muharrem ince

1 /
chixculub chixculub
türkiye büyük millet meclisi 23. dönem yalova, cumhuriyet halk partisi milletvekili. muharrem i̇nce, 4 mayıs 1964'de yalova elmalık köyünde doğdu. babasının adı şerif, annesinin adı zekiye'dir. fizik öğretmeni; uludağ üniversitesi necatibey eğitim fakültesi fizik-kimya öğretmenliği bölümü'nü bitirdi. değişik liselerde ve dershanelerde fizik öğretmenliği ve müdürlük yaptı. yalovaspor basın sözcülüğü görevini yürüttü. atatürkçü düşünce derneği başkanlığı görevinde bulundu. 22. dönem yalova milletvekili. i̇nce, evli ve 1 çocuk babasıdır.

kaynak: www.tbmm.gov.tr
volkanat volkanat
deniz baykal ı yaladığı yerler hariç her yerinden öpülesi bir konuşma yapmıştır. bi de deniz baykal'a giydirip tüm meclisi azarlasaydın tek başına iktidar olurdun be hacı.
sycrone one sycrone one
facebook videoları arasında bir sıralama yapılsa sanıyorum en kısa sürede en fazla paylaşılma sayısında tepeye oynayacak bir videonun baş aktörü olmuş. çok acaip konuşuyor hakikten, böyle necmettin hoca ve öğrencilerinin hafızlık(dur ya hafız değildi de başka bir şeydi bu konuşanlar) seviyesinde diyebilirim, güzel dokunduruyor, suratları asıyor salondaki. basınımız bu gerçekleri çok yansıtmıyor bizlere, ancak böyle adamlar konuştuğu ve biz bu videoları paylaştığımız zaman haberimiz oluyor olanlardan bitenlerden.

yeni çıkışlarını ve ayarlarını bekliyoruz.
wondrous wondrous
eğitim sistemine sallayıp dururken kendisinin yalova'nın ünlü dersanelerinden birinin kurucusu olduğu, yani çarpık eğitim sisteminde öğrencileri çarpanların önde gideninden biri olduğu da gözden kaçırılmamalı. sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmiyor anladık, senin ayda 500 milyona ders anlattırdığın yeni mezunlar ne olacak?

iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batıracaksın.
paleface paleface
sadece "gemicik, gömlek değiştirme" edebiyatı yapmamış, tek tek, sayı sayı, miktar miktar veriler sunmuştur.

ayrıca kendisi benzer ayarları devamlı vermektedir fakat, kılıçdaroğlu kadar medyatik olmadığından göze batmaz. facebook'ta videosu dolanmasa yurdumun haberi olmazdı çünkü, her bir boku bilen(!) yurdum insanı meclis tv'ye bir göz atıp hakkında ne gibi kararlar alınıyor, kim ne konuşuyor diye bakmaz.

ayrıca, türkiye'nin her yerinde yeni mezunlar dersanelerde ortalama 500-600 liraya çalışırlar sebebi de, yasal zorunluluk olan "stajyer öğretmen" sınıfında olmalarıdır. öyle eğitim fakültesinden mezun olunca "şak" diye dersanede bile "öğretmen" sıfatı kazanamıyorsun yavru ceylan.

yeni mezunlar da çok ufak istisnalar hariç derslere değil, "etüt" denilen, ekstra derslere girerler.

aferin, oturabilirsin patron.

o değil de biri bana tekel'in alkollü içkiler bölümü mey içki'ye 292 milyon dolara satıldıktan 1,5 yıl sonra mey içki gram yatırım yapmadan şirketin %90'ını vergi hariç 810 milyon dolara nasıl satmıştır biri bana açıklasın da sonra gerisini ayrıca tartışırız.
barrak obama barrak obama
konuşmasının sonunda baykal'a da giydirse çok bomba bir konuşma yapmış olacak milletvekilidir.
bu arada su içtikten sonra birisine bir laflar soktu. ne dendiğini anlayan var mıdır?
küçük çocukların balonlarını patlatan cani herif küçük çocukların balonlarını patlatan cani herif
edebiyatı'nın iyi olduğunu düşündüğüm milletimin vekili. şu satırlara bakar mısınız??

"sayenizde teminoloji değişti;

artık teröriste barış elçisi diyorlar,

profesöre terörist diyorlar,

tarikatlara sivil toplum örgütü,

sendikacılara dinozor diyorsunuz.

bu ülkenin iç işleri washington'da,

dış işleri bürüksel'de,

incirlik abd'de,

ekonomi imf'de,

başbakan gezilerde.

manzara-i umumiye bu."

süpersin vekilim..
zagnem zagnem
tüm konuşması boyunca çok ilginç bir ayrıntı dikkatimi çekti. çok ağır eleştirilerde bulundu. hırsızsınız dedi, yolsuzluk yaptınız dedi, siyaseti bilmiyorsunuz dedi, vatanı satıyorsunuz dedi, teröristle işbirliği içindesiniz dedi, göz yumuyorsunuz dedi, cümle silsileniz süt banyosunda halk yanarken dedi;

bir de amerika'dan korktuğunuz kadar allah'tan korksanız böyle olmazdı dedi.

işte burada meclis başkanı araya girdi. lütfen temiz bir konuşma istirham etti. saygılı olmaya davet etti.

bu küçük ayrıntı, bu yedi yıl için ciddi bir ipucu veriyor. tevekkeli değil %40'lar.
sin şin sin şin
tbmm yaptığı konuşmasında hükümete eleştiriler sıralamıştır ama eleştirilerin hepsi hamasi duygularla söylenmiş ve içi boş eleştirilerdir. fizik öğretmeninden siyasete, ekonomiye dair yapıcı ve akademik eleştiriler de vermesi beklenemez zaten. bir bir söylediklerini eleştirirsek;

