
#17964962 ·
· 543
fuzuli beyciğimizin sürekli dem vurduğu hâl durumu.
ne kadar sahipsiz olduğunu, yârin yokluğunda hiçbir şeye aidiyet duymadığını, kimsenin onun dolaylarında dahi bulunmadığını anlatır durur.
"gayri" redifli gazelindeki şu iki beyitte bu durumu şöyne anlatır:
"yetti bikesliğüm ol gâete kim çevremde
kimse yoh çizgine girdâ-i belâdan gayri"
(kimsesizliğim o dereceye vardı ki,
etrafımda belâ girdabından başka dönüp dolaşan yok!)
"ne yanar kimse bana ateş-i dilden özge
ne açar kimse kapum bâd-ı sabâdan gayri"
(ne gönlümün ateşinden başka kimse yanar bana,
ne de sabah rüzgârından başka açan var kapımı...)
ne kadar sahipsiz olduğunu, yârin yokluğunda hiçbir şeye aidiyet duymadığını, kimsenin onun dolaylarında dahi bulunmadığını anlatır durur.
"gayri" redifli gazelindeki şu iki beyitte bu durumu şöyne anlatır:
"yetti bikesliğüm ol gâete kim çevremde
kimse yoh çizgine girdâ-i belâdan gayri"
(kimsesizliğim o dereceye vardı ki,
etrafımda belâ girdabından başka dönüp dolaşan yok!)
"ne yanar kimse bana ateş-i dilden özge
ne açar kimse kapum bâd-ı sabâdan gayri"
(ne gönlümün ateşinden başka kimse yanar bana,
ne de sabah rüzgârından başka açan var kapımı...)