bu antik yerleşimdeki kazı ve araştırma faaliyetleri
atatürk üniversitesi arkeoloji bölümü akademik personeli tarafından yürütülmektedir. kazı başkanlığı görevini
yrd doç dr nurettin koçhan kazı başkan yardımcısılığı görevini ise
yrd doç dr korkmaz meral ifa etmektedir.
erdek ilçesinin antik dönemdeki adı.
kyzikos, kapıdağ eteklerinde bandırma- erdek karayolunun geçtiği yerde kurulmuştur. yöre tarihi, kurt bittel tarafından yapılan araştırmalar sonucunda neolitik (m.ö. 6. bin) ve kalkolitik (m.ö. 5. bin) dönem e kadar inmektedir.
mysiadaki olympos (uludağ) yamaçlarında yerleşmiş olan, daha sonra aisepos ovasına inen veya thessalia dan bu yöreye (aisepos / gönen- kocaçay ile rindkos /mustafa kemal paşa-atranos çayı arasına) yerleşmiş olan dolionlar, kyzikos da yaşayan en eski kavimdir. bu nedenle bu bölge aynı zamanda dolionia veya dolionis diye adlandırılır.
yunan mitolojisinde gürcistan (kolkhis)da var olan altın postu almak için, yunanistandan yola çıkan argonautlar yolda dolionia (kyzikos)ya uğrarlar. kral kyzikos argonları iyi karşılar. onları yedirir, içirir ve yanlarına bol kumanya vererek uğurlar. yola çıkan argonautlar o gece fırtınaya yakalanırlar ve karaya çıkarlar. gece karanlığında tekrar dolonia topraklarına çıktıklarını fark etmeyen argonautlar, kral kyzikosu ve yanındakileri düşman zannederek çarpışırlar. ancak bu çarpışmada kral kyzikos ölür ve kyzikosun ölümüyle şehir kyzikos adını alır.
kyzikos un ölümünden sonra tirrhenialı pelesgoslar kyzikosu işgal ettiler. daha sonra m.ö.1200lerde ege ve balkanlar dan anadoluya göç eden kavimlerle tanıştılar.
bir süre i̇onia şehirlerinin en önemlilerinden biri olan miletos un (söke- balat köyü) kolonisi olarak varlığını sürdüren kyzikos kenti, bağlı bulunduğu zengin lydia devletinin m.ö. 546 tarihinde kyros tarafından yıkılmasıyla birlikte pers egemenliğine geçmiştir.
m.ö. 364 yılında bağımsızlığını kazanmış olan kyzikos m.ö. 334 yılında büyük i̇skenderin persler i yenmesiyle makedonyalılar ın egemenliğine geçmiştir.
m.ö. 3. y.y. da marmara denizinde ticaret yolları üzerinde olması nedeniyle büyük önem kazanmış olan kyzikos, m.ö. 2. y.y.da bergama ile de iyi ilişkiler içine girmiş, bir bilim ve kültür merkezi haline gelmiştir.
bergamanın romalılar ın eline geçmesiyle bergama ile iyi ilişkiler içinde olan kyzikos da romalılar la dost olmuş, ancak daha sonra romalılar ın egemenliği altına girmişlerdir.
konstantinus m.s.324 yılında byzantion u doğu roma i̇mparatorluğu nun başkenti yapınca, kyzikos önce donuklaştı sonra yavaş yavaş söndü. kuvvetli surlarla çevrilen bizans, kuzeyden gelecek bazı tehlikeleri önlemekteydi. fakat buna karşılık başka yönlerden gelen akınlar daima kyzikos dan geçti ve yıkılmasını çabuklaştırdı.
m.s. 7.-8. y.y. larda kyzikos artık idari veya askeri bölüm merkezi değildi. vilayet darphanelerinin çoğu gibi darphanesi terk edilmiş, berzahtaki geçidi dolmuş, surlarının ve binalarının bir kısmı yıkılmış bulunan güzel kyzikos bundan sonra konstantinopolis üzerinden yapılan bütün akınlara açık kaldı. birbirini kovalayan deprem ve istilalar kyzikosu oturulacak halden çıkardı. temizleme ve bakım isteyen limanların dolması dolayısıyla mükemmel bir tabii limanı olan yakınındaki arteke (erdek) şehri, gemicilik ve liman faaliyetleri bakımından yavaş yavaş kyzikos un yerini aldı. ancak o da deprem ve akınlarından hayli zarar gördüğü için bir varlık gösterememiştir.
gerek i̇stanbulu zaptetmek için kyzikosa gelen araplar, gerekse depremler yüzünden zarar gören kyzikos 23 eylül 1063de olan korkunç deprem neticesinde baştan başa yıkıldı. sağ kalanlar ise şehri terk etmeye başladılar.
kapıdağ yarımadasını, anakaraya bağlayan berzah, ilk çağda dolmadan önce bu kent,üç limanı, hadrian tapınağı ve amphitheatırı ile ünlü bir ticaret şehri ve şarap, zeytinyağı, buğday,mermer, parfümeri ile ünlü bir koloniydi. üç büyük deprem, berzahtaki limanın dolması ve bataklığın sıtma yaratması, halkının bu günkü erdek e göç etmesine yol açtı. depremler efes görkemindeki bu kentin bilinmezliğe terk edilmesine sebep olmuştur.
