king crimson

1 /
iao iao
devrinin hatta bence devrinin ötesinin de en iyi progressive rock gruplarından biri. başlarda daha psychedelic rock'a eğilimliydiler.

emerson lake and palmer ile grup arasındaki bağlantı muhteşem sesli vokalist greg lake'dir. nitekim ısrarla kendisinin vokal yaptığı albümleri daha bir severim. en başta epitaph gerçeği mevcut. epitaph grup için, metallica'nın nothing else matters'ıdır diyen denyolar var bir de, aduket geliyor buradan gerek epitaph gerek n.e.m hakkındaki düşünceleri yüzünden.)

lake grubu bırakıp elp'ye geçer ama king crimson elbette bitmez, bilhassa red nefis bir albümdür, discipline'i de unutmamak lazım.

bu kadar iyi olmalarını en başta özgünlüklerine bağlıyorum. zamanın progressive rock gruplarından yarattıkları müzik açısından daima ayrılmışlardır. hatta günümüze bence en yakın durabilen gruptur bu alanda. babamın bana öğrettiği en nadide gruplardan biridir ayrıca, kendisine ayrıca teşekkür ediyorum.

grubun kadrosunu robert fripp ve arkadaşları* olarak da özetleyebiliriz. bir nevi steve harris* gibi daimi üyedir, grubun kadrosu on üç kere değişmesine rağmen her zaman yerinde durmuştur.

canlı performansları tahmin edilebileceği üzere olağanüstüdür. tool üyeleri pek sever bu grubu, birlikte turneye de çıkmışlardır.

studyo albümleri:
in the court of the crimson king (1969)
in the wake of poseidon (1970)
lizard (1970)
islands (1971)
larks tongues in aspic (1973)
starless and bible black (1974)
red (1974)
discipline (1981)
beat (1982)
three of a perfect pair (1984)
thrak (1995)
the construction of light (2000)
the power to believe (2003)
ksilofon ksilofon
1969'da davulcu michael giles ve gitarist robert fripp tarafından kurulmuş efsane ingiliz progressive rock grubu. jazz ve psychedelic etkilenimli de olarak tanımlanan müzikleri çoğunlukla doğaçlama üzerine kuruludur. grubun, altın yıllarını yaşadığı 69-75 arası turneden turneye koşturduğu dönemde turne esnasında doğaçlama kayıt yaptıkları da görülmemiş şey değildir.
mecmua melahat mecmua melahat
bu grubun tek ama tek yegane düşmanı pink floyd'dur.şimdi diyeceksiniz ki melahatcım mecmuacım sen progressive dinliyorsun ama nasıl olur da pink floyd'a laf edersen işte orda dur derim kardeşim bu king crimson denen vaka piyasaya öyle bir girmiştir ki heyt lan bizde 15 kilo taşşak var biz progressive yapıyoruz diye girmiştir.amma velakin yavrularım piyasayada hırçın olmak parayı götürüyor.şimdi aklı selim bir insan uysal bir grup olan işini yapan king crimson'ımı tercih eder(yani memur).yoksa ulan para babası kim sıkacam topuğuna gibi hareketler de bulunan güzel mi güzel pink floyd'umu(yani başbakan).söz sende mehmet ali birand.
the snow goose the snow goose
70 li yıllarda ölümcül mellow şarkılar üretmiş şahane grup.bu şarkılar öyle duygu yüklüdür ki sözlerine bakıyım adam heralde kavuşamadığı sevgilisini anlatıyor diye düşünürsünüz (bkz: fallen angel ).ancak felsefeyle alakalı,derin ve aslında insan duygularından bağımsız konularla karşılaşırsınız sözlere baktığınızda.işte bu bir başarıdır.bu bir sanattır.bu ölümcül slowlara tapılır:

(bkz: lady of the dancing water )
(bkz: book of saturday )
(bkz: exiles )
(bkz: cadence and cascade )
1 /