kedi kumunu söylüyorum: reflex (maması bok gibi ama kumu harika) ve mırmır. 4 günlüğüne şehir dışına gitmiştim ve eve geldiğimde evde çok af edersiniz o kesif bok kokusu yüzüme vurmuyordu bile. bunun ne demek olduğunu kedi sahipleri çok iyi bilir.
gelelim mama konusuna. kaliteli bir mamada dikkat etmeniz gereken en önemli özellik içerisinde gerçek et olup olmaması. işlenmiş bilmem ne bilmem nesi, yok hayvan tozu, yok bilmem ne balığı unu falan hikaye. içindekiler kısmını açıyorsunuz ve en başta ne yazdığına bakıyorsunuz. en başta '%bilmem kaç tavuk/balık/kuzu eti' yazması gerekiyor. en önemli özellik bu. marka olarak da bebek kediler için royal canin çok iyiyken yetişkin mamasına baktığımızda şişirilmiş bir balon olduğunu görüyoruz. bebeğe rc vermek ama yetişkine kesinlikle n&d, orijen, acana, proplan, matisse gibi içerisinde gerçek et olan ürünleri vermek gerekiyor. unutmayın ki mamadan kıstığınız her kuruş daha sonra size veterinere ödenmesi gereken masraf olarak dönecek.
üçüncü en önemli konu ise kısırlaştırma. ki bununla ilgili daha önce başlık açmıştım: #18046912
bunun haricinde vereceğim tavsiyeler genellikle bilinen şeyler. asla aldığınız yatakta uyumaz o yatağın içinden çıktığı koliye bayılır, asla aldığınız oyuncakla oynamaz ama fişi buruşturup yere atarsanız deli gibi peşinden koşar falan.
her şeye rağmen dünyada verdiğim en iyi karar bir kedinin annesi olmakmış. travmasından dolayı dört ay tedavi görmesine ve bu süreçte ağzıma s.çmasına rağmen her şeye rağmen iyi ki benim oğlum olmuş. eğer gerçekten istiyorsanız bir gün daha ertelemeyin.
her eve en az iki kedi!*
öncelikle "gerçekten" bir canlı sahiplenmek isteyip istemediğimize karar vermeniz gerekiyor. çocuğum için alıyorum ona arkadaş olsun, ay alayım bir tane evde dolansın, çok yalnızım hüüü gibi -genellikle- bahaneler bir süre sonra kediden heves alınmasıyla beraber yerini ay ben bunu geri vereyim, başkası sahipleniverir nolcak, kediler zaten sokakta yaşayabilir sokağa salarım bişiycik olmaz'lara bırakıyor ne yazık ki. o nedenle özellikle eğer daha önce kedi bakma tecrübeniz yoksa bunu gerçekten sizin isteyip istemediğiniz önemli. çünkü çocuğunuz bir zaman sonra onunla ilgilenmeyecek, evde dolanıp dursa bile muhakkak bir noktada size sürekli ihtiyacı olacak ve sizin yalnızlığınız bir şekilde giderilecek ama o kedi hep hayatınızda olacak. tüm bunlar için ilk önerim bir süreliğine en azından neyin ne olduğunu görebilmek için geçici yuva olmak ki kedi için de geçici yuva hayat kurtarır gerçekten.
düşünüp tarttınız kedi sahiplenmek istediğinizden artık çok eminsiniz. bakınız maviyle boyuyorum "sahiplenmek" istediğinizden diye. satın alınmaz çünkü sahiplenilir. ücretli sahiplenme diye de bir şey yoktur ayrıca onun adı vicdan rahatlatmaktır ancak. sırf güzel diye üretilen tüm kediler (kedi üretmek lol) acı içinde yaşar ve birçok sağlık sorunuyla ölür. o nedenle sokaklarda kurtulmayı bekleyen birçok kedi varken lütfen satın almayın, sahiplenin.
