tbmm yaptığı konuşmasında hükümete eleştiriler sıralamıştır ama eleştirilerin hepsi hamasi duygularla söylenmiş ve içi boş eleştirilerdir. fizik öğretmeninden siyasete, ekonomiye dair yapıcı ve akademik eleştiriler de vermesi beklenemez zaten. bir bir söylediklerini eleştirirsek;
+ sakalları kestiniz jiplere bindiniz havuzlarda yüzdünüz tabirleri çok aptalca. burada sorgulanan apaçık belli ki otokratik rejimin iplerini uzun zamandır ellerinde tutan kemalist kesimin rantlarının kesilmesinden dolayı burada bu tarz çirkince yakıştırmalar yapılmakta. jeep'e binmek ya da havuz da yüzmek gibi söylemleri hazımsızlık sancısından başka bir şey değil. keşke herkes jeep'e binse, keşke herkes yaptırdığı havuzlarda yüzse. zenginlik kötü bir şey midir? fakirlik edebiyatı güzelce yapılmış ve bir milletvekilinin aldığı maaşla orantılı olarak yaşayabileceği, bırakınız aldığı maaşı zaten çoğusu zengin, arsası tarlası fakirin çenesi yorar, jeep'e binmesi ya da havuz da yüzebilmesi milletvekili olduğundan dolayı mıdır? el adama güler. yoksul ve alt gelirli kesimi incitmemek için bu tarz eylemlerin olmamasını mı istiyorsunuz? böyle bir şey kişilerin kendi seçimleridir. mesela avrupanın en iyi maliye bakanı seçilmiş ve maliye de yabancıların da takdir edildiği hızlı gelişmeyi sağlayabilmiş bakanlardan unakıtan'ın başarısını oğlunun yolsuzlukları gölgelemiştir. doğru ve yanlış milletin sinesinde karşılığında ne kömür ne de koltuk kanepe gibi millete yakıştırılan şerefsizce sıfatlardan yoksun olarak değer bulmaktadır zaten.
+ memleketten insan manzaraları sunması. burası double komik. mikro sorunlar özellikle kendisinin bahsetmiş olduğu sorunlar makro problemlerin bir neticesi olabilmesi için uzun zamanlı bir konjonktür döneminin olması gerekir. ekonomik açıdan en gelişmiş ülkelerde bile bu tarz trajediler yaşanmaktadır. ülkenin yangın yeri olması 2001 yılından beri rakamlara göre doğru falan değildir. bütçe açıkları, büyüme, enflasyon gibi konularda devrim yapılmıştır. yalnız makro açıdan bu rakamların mikro açıdan halka yansıması hemen olmaz. gene burada belli bir konjonktür döneminin geçmesi gerekir. gelir dağılımında adaletin sağlanması ve etkin kaynak dağılımının yapılması gerekir. gelir dağılımında adalet, türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde büyüme ve gelişme daha fazla tercih edildiği için geri planda kalmaktadır. emek lehide değil sermaye lehine uygulamalar büyüme için yapılmaktadır. bu da gelişmekte olan ülkelerin bir problemidir.
+ kamu iktisadi teşebbüslerinin yani kit'lerin özelleştirilmesine gelelim. kit'lerin açıklarından, bütçeye yükledikleri yüklerden haberi var mı kendisinin? 1950 sonrası ekonomik tablolara baksın türkiye'de kit'lerin zararları bütçe açıklarında nasıl birinci sırada yer almaktaydı görsün bir zahmet. peki bu açıkları kim finansman ediyordu? vatandaş. gelişmekte olan ülkelerde bu vatandaş da sermaye sahibi olanlar arasındakiler değildir bilakis ücretli kesimdir. hele ideolojik açıdan kimin parası kimin cebinde belli olmayan gelişmiş finansal piyasaların olduğu bir ortamda yok türkçülük, ırkçılık yapmadan önce şunu bir okusun.
#4560530 bu ülkede bir şirketin satımı sanki ülkenin toprağının satımı gibi algılanmakta. haşa! böyle bir şey yok. özelleştirmeye karşı olanlar neden karşı olduklarının altını doldurabilseler, getirdiklerini götürdüklerini hesaplayıp çıkan sonuç pozitifse bunu beyan edebilseler ama nerede. özelleştirme yöntemlerinden, altın hisseden, neden akp döneminde daha fazla blok satışla özelleştirmeler yapıldı gibi konularda fikri var mıdır sanmam. yok araplara sattınız yok israillere sattınız. bunlar hep ideolojik. hep siyasi. bu kit'ler bir de baba malıymış. burada aslında değinmek istediği nokta baba olarak gördüğü vakti zamanında ülkede özel teşebbüs yetersiz, tasarrufların hiç olmadığı bir ortamda devlet eliyle teşebbüs kurdurmuş olan atatürk'dür. bu işler çok ideolojik. kimse etkinlik ya da hakkaniyet açısından değerlendirmiyor. bir tane fabrika kurdunuz mu diye hesap sormakta kendisi. günümüzde 1980'li yıllardan beri devlete böyle fabrika kurma, işletme gibi görevler zaten yüklenmiyor ki. bu insanlar dünya siyasetinden bu kadar mı uzaklar. devletin bu işlerde etkin olmadığını, zarar ettiğini, sosyal bir mekanizma olan devletin kar maksimizasyonu yapamadığı ve ideolojik olarak da yapamayacağını, minimal devlet anlayışını hiç mi duymadılar? fizik öğretmeni olması hafifletici nedenler arasında sayılabilir.
hala arka planda bağırıp çağırıyor, daha fazla lafa gerek yok böyle bir milletvekiline sahip olduğumuz için geleceğin nesilleri adına utanıyorum. neyse ki ben seçmedim vicdanım rahat. sosyal bilimlerden uzak olunur ama bu kadarı da tahsilli cahillik.