bu husus hem kendilerine göre devlet kurmak isteyen bireylerce hem bunlara muhalif olanlarca ve hem de bu devletin kurulması için kıç yırtılmasını göze alanlarca bir türlü anlaşılamamıştır yahut anlaşılmak istenmemektedir. zira, devlet kurmanın birincil şartı bu devlete iradi olarak bağlanacak, gönüllülük esasına göre bu devlet için faaliyet gösterecek ve bu devlete kendi sahip olduğu gücü teslim edecek inanç düzeyine sahip bireylerin /vatandaşların varlığıdır. kurulmak istenilen devletin bu anlamda çok da tutarlı bir yanı bulunmamaktadır. hemen bu noktada israil devletinin kuruluşu hatırlanmalıdır ki; hali hazırda da devam eden politika iş bu devlete iman eden bireylerin ithalidir. işte böyle dostlarım. kürt devleti -adı her ne olursa olsun- kürt insanların yoğunlukla yaşamış oldukları kuzey ırak alanında kurulabilir.
* ancak durum bizim memleketten toprak talebine doğru gelişirse, emin olun bu çok kolay olmayacaktır. zaten böyle bir talep de çok makul değildir. zira, talabani ve barzani kişilikleri ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar çeşitli inanç, ırk ve kültürel farklılıkları olan bireyleri bir arada tutmakta zorlanacaklardır/zorlanmaktadırlar. bu durumda kendi içlerinde birlik ve bütünlüğü sağlayamayan bu kişilerin kalkıp bir de memleketimizden toprak talep etmeleri akıl ve izan yoksunluklarını gösterecektir. öte yandan, memleketimizin bir takım oluşum ve kişilerce farklı bir ülke olarak gösterilen bölümlerinde salt kürt vatandaşlar yaşamamaktadır. bu alanlarda asuriler, yezidiler, kıptiler, maruniler, türkmenler, azeriler vd. her birlikte harmanlanmaktadır.
ben bu işleri böyle bilirim böyle derim ki; topraktan her türlü bitki, ağaç vs. yetişebilir. ancak kim toprağa kızabilir ki; neden bu kadar çeşitli şeyler dışarı atıyorsun kendi özünden diye. ve toprak, bütün bu dışa vurumlarını mutlak bir emir ile barış, huzur ve güven içinde birbirleriyle tutunmaları noktasında kodlamaktadır.
* şu halde yaşamak, bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine
* diyorum başka da bir şey demiyorum.