bir meslek olarak ele alırsak, küçük de olsa bir sermaye sahibi olunarak yapılabilecek bir iştir.
riskli de olsa, inşaat aşamalarında başlangıç için gerekli olan işçilik ve malzeme parası olan biri tarafından yapılabilir. işin başlangıcı geçip ilerlediğinde,
hakedişleri kullanarak devam ettirilerek proje tamamlanabilir. günümüzde, küçük şehirlrdeki müteahhitlik ve inşaat firmaları temelde bu şekilde faaliyet gösterir. bu da, ucuz işgücü ve malzeme ile sağlanır.
bu şekilde iki veya üç proje tamamlayarak milyon dolarlık bir kamu projesini tamamlayabilecek güce sahip olan müteahhitlik firmaları vardır.
devlet ihalelerine katılırken, finans açısından güçlü olmak zorundadır. ayrıca, özel projelerdeki gibi ucuz işgücü, kalitesiz malzeme söz konusu değildir. bu nedenle, bu şekilde birikmiş bir sermaye ve işleri devam ettirebilme kapasitesine sahip olunması zorunludur.
bir de, hayatında şantiye görmemiş, bünyesinde toplam 3-5 kişi çalışan sağlam sermaye birikimine sahip müteahhitlik firmaları ve müteahhitler vardır. çoğunlukla iş yerleri tek bir bürodan ibarettir.
finans güçlerine dayanarak ihale kazanırlar ve sonra işleri parçalayarak taşeronlara verirler. örneğin dev bir alışveriş merkezinin inşaat ihalesini önüne gelen alamaz. sadece büyük sermaye sahipleri bunu başarabilir. bu şekilde bir ihale kazanıldığında, dış cepheyi bir firmaya, yolları, otoparkı ve asfaltı bir diğer firmaya, marangozluk işlerini başka bir firmaya, elektrik, su tesisatlarını, yani her türlü işi farklı firmalara devrederek, kendileri, sadece bir büroda sözleşmeler imzalayarak paralarını katlarlar. müteahhitliğin tavan yaptığı nokta da budur.