martin mystere

1 /
marla singer marla singer
takip edilebilecek en güzel çizgi roman. oldukça heyecanlı hikayelere sahiptir, konular eften püften değildir gayet akla yatkındır. değinilen şeyler politika ve bilimle yakından alakadardır. insan çok zengin olup bütün seriyi birden gidip almak ister. ele para geçtikçe gidip gidip alınır.
evilmaddox evilmaddox
kankası dylan dog ile beraber yaşadığı iki macera da ayrı bir cilt olarak yayımlanmıştır. ancak ben pek bi karmaşık buldum biraz acayip geldi. yine de tavsiye edilir, martin candır cigerdir, gidip washington news no.3 e çelenk bırakıcam yeminle.
gamlibaykus gamlibaykus
eskiden türkiye'de atlantis adıyla son yıllarda orijinal adı martin mystere ile yayınlanan italyan bonelli comics'den indiana jones tadında bir çizgi roman. genel olarak bu çizgi romanda arkeoloji profesörü martin mystere ve yardımcısı ilkçağ insanı java değişik ve gizemli işlerin peşine düşerler ya da birden içinde buluverirler kendilerini. bu nedenle martin mystere ''imkansızlıklar dedektifi'' olarak da anılır..

ayrıca kahramanımız martin mystere'ın baş düşmanları kara adamlar ve sergei orloff çoğu macerada karşımıza çıkar ve bir de kahramanımızın diana lombard gibi çok güzel bir bayanla nişanlı olduğunu da es geçmemek lazım.
evilmaddox evilmaddox
martin jacques mystére, 26 haziran 1942 amerika birleşik devletleri doğumlu, durumu iyi ve aydın bir aileye sahip olması nedeniyle son derece iyi bir eğitim almıştır. harvard üniversitesi antropoloji bölümünü 1964 yılında bitirmesinin yanı sıra, 1965 yılında bir uçak kazasında ailesini kaybettikten sonra kendisine kalan bütün mal varlığını arkeoloji, sanat tarihi ve sibernetik gibi alanlarda da uzmanlaşmak için harcamıştır.

1973 yılında ilk kişisel araştırma gezisini yapan martin, 1978 yılına kadar asistanı olan yakın arkadaşı sergej orloff ile beraber hinditan, mohemjo daro ya gitti. orada kut humi adlı bilgenin yardımcıları olan mystere ve orloff, tapınaktan ayrılmadan önce kendilerine kut humi tarafından atlantis in düşmanı olan ülke mu da yapılmış 15000 yıllık birer ışın silahı (murchadna) verildi. martin in silahı yalnızca insanı bir süreliğine bayıltırken, orloff un silahı kalp krizi nedeniyle öldürüyordu. kişilik ayrılıklarının en büyük sebebi olarak tahmin edilen bu olaydan sonra, tapınaktan ayrılan martin ve sergej, beraber çalışmaya başladılar. ancak orloff un kişisel çıkar amacıyla bir devlet görevlisini öldürmesinden sonra, martin ve sergej çok ciddi bir kavga neticesine ayrıldılar ve yalnız çalışmaya başladılar.

1979 yılında, kimsenin hakkında bilgi edinemediği bir moğolistan yolculuğu sonunda, martin yeni yardımcısını modern dünyaya getirdi : bir neanderthal adamı olan java. uzun süren bürokratik uğraşlar sonunda, java yı amerikan vatandaşlığına geçirmeyi(ki kendi nişanlısı diana ile evlendirerek becermiştir bunu) ve velayetini almayı başaran martin, ona sağır dilsiz alfabesini öğretmiştir ve o zamandan beri java martin in hem asistanı, hem de en yakın arkadaşıdır. java yı medeniyete getirdiği macerasında tekrar karşılaştığı sergej orloff ile bu sefer ölümüne bir kavga yaşanmış, şehir yanıp yıkılırken orloff kayaların altında kalmıştır. sonradan öğreniriz ki yüzünün yarısı yanmış, bir gözünü ve bir kolunu kaybetmiştir, üstelik martin in en kötü düşmanı olarak geri gelir. çook çok ileri sayılarda, ciddi olayların sonunda barışırlar, ancak yine de eskisi kadar iyi arkadaş değillerdir.

martin mystere, tarihin en iyi bilimkurgu çizgiromanlarından biridir denebilir. karakterler, yerler, olaylar son derece gerçekçidir, yazarlar gerektiğinde adres vermekten çekinmezler. örneğin martin in evi, washington news 3 numara dır.

martin in hali vakti yerindedir, yazarlık yapar, kitapları hep best-seller listelerindedir, aynı zamanda "mystere s mysteries" diye bir de tv programı yapar kendisi abc televizyonunda. menejeri aaron la hep tartışırlar, çünkü hep başına işler açılır, kitaplarını gecikmeli yollar, yazılarını yazamaz falan. mizah anlayışı gelişmiş, kolaylıkla insanları güldürebilen, yakışıklı ve karizmatik bir insandır martin. üniversite yıllarından uzatmalı kız arkadaşı diana lombard la yıllarca nişanlı kaldıktan sonra nihayet evlenebilmiştir. üstelik bütün o yıllar boyunca diana ya hep sadık kalmıştır. tembeldir, üşenir, onu yerinden kaldırabilecek şeyler yalnızca ilgisini çeken konular veya kitaplardır. evinde yer kalmamasına rağmen her gün bir sürü kitap alır, araştırmayı çok sever. kendisi ile ilgili komik takıntıları vardır, kendine "iyi kalpli yaşlı marty amca" diye hitap etmeyi sever, anti-konformisttir, gezmekten hoşlanır, arkadaşlarını sonuna kadar sahiplenir, başlarına bişey gelirse anında neyi varsa bırakır koşa koşa yardıma gider.

