çok mühim bir şey, mesela salgına karşı bilim kurulu oluşturursun, profesörleri görevlendirirsin, bunların vereceği bir karar yeterince güvenilir olmayacağı için bu meseleler hakkındaki kararı işi gerçekten çok ama çok iyi bilen biri verir: büyük tabip, jinekolog, ekonomist, çevre bilimci, coğrafyacı, gök bilimci, biyolog, savcı, hakim, başkomutan, stratejist, muhtar, kaldırım mühendisi, hal müdürü, süpermarket satış sorumlusu recep tayyip erdoğan.
hepiniz çok emin ve ehil ellerdesiniz. ananız, babanız, neneniz, dedeniz, kardeşleriniz emin ellerde... sakın kaygılanmayın.
hay liyakatinizi zikeyim!
ne zamandır bunu söylemek istiyordum. rahatladım lan. i̇yi küfür olur bundan.
"cumhurbaşkanı erdoğan'ın örnek gösterdiği genç türkiye'yi terk etti: "buyurun koltuklar sizin"
"beni yönetenlerin liyakatsiz bir şekilde atandığı kadroların altında kendimi tüketeceğime dünyanın bambaşka bir coğrafyası olan belçika'dayım"
t24.com.tr
"cumhurbaşkanı erdoğan'ın 2013 yılında yaptığı bir konuşmasında başarıları nedeniyle örnek gösterdiği ahmet katıksız isimli vatandaş, memurluktan istifa edip belçika'ya taşındığını açıkladı.
katıksız, "beni yönetenlerin liyakatsiz bir şekilde atandığı kadroların altında kendimi tüketeceğime dünyanın bambaşka bir coğrafyası olan belçika'dayım. buyurun koltuklar sizin! erdoğan tarafından örnek verilen ahmet bıraktı." dedi.
2013 senesinde avrupa birliği bakanlığı'nın erasmus projesi açılış programı kapsamında düzenlenen törene katılan cumhurbaşkanı erdoğan, törende bir konuşma gerçekleştirmişti. o dönem başbakan olan erdoğan, kürsüde ahmet katıksız isimli genci örnek göstererek başarılarını anlatmıştı."
akp yönetici kadrolarının anlamını bilmedikleri özellik.
hele hele yıllarca ülke ekonomisinde ve yönetiminde yetkili olanlar liyakatsizlik ve hainlikle suçlandıktan sonra...
uzun zamandır yazmak istediğim bir konuydu. hangi başlığa yazacağıma da bir türlü karar veremiyordum. bence doğru başlık burası değil ama yoğun yazma isteğime karşı koyamadım ve akla gelen ilk başlığa yazmaya karar verdim.
biz ülkecek kalifiye eleman yetistiremiyoruz gibi geliyor. ben lise de okurken matematiğim iyi olduğu için sayısala yöneldim. kimse de olmaz demedi. sayısal okuduğum için 4 yıllık lise eğitim ile sayısal da iyi bi puan elde ettim ve mühendislik yazdım kimse senden mühendis olmaz demedi. tip yazmış olsam muhtemelen yine bana kimse senden doktor olmaz demeyecekti.
üniversite başladım. derslere girdim çıktım. sınavlara girdim, quizlere girdim. hepsinde de küçümsenemeyecek başarılar elde ettim. kimse de mezun olunca sen bu işi yapamazsın demedi. diyemedi.
ben ise her ne kadar notlarım iyi olsa da içten içe okuduğum bölüme ilgim olmadığını hissediyordum. kendi kendime benden olmaz dedim ve alan degistirdim. kendim vaz geçmesem. hiçbir yeteneğim olmadığı bir alanda diploma ve söz sahibi olacaktım.
i̇zmir depremi ile ilgili bir haber okumuştum. haberde yıkılan binanın mimarı, bina yapıldığı sırada izmir de hiç bulunmadığı ayrıca yeni mezun olduğu ve konu hakkında tecrübesiz olduğu dile getirmişti. haberi okuyunca pek de şaşırmadım. bi alanda 10 yıl boyunca çalışana da daha üniversiteden yeni mezun olmuş adama da aynı yetkiyi verirseniz olacağı bu.
bugün çalıştığım iş yerinde de diploma sahibi olup yaptığı işle ilgili en ufak bir fikri olmayan çevresindeki insanların yönlendirmesi ile ezbere iş yapan liyakatsiz insanlarla bir arada bulunuyorum. alanında yetkin olmadığı ve hiçbir zaman bu isi hakkı ile yapamayacağı o kadar belli ki. bu adamlara diploma veren kurumlara inancım her geçen gün zayıflıyor.
bizim ilk başta lisede gençlere senden bu olmaz diyecek bir mekanizma oluşturmaya ihtiyacımız var. sonrasında üniversite yine sen olmadın diyecek bir mekanizmaya ihtiyacımız var mevcut notlandirma sistemi ise yaramıyor. sektörde de belirli bir tecrübeye ulaşıncaya kadar sen henü hazır değilsin diyecek bir mekanizmaya ihtiyaç var. gün sonunda 4 yıllık lisans ve 10 yıllık tecrübe sonrası, kişiye sen artık oldun, üzerinde çok büyük bir sorumluluk var bunun bilincinde hareket etmezsen sonuçları ağır olur diyefek bir mekanizmaya da ihtiyaç var.
avrupa ve biz - ilber ortaylı
son 15-20 yıldır yüzüne dahi bakılmayan etik değer.
sosyoloji: kısa fakat eleştirel bir giriş - anthony giddens