ülkemizin kanayan yarası olan çok çok
iyi ve
saf insanların ortak özelliği olan duygudur. tabi ben o kadar iyi ve yerine göre saf ya da enayi olmadığımı bildiğim için "sevdiğim" insanlarla sınırlı kalan bir garip duygu, beni ben yapan parçalardan biri, hayatımın
bug'udur.
benim için sevdiğim insanlara değer vermenin, ince düşünmenin, onu düşünmenin, güzel düşünmenin, beklemenin, hayal kurmanın, kırmamanın bir başka yoludur. istismara çok açıktır. şeffaf bir giysi gibi tüm açıklıları gösterir. kimine göre henüz bilenmemiş bıçak, kimine göre de karşı tarafa teslim edilmiş keskin bir bıçaktır. her ne olursa olsun kişi bir kere gönlüme girmişse, ben yine de seviyorum, yine de seviyorum... bunu anlayamamış ya da anlamak istememiş belki istismar etmiş, kötülük yapmış olan kişi için yapılacak bir şey olmadığından emin olana kadar seviyorum, kıyamıyorum, kıramıyorum, yine oluyorum, hep oluyorum... emin olduğumda ise, zaten yapılabilecek bir şey olmadığı için yoluma sessizce devam ediyorum. sonuçta her insanın susma şekli farklıdır...
herkesin bir sınavı var. bazısı kör olmakla, bazısı kötü olmakla, bazısı iyi olmakla, dürüstlükle, bazısı kendini bilmemekle, bazısı bencillikle ve bazısı da kibiri ile yürüyor yaşam yolunda... her insan kalbinin güzelliği kadardır. o yüzden herkes kendi değeri, kendine yakışanı, düşüncesi, davranışı ve kalbi ile yerinde mutlu olsun.
gönüllerin koşucusu
nate fisher'ın da dediği gibi;
"aşk hissettiğin bir şey değil, bir davranış biçimi. eğer birlikte olduğun kişi bunu istemiyorsa, kendine bir iyilik yap ve onu isteyen birine sakla."