sebepsizce gereğinden fazla alkol alıp başkalarına yük olmak.
sabah kahvaltılarda işyerine tost, öğlen 5 lavaşa sarılı dürüm ya da tantuni söylemek.
tek kupona 3000 tl basıp 30 liralık ihtiyacı karşılamamak.
gidene gitme demek. gittikten sonra dönene kapıyı açmak ya da dönmek isterse diye kapıyı aralık bırakmak.
- anlayışlı olmayı abartıp her hataya göz yummak ve fazla affedici olmak.
- sevdiğin bir insanı kazanabilmek adına kendinden ve kişiliğinden ödün vermek,
- bir kadını/erkeği hayatının merkezine koymak,
- mutluluğu bir kadına/erkeğe bağlamak,
- ne tür bir ilişki olsun; sayılmadığın, sevilmediğin, belki de insan yerine dahi koyulmadığın bir ilişkinin bir parçası olmayı sürdürmek. bu durumu oluşturanlara tekmeyi vurmak yerine hala iletişimde bulunmaya devam etmek,
- bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde kendi kendine zarar vermek.
aşık insanın yaptığı bilimum hareket. herkesin de başına şu ya da bu şekilde gelmiştir; sevilmediğini, istenmediğini bildiği halde onu düşünmeyi bırakamamak, boş umutlara kapılıp hayatını askıya alarak beklemek, o kişiye dair duygu ve düşüncelerin aklını bütünüyle işgal etmesine izin vermek, imkansız aşka düşüp derbeder olmak, etc.
-sağlıksız beslenmek.
-insanların hayatlarını yönetmeye çalışmak.
-kendimden bildiriyorum; takıntılı olmak.
sana değer vermeyen ve üzen insanın hala yanında durmak.
daha çok iş yapmak için ( evde - işyerinde) ağrı kesici içmek.
nescafe 3u1 arada içmek. çiğ köfte dürüm yemek etc.
haklı olduğu halde özür dilemek.
düzenli abur cubur yemek. özellikle cips
sütlü bebe bisküvisi yemek.
sokak ortasına sümkürmek.
trafikte aşırı yüksek sesle şarkı dinlemek