kentin antik topografyası:
propontis te önemli bir stratejik konuma sahip arktonessos un anakaraya bağlandığı kıstağın hemen kuzeyinde yer alan kyzikos, bugün belkıs ve balkız olarak da anılmaktadır. i̇zlenilen kalıntılara göre kentin yerleşim alanı kuzeyde dindymos dağı (ayı dağı), hamamlı ve belkıs (-yeniköy) köyleri; batıda erdek körfezi ve düzler köyü, güneyde erdek-edincik-bandırma karayolu; doğuda aşağı yapıcı köyü ve bandırma körfeziyle çevrelenmiştir.
hadrian tapınağı:
kyzikos kentinde ise şimdiye kadar tespit edilmiş dört tane tapınak vardır. bunlardan en büyüğü ve en önemlisi hadrian tapınağı dır.
kyzikos antik kentinin batısında konumlanan hadrian tapınağı, günümüzde bandırma -erdek karayolunun düzler mevkiinde, karayolundan yaklaşık 300 m içeride yer almaktadır.
tapınağın yapımına daha önce tanrı zeus adına başlanmış, ancak bitirilememiştir. m.s.123 yılında olan bir depremden sonra i̇mparator hadrian ın kenti ziyaretinin ardından yapımına tekrar başlanır. bitirilişi ise ancak antoninler döneminde (m.s.138-197) gerçekleşir. ancak m.s. 150-155 yılları arasındaki yeni bir depremde tapınakta büyük bir yıkım olur ve m.s. 167 yılında yeniden onarılır.
antik dönemde dünyanın sekizinci harikası olarak listeye alınan tapınak, m.s. 6. y.y. daki depremden sonra kendi yazgısıyla başbaşa bırakılmıştır.
amphitiyatro:
iki yamaç arasında bulunan bir dere vadisine inşa edilmiştir. böylece oturma yerlerinin büyük bir kısmı doğal arazi üzerine yapılabilmiştir. yalnız açık kalan her iki tarafa yer altı tonozları yapılmak zorundaydı. böylece hem oturma sıraları için yer, hem de dere suyunun geçip gidebileceği tünel sağlanmış oldu.
oval bir plana sahip olan amphitiyatroda dere suyunun yönünü değiştiren bir kanal mevcuttur. bu kanalın suyunun amphitiyatronun etrafından geçmesini sağlayan bir bendi vardır. böylece hem sudan kurtulmayı, hem de sudan yararlanmayı amaçlamışlardır.
amphitiyatroların, gladyatör oyunlarından başka, su balesi ve deniz savaşı sahnelerinin temsil edilmesinde de kullanıldığı antik kaynaklardan anlaşılmıştır. bunun için gerekli olan su, arenanın altından dere suyunun bentlerle biriktirilmesi ile sağlanmıştır.
kyzikos amphitiyatrosu nun uzunluk ve çapraz dış ölçüleri 180 x155 mdir ve bu ölçülerle en büyük ve en ünlü amphitiyatrolar arasına girmektedir. roma colosseumu kyzikos amphitiyatrosu nu önemsiz bir farkla geçmektedir.
amphitiyatronun kesin yapım yılı bilinmemektedir. ancak i̇mparator hadrian zamanında m.s. 130 yıllarında yapılmaya başlandığı söylenebilir.
tiyatro:
kentin önemli yapılarından birisidir. antik kaynaklar bu tiyatronun, anadoludaki diğer tiyatrolarla karşılaştırıldığında, büyüklük ve bezemelerinin güzelliğiyle önemli bir yere sahip olduğunu vurgular. dıştan dışa yaklaşık 145 m. çapındaki tiyatronun orkestra kısmı 55 m. çapındadır. oturma kısmının üst seviyesinin orkestradan yüksekliği 20 m. dir. tiyatro grek tiyatroları gibi tepenin eğimine yerleştirilmiş olup, günümüze gelen kalıntılardan anlaşıldığı kadarıyla anıtsal bir skene yapısına sahip olmalıydı.
tiyatro tamamen defne ağaçları ve bodur çalılarla kaplıdır. bu nedenle yaklaşık 20 000 kişi kapasiteli kyzikos tiyatrosu ile ilgili yeterli bilgiye sahip olabilmek ve tarihleme yapabilmek için, mutlaka bilimsel bir kazı yapılması gerekmektedir.
kaynak: www.balikesirkulturturizm.gov.tr
erdekin eski adı olması sebebiyle orada gezerken sık sık sağda solda karşınıza çıkabilir.
bizans dönemlerindeki adıdır kendileri.
aslında çok karizmaktikmiş he..
twitter sayfasıyla kendini ele vermiş hain yazar.
* kanka listemin en nadide ismi, harbi kankam, geç kaldım ama olsun; hoş geldin.
*
kapıdağ yarımadası'nın batı koyundaki kyzikos (balkız) şehrine adını veren kral. poseidon'dan türeyen dolionlar'ın kralıydı. argonautlar, uğradıkları şehirde kyzikos tarafından iyi ağırlanmış, kumanyaları verilerek yolcu edilmişti.
yola çıktıktan sonra büyük fırtınaya tutulan argı gemisi gece karanlığında yeniden dolionların ülkesine yanaştı. dolionlar argonautları korsan zannederek saldırıya geçti ve kral kyzikos, iason tarafından öldürüldü. şehir o günden sonra kyzikos'un adıyla anılmaya başlandı. karısı kleite kendini astı. nymphaların gözyaşından oluşan kaynağa eşini adı verildi. gemilerin fırtınayı şehre hakim olan dindymos'a (kapıdağ) ayrılmadan önce bir kybele heykeli dikerek dindirebildikleri anlatılır.