bir meyve yemenin nasıl işkenceye döndüğünü görmek isteyen her bireye yapmasını şiddetle tavsiye ettiğim aktivite. evet bildiğin aktivite. yaklaşık 20 dakika mutfakta bir adet narı ortadan ikiye ayırdıktan sonra önce bir yarısını sonra da diğer yarısını temizlemekle uğraştım. o taneler birbirine kovalent bağla bağlanmış, ayrılmıyorlar. parmaklarım kas yaptı, boğumları şekillendi. ayrılanların da bir kaçı kendini tezgaha, lavaboya ve duvara fırlattı ki bu esnada sıçrattığı sular da cabası. nar lekesi de çıkmazmış onu da öğrendim. ama bunca uğraş sonunda bir tabak dolusu narı elde edebilmiş olmanın mutluluğuyla kaşık kaşık yerken girimi giriyorum. değer mi? değer. kolay yolu var diyen varsa da beri gelsin efenim.
elleri sapsarı yapar. ancak kolay yolu vardır. ortadan ikiye ayırdıktan sonra iç kısmını avuç içine koyun ve dış kısmına bir kaşığın sırtıyla sertçe vurun. nar taneleri avcunuza düşer. ama narı biçimli ayırmak gerekiyor.
bi de bunun suyunu sıkmak var ki allah düşman başına.öle bişey.sen o narları ayıkla üşenmeden sora koy makinesine sıksın diye foşş bütün narları çöp diye çıkarsın.o çöpleri tekrar tekra doldura doldura ömründen ömür gidiyor insanın.3 tane narı harcadı şerefsizim ufacık bardakta.neymiş ayıklanan nar sıkılmazmış.hiç öle zahmetlere girilmezmiş.direk alınıp yenirmiş.suyunun tadı da çirkin zaten.
narı bıçakla ikiye ayirin. sonra bir kabın içini hedef alarak ,bir elinizle yarım narı tutup diğer elinizdeki kaşıkla yavaşça bir kaç kez narin arkasina vurun. kabın içerisine nar taneleri düşer ustelik elinize bulaşmadan ve ezilmeden.
antalya'da nar toplayıp ekşisini yapıyoruz. bu yolla ayikliyoruz o kadar narı.
annemden aldığım tüyolar sonucunda eziyet olmaktan çıkıp son derece kolaylaşmıştır.
narı enine ikiye kesiyorsunuz. kestiğiniz iki parçanın damarlarını ellerinizle biraz açıp/gevşetip narı ayıklayacağınız tabağa doğru çevirip göt tarafına kaşığın arka tarafı ile vurun, taneler kendiliğinden dökülecektir.
aşırı zahmetli ve bir daha asla yapmayacağım eylem.
baba olursam yaparım belki. yine de haddini bilsin o velet, öyle acayip şeyler istemesin benden. üzerim.
eski sevgilime dair aklımda kalan güzel anılardan. nar ayıklamayı yemekten daha çok severdi. kışın eve giderken özellikle manavda durup nar alır akşam da film izlerken bilgisayar karşısında oturur ayıklar, bir kase elime tutuştururdu. böyle anaç hareketlere bitiyorum işte.
erkeğin kalbine giden yol midesine geçer lafı aslında güzel yemek yapmaktan bahsetmiyor bence. anaçlıktan bahsediyor. gün olur evlenirsem eşimden hiç istemeyeceğim belki ama beklentim elma soyup bıçağın ucunda bana uzatması olacak. bu istenecek bi şey değil sonuçta, elim ayağım var. güzelliği onun içinden gelerek yapması. bir tabağa mandalina, portakal, elma koyup yanına bıçak ekleyip getirip kucağına bırakmak. bu değil işte. mesele o elmayı bıçakla uzatmak.
ayıklamam. salata ya da tatlı için ayıklarım ama bana aşırı gereksiz bir eylem gibi geliyor. nar yemeyi rahmetli dedem bize öğretmişti. hepimize çeyrek nar vermişti. "böyle eğileceksiniz, ıstıracaksınız. suyu da hüüüp diye hemen çekeceksiniz." demişti. kardeşlerimle gürültülü ve bol gülüşlü bir biçimde yerdik. belki de bu yüzden ayıklamadan yemek daha eğlenceli geliyor.