son derece insancıl ve anti-militarist bir kişiliğe sahiptir, güç sahibi ve insanları bu güçle zorlayan tiplerden nefret eder, insanların "öğrenmesi" taraftarıdır, dogmatik düşünceye uyuz olur, açık görüşlü ve son derece merhametlidir. silahlardan ve öldürmekten nefret eder, yine de mecbur kalınca kendisini ve sevdiklerini savunmak için (çok nadiren de olsa) bu yola başvurur, pişmanlığını da hemen belirtir.

türkiye de ilk olarak "atlantis" adıyla yayınlanan serileri, şuan lal kitap tarafından yayınlanmakta. aylık ciltlerinin fiatı da şu sıralar 4 ytl civarı, kesinlikle tavsiye edilir.
münzevi münzevi
sadece eğlendirmeyen, hem eğlendiren hem de öğreten çizgi romandır. okurken heyecanlara garkolduğunuz, yerinizde duramadığınız, macera yarım kalmışsa sonraki sayıyı bekleme süresini sabırsızlıkla geçirdiğiniz çizgi romandır. vakti zamanında koli koli biriktiripte bir anlık gafletle elinizden çıkardığınız ve geride kalan sayılara hazine gözüyle baktığınız çizgi romandır. yeni basımlar / maceralar alınsa da eski sayıların verdiği heyecanı özlediğiniz, sık sık andığınız çizgi romandır. çizgi kahramanlar arasında bir numara olan imkansızlıklar dedektifi ve arkadaşlarıyla, sayfalar aracılığıyla o maceradan bu maceraya gezdiğiniz minik dünyalardır. yazarı alfredo castelli'dir, çizeri ise giancarlo alessandrini'dir. çıkış noktası ise "sergio bonelli editore"dir.
pascoval pascoval
amerikan popüler kültürünün, bilim felsefesi ve materyalizmle alabildiğine taşşak geçtiği bir çizgiroman olur kendisi. ortaokul yıllarında bayıla bayıla okuduğum ve türlü saçmalıkları gerçek sandığım bir hastalıktı. fantastik bir şey okurken bunun ayrımına varabiliyor insan ve o fantastik şeyin kendi iç dünyasında bir tutarlılığı da olabiliyor. örümcek adam veya sandman gibi. oysa gerçekle mistik olanı osuruktan bir füzyonla birleştirip, insan aklını bulandıran bilinemezcilik tam da amerikan popüler kültürüne has bir şey. ikibin yıl öncesinde, yani çağın gerisinde kalmış tanrının (lord) yerine, "akıllı tasarım" gibi yeni bir zibidiliği yerleştirmeye çalışmak gibi. ne garip, martin mystere'in benim kahramanım olduğu yıllar, erik von daniken'i de bilim insanı sandığım yıllardı.
tatalu tatalu
bir zamanlar, bütün hikayelerinin gerçek efsanelere dayandığını sandığım kahraman. sevgilisi diana ben olsam bu adam çok daha fazla başarıya imza atabilirdi derdim hep. neden? çünkü zevzek kadının tek ilgilendiği evlilik, alışveriş ve romantizmdi. ulan maceradan maceraya koşa sevgilin var, başını bin türlü belaya sokup paçasını kurtarıyor, sen adamı durmadan eleştiriyorsun. bu arada yaş olmuş kaç tabii, kadın da haklı...
lycaon pictus lycaon pictus
dev albümlerinin birinde ( kara adamlar ) yazar alfredo castelli, the x files'ın mitolojisini martin'den arakladığına dair bi imada bulunmuş ve şüphelerimi doğrulamıştır ( örneğin fox mulder'ın da martin'in de babasının... neyse spoiler vermiyim)
kopekbaliginingozundekibugu kopekbaliginingozundekibugu
nuh un gemisini bulmak için javayla birlikte türkiyeye gelmiştir.

---meraklıları için spoiler içerebilir---

onları türkiyeye getiren adam aslında bir amerikan ajanıdır ve rusyanın nükleer faaliyetlerini izleyebilmek için ağrı dağına güçlü bir verici bırakacaktır. bunun için türkiyeninde izin verdiği rusyanında kıllanmadığı bir gezi düzenlemiş ve dünyaca ünlü antropolog olan martin mystere yi bu iğrenç oyununa alet etmiştir şerefsiz pislik. ama kullandıkları helikopter, pilotu tarafından kaçırılıp çok geçmeden bir şekil patlayıp kahramanlarımızı ağrı dağının ortasında bir tipi fırtınasının tam ortasında mahsur bırakmıştır. tabi adamımız java dim dik ayaktadır ve saklanmak için bir mağara aramaktadır. buldukları mağara aradıkları şeydir. nuhun gemisi içindedir. üstün teknolojili bir gemidir. derken martin bayılıverir. javada geminin bulunmaması için onu sırtlar ve tipinin arasına dalar. martin gözünü açtığında hastahanededir ve bir şey hatırlamamaktadır. ama java o gemiden bir hatıra almıştır yanına. yüzyıllar önce tükenmiş bir tohum...

not :gidin çizgiromanını alın kardeşim.
heidi heidi
kendini anlatmadan hikayeleri anlatan bu nedenle şahsen kendisine değil, hikayelerine ve has adamı java ya hayran olduğum çizgi roman kahramanı. özellikle okuma hızının kesildiği, kafanın kayıp olduğu vakitler içinlal in ciltleri birebir.
1 /