+ sakalları kestiniz jiplere bindiniz havuzlarda yüzdünüz tabirleri çok aptalca. burada sorgulanan apaçık belli ki otokratik rejimin iplerini uzun zamandır ellerinde tutan kemalist kesimin rantlarının kesilmesinden dolayı burada bu tarz çirkince yakıştırmalar yapılmakta. jeep'e binmek ya da havuz da yüzmek gibi söylemleri hazımsızlık sancısından başka bir şey değil. keşke herkes jeep'e binse, keşke herkes yaptırdığı havuzlarda yüzse. zenginlik kötü bir şey midir? fakirlik edebiyatı güzelce yapılmış ve bir milletvekilinin aldığı maaşla orantılı olarak yaşayabileceği, bırakınız aldığı maaşı zaten çoğusu zengin, arsası tarlası fakirin çenesi yorar, jeep'e binmesi ya da havuz da yüzebilmesi milletvekili olduğundan dolayı mıdır? el adama güler. yoksul ve alt gelirli kesimi incitmemek için bu tarz eylemlerin olmamasını mı istiyorsunuz? böyle bir şey kişilerin kendi seçimleridir. mesela avrupanın en iyi maliye bakanı seçilmiş ve maliye de yabancıların da takdir edildiği hızlı gelişmeyi sağlayabilmiş bakanlardan unakıtan'ın başarısını oğlunun yolsuzlukları gölgelemiştir. doğru ve yanlış milletin sinesinde karşılığında ne kömür ne de koltuk kanepe gibi millete yakıştırılan şerefsizce sıfatlardan yoksun olarak değer bulmaktadır zaten.

+ memleketten insan manzaraları sunması. burası double komik. mikro sorunlar özellikle kendisinin bahsetmiş olduğu sorunlar makro problemlerin bir neticesi olabilmesi için uzun zamanlı bir konjonktür döneminin olması gerekir. ekonomik açıdan en gelişmiş ülkelerde bile bu tarz trajediler yaşanmaktadır. ülkenin yangın yeri olması 2001 yılından beri rakamlara göre doğru falan değildir. bütçe açıkları, büyüme, enflasyon gibi konularda devrim yapılmıştır. yalnız makro açıdan bu rakamların mikro açıdan halka yansıması hemen olmaz. gene burada belli bir konjonktür döneminin geçmesi gerekir. gelir dağılımında adaletin sağlanması ve etkin kaynak dağılımının yapılması gerekir. gelir dağılımında adalet, türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde büyüme ve gelişme daha fazla tercih edildiği için geri planda kalmaktadır. emek lehide değil sermaye lehine uygulamalar büyüme için yapılmaktadır. bu da gelişmekte olan ülkelerin bir problemidir.

+ kamu iktisadi teşebbüslerinin yani kit'lerin özelleştirilmesine gelelim. kit'lerin açıklarından, bütçeye yükledikleri yüklerden haberi var mı kendisinin? 1950 sonrası ekonomik tablolara baksın türkiye'de kit'lerin zararları bütçe açıklarında nasıl birinci sırada yer almaktaydı görsün bir zahmet. peki bu açıkları kim finansman ediyordu? vatandaş. gelişmekte olan ülkelerde bu vatandaş da sermaye sahibi olanlar arasındakiler değildir bilakis ücretli kesimdir. hele ideolojik açıdan kimin parası kimin cebinde belli olmayan gelişmiş finansal piyasaların olduğu bir ortamda yok türkçülük, ırkçılık yapmadan önce şunu bir okusun. #4560530 bu ülkede bir şirketin satımı sanki ülkenin toprağının satımı gibi algılanmakta. haşa! böyle bir şey yok. özelleştirmeye karşı olanlar neden karşı olduklarının altını doldurabilseler, getirdiklerini götürdüklerini hesaplayıp çıkan sonuç pozitifse bunu beyan edebilseler ama nerede. özelleştirme yöntemlerinden, altın hisseden, neden akp döneminde daha fazla blok satışla özelleştirmeler yapıldı gibi konularda fikri var mıdır sanmam. yok araplara sattınız yok israillere sattınız. bunlar hep ideolojik. hep siyasi. bu kit'ler bir de baba malıymış. burada aslında değinmek istediği nokta baba olarak gördüğü vakti zamanında ülkede özel teşebbüs yetersiz, tasarrufların hiç olmadığı bir ortamda devlet eliyle teşebbüs kurdurmuş olan atatürk'dür. bu işler çok ideolojik. kimse etkinlik ya da hakkaniyet açısından değerlendirmiyor. bir tane fabrika kurdunuz mu diye hesap sormakta kendisi. günümüzde 1980'li yıllardan beri devlete böyle fabrika kurma, işletme gibi görevler zaten yüklenmiyor ki. bu insanlar dünya siyasetinden bu kadar mı uzaklar. devletin bu işlerde etkin olmadığını, zarar ettiğini, sosyal bir mekanizma olan devletin kar maksimizasyonu yapamadığı ve ideolojik olarak da yapamayacağını, minimal devlet anlayışını hiç mi duymadılar? fizik öğretmeni olması hafifletici nedenler arasında sayılabilir.

hala arka planda bağırıp çağırıyor, daha fazla lafa gerek yok böyle bir milletvekiline sahip olduğumuz için geleceğin nesilleri adına utanıyorum. neyse ki ben seçmedim vicdanım rahat. sosyal bilimlerden uzak olunur ama bu kadarı da tahsilli cahillik.
1 /