artık kedi sahiplenme evresine geçiş yapıyorum. bu noktada kendi tecrübelerimi aktarmak istiyorum. yavru kedim olsun bana alışsın, yetişkin olursa belki alışamaz düşüncemden dolayı 2,5-3 aylık bir kedi sahiplendim. sütlaç bebekken araba motoruna 3 gün sıkışıp kalmış bir yavru kediydi. muhtemelen annesi ve kardeşleriyle büyümemiş, şans eseri de ölmemiş işte yani. ona yuva oldum birbirimize anne evlat olduk. bu dünyanın en güzel şeyi. iyi ki var. fakat özellikle benim gibi yavru kedi olsun diye düşünen salaklara kimsenin söylemediği şeyi söylüyorum arkadaşlar:
- eğer illa yavru kedi alıcam diye tutturan bir salaksanız* ya kardeşiyle beraber sahiplenin ya da yetişkin kedi sahiplenin. bakın bu çok net. eğer bu uyarıma kulak verirseniz bir ömür duacım olursunuz. formül basit: yavruysa en az iki kedi, illa tek olacaksa yetişkin kedi. (büyük harflerle yazıyorum burayı) kimse bana bunu söylemedi! şimdi gömdüm bu kadar tabi ama neden gömdüm? yavru kediler sürekli oyun oynamak ister arkadaşlar. sürekli. saati yok. yok gece 3müş, çok yorgunmuşsunuz, arkadaşınızla oturmak istiyormuşsunuz, yetiştirmeniz gereken bir şey varmış, yok sevişecekmişsiniz bilmem ne. hayır. kedi oynamak istiyorsa oynayacaksınız. zaten yavru kedi olduğu için el ve ayağı vücuttan bir parça değil ona doğru hareket eden oyuncaklar olarak gördükleri için sürekli bir saldırıya uğramanız olası. peki burdaki sıkıntı ne? sıkıntı tam olarak o kedinin kardeşleriyle büyümediği için o ısırığın ne kadar can acıtabileceğini bilmiyor oluşu. sürekli sizinle oynamak istiyor oluşu. siz yokken efsane sıkılıyor oluşu. bir zaman makinesi olsaydı ve 24 yıllık hayatımda bir ana gidip değiştirebilme imkanım olsaydı sütlaçı sahiplendiğim güne gider ve derdim ki 'eams, bebeğim tek çocuk değil lütfen iki çocuk.' ve ağzımın ortasına bir tane aptal! diye bağırarak vururdum.* bunu okuyan yakınlarım bilirler ki hangisi kedi almaya niyetlenecek olsa hep tek alacaksan yetişkin al aslanım salak olma diye darlarım. ha istisna yok mu elbette var ama tek başına yavru bakmanın -özellikle ona ciddi zaman ayıracak bir durumunuz yoksa- çok zor olduğunu inkar eden yalan söylüyordur bunu bilin.
kedimizi sahiplendik. alışveriş yapmamız gerekiyor. bu noktada yine bana kimsenin demediği ama tesadüfen doğru olanı yaptığımı yeni yeni gördüğüm şeyi yazıyorum:
- kum kabını en en büyük boy alın. çünkü kedi denen meret o kadar hızlı büyüyor ki inanamazsınız ve bir de 15-20 yıl sizinle yaşayacağını düşündüğünüzde zaten ne olabilir ki diye aldığınız küçük kaplara bir zaman sonra sığmıyorlar. o yüzden tekrar tekrar para vermek istemiyorsanız büyük boy ve kapalı tuvalet kabı alın.
- mutlaka kum kabının önüne elekli paspas alın. elekli paspas hayat kurtarır.
- hem bentonit hem çam peletinin her markasını kullanmış biri olarak size hayat kalitenizi %1500 artıracak kedi kumunu söylüyorum: reflex (maması bok gibi ama kumu harika) ve mırmır. 4 günlüğüne şehir dışına gitmiştim ve eve geldiğimde evde çok af edersiniz o kesif bok kokusu yüzüme vurmuyordu bile. bunun ne demek olduğunu kedi sahipleri çok iyi bilir.
gelelim mama konusuna. kaliteli bir mamada dikkat etmeniz gereken en önemli özellik içerisinde gerçek et olup olmaması. işlenmiş bilmem ne bilmem nesi, yok hayvan tozu, yok bilmem ne balığı unu falan hikaye. içindekiler kısmını açıyorsunuz ve en başta ne yazdığına bakıyorsunuz. en başta '%bilmem kaç tavuk/balık/kuzu eti' yazması gerekiyor. en önemli özellik bu. marka olarak da bebek kediler için royal canin çok iyiyken yetişkin mamasına baktığımızda şişirilmiş bir balon olduğunu görüyoruz. bebeğe rc vermek ama yetişkine kesinlikle n&d, orijen, acana, proplan, matisse gibi içerisinde gerçek et olan ürünleri vermek gerekiyor. unutmayın ki mamadan kıstığınız her kuruş daha sonra size veterinere ödenmesi gereken masraf olarak dönecek.
üçüncü en önemli konu ise kısırlaştırma. ki bununla ilgili daha önce başlık açmıştım: #18046912
bunun haricinde vereceğim tavsiyeler genellikle bilinen şeyler. asla aldığınız yatakta uyumaz o yatağın içinden çıktığı koliye bayılır, asla aldığınız oyuncakla oynamaz ama fişi buruşturup yere atarsanız deli gibi peşinden koşar falan.
her şeye rağmen dünyada verdiğim en iyi karar bir kedinin annesi olmakmış. travmasından dolayı dört ay tedavi görmesine ve bu süreçte ağzıma s.çmasına rağmen her şeye rağmen iyi ki benim oğlum olmuş. eğer gerçekten istiyorsanız bir gün daha ertelemeyin.
her eve en az iki kedi!*