muzun lüks olduğu yıllar

2 /
unutulan o an unutulan o an
muz yemenin keyif verdıği yıllardır çünkü çok az bulurduk(fakirlik) ve sanki her şey bir yana dünyanın en iyi nimetiydi o sarı pigmentli meyve. çok ilginç yıllardı... bir de atarinin yanında yersen keyfi iyice nirvana olurdu.
dünyaya aduket çeken kelebek dünyaya aduket çeken kelebek
ne güzel yıllardı o yıllar, dediğim yillardır. muzu, kiviyi aybaşinda görürdük lakin çocuktuk, ufak şeylerle mutlu olurduk, kıymet bilirdik azizim. zaman akıp geçiyor şimdilerde muzu kiloyla alabiliyoruz hem de istediğimiz zaman ama o poşetler bizlere sadece bir yiyecek getiriyor.

mutluluk ise muz kabuğuna basmıştır çoktan...
demesemiyiydi demesemiyiydi
muzun bugünkü gibi "eşek muzu" dediğimiz boyutta olmadığı, kokusunun, tadının bambaşka olduğu, yurt dışından değil halis anamur'dan geldiği, satıcının tartarken hevenkten de büyükçe bir kısmı işe kattığı (yenmiyor o kısım düpevenk, ne tartıp kakalıyorsun adama?), bu yüzden tartışmaların olduğu, tartım işlemi biter bitmez hemen kağıda sarılıp uzatıldığı, anne-babaların genellikle;

-ben sevmiyorum (olsa sevmezmiydi sanki, tek sorun çocuklar yesin, heveslerini alsın. o zamanlar anlayamıyordum nasıl olup da sevmediklerini) çocuğum sen kardeşinle paylaş.

dediği çocukluğumun gamsız yıllarıydı.
katilliktenyatanosman katilliktenyatanosman
üzerimizden soba borularının geçtiği, çayın sobanın üzerindeki güğümde bulunan sudan demlendiği yıllardı.bir de çok insan öldürülüyordu bu yıllarda.üniversiteye giden abilerimizden ablalarımızdan bir daha asla geri dönemeyenler olmuştu.
lepisma sakkarina lepisma sakkarina
enflasyonla devaülasyonun zirve yaptığı, bankaların hortum hortum hortumlandığı, yüz lira ile eve giren bir işçinin sabahleyin kırk lira ile uyandığı yıllardır.
2 /