etiyopyada yaşayan insanı insan yerine koymayan yazarmış kendileri. şunu akıldan çıkarmamak gerekir ki bu ablalar, yolda kedinin yanından hızlı geçtik diye televizyonlarda hayvansever kesilirler, ahkam keserler. yaşama hakkı gak guk diye çırpınırlar. tamam hayvana haklarını verelim bunu herkes kabul ediyor -da etiyopyada yaşayan insanın ne günahı var? etiyopyada yaşayan insan da insandır, nasıl yaşadığı bizi ilgilendirmez. ister çıplak gezsin, ister böcek yesin, insan olmaları memleketlerinden ve de mensup oldukları dinden önce gelir. etiyopyada ya da arabistanda yaşayan insanın kızılderililerden ya da avustralya yerlileri olan aborijinilerden daha kötü bir yaşam tarzına sahip olduklarını sanmıyorum. hatta eminim. buna kraldan fazla kralcılık denir, yumurtadan çıkıp kabuğunu beğenmemek denir. biz de fırsatını bulunca berduşluğa soyunmuyr muyuz? deniz kenarına gidince kendimizi salmıyor muyuz? boğaz kenarında milyon dolarlık villamız yok ve de o olmayan villamızın bahçesinde üzerimizde en güzel elbiselerimizle dumansız kömürle barbekü yapamıyoruz. hatta hatta barbekü için ateşi yakacak uşağımız bile yok. aşçımız da fransadan falan gelmedi, kendisi tarsusludur ve bizzat annemdir.
yazarımızın burada anlatmak istediği eğer bu görüntüleri çok modern avrupalılara göstermemek idiyse, bunu daha uygun bir dille anlatabilirdi diye düşünüyorum. yok eğer amacı türk insanının barbarlığını falan vurgulamak ise, ne diyeyim, bundan sonra okumayız olur biter. sorun şu ki biz böyleyiz, bilinçlenip oramızı buramızı kaşımayı bırakana kadar da böyle olacağız. annem hep böyle der kardeşim acayip bi hareket yaptığında,
atsan atılmaz satsan satılmaz.
bizi böyle gören insanlara ve de anneme bi şarkı armağan etmek istiyorum;
candan erçetin,
ben böyleyim.