her geçen gün kafamda beliren sorudur.
lan harbiden nasıl sevgili olunuyor bi anlatsanıza.
ne zaman kıskanılır, ne zaman kıskanmak yersizdir?
trip atmanın ne kadarı makbuldür?
bebek gibi konuşarak erkekleri etkilemek doğru mudur?
el ele tutuşmayı ilk kim başlatır, ilk kim elini çeker?
ben hiçbirini hatırlamıyorum. yani daha doğrusu hiçbirini bilmiyorum.
sonraki sorularım da nasıl evleniliyo?
sapır sapı düğün selfieleriniz ne zaman bitecek?
kocamla kahvaltı qeyfi, karımla ilk akşam yemeği filan demek zorunlu mu ilişkide?
var mı şöyle mutlu ve uzun süredir birlikte olan?
aydınlatın lan beni, yeminle kafayı yicem.
yanlış anlaşılmış soru cümlemdir.
lan sevgili olalım mı yazıyor orda.
nasıl sevgili olunur?
sevgili arasam, "benimle sevgiili olmak isteyen var mı diye yazardım (tamam lan yemezdi, yazmazdım)
ama bu soru cümlesi çevremdeki uzun ilişki sahibi insanlara taşlama niteliğinde.
ah sözlük, n'apıcaz bu önyargıları?
herkesin kendi kafasına göre cevapladığıdır.
kimi beğenir olur, kimi sevdiğinden.
kimileri teklifle, kimileri kendini içinde bularak.
ama iki tarafın da kabul ettiği ve ona göre yaşadığıdır sonuçta. bir birliktelik oluşturup sürdürme çabası diyelim.
hem sevip, hem de arada bir birliktelik oluşmasıdır bana bana göre en makbulü. sevgilililerin birbirlerine diğer insanlara göre farklı davranmalarını anlatmaya gerek duymuyorum zaten. arının petek yapması gibi içgüdüseldir.
anlatılmaz yaşanır diyelim.
yaptığım bütün tanımları hatalı gri olarak geri döndüren sorudur.
içeriğini yaşamadığım için 'kelin ilacı olsa kendi başına sürerdi',ata sözünü bana hatırlatan konu başlığıdır.
içeriği zengin,derin kuyulara çeken,cevabı bende olmayan sorudur bu.
aranılan cevap bende yoktur arkadaşım,zorlama malzeme bu dedirten konu başlığıdır.
troll avlayan soru cümlesidir.
teşekkürler türkiye, teşekkürler sözlük.
güzel soru.
sevgili olunmaz doğulur. ayrıca aşk kitabını yazan, ama ona isyan ederek hedef şaşırtan da aynalı nilüferdir. nilüfer isimli kadınlar da her kentte %1 bile değiller. kent, şehrin edebicesidir. şehrin ebedicesine istanbul (ananı sikim) denir. şairler iyi niyetli orospu çocuklarıdır. benim söyleyeceklerim bu kadar.
bizim neslin hiç merak etmediği bi soru.
ama bence merak iyidir.ben de unutmuştum yahu harbiden nasıl sevgili olunduğunu.
nasıl faturalıya geçiliyor gibi durumu sorun yapmak yerine karşınızdaki kisinin size bakarken gözlerindeki ışıltıyı görmeniz onemli.icinizden geçen şeyleri ona soylemelisiniz.bu abazan konumuna düşürmez,aksine samimi ve hakiki gelir.ortak konuşulabilecek konudan girip hislerin açığa vurulma eylemi gerçekleşmeli.(bkz:
ask doktoru detected)
anlamadan, oluveriyorsun..aynada kendine bakar gibi..küseceğin şeye küsmüyor, küsemedikçe bağlandığını anlıyorsunn..o artık senin bir parçan, bir kolun kendinse diğerin onun kolu, bir gözün seninse, diğeri onun gözü oluyor..içinde iki kişi taşıyorsun, ağır gelmiyor, tam tersine hafifliyorsun..nasıl olunurmuşun cevabı bir dizede olduğu gibii..
her şey birdenbire oldu.
kız birdenbire, oğlan birdenbire;
yollar, kırlar, kediler, insanlar
aşk birdenbire oldu,
sevinç birdenbire.
yakın olunca oluyor ama meriç yakınlığıyla değil.
her söylediğini kabullenerek, her istediğini yaparak, hep sevdiği yerlere götürerek değil. aksine kendi istediğini yaptırarak bağlıyorsun onu kendine. insanlar sevgili değil de peşinden korkmadan gidebilecekleri insan arıyorlar, nereye gittiğinin bir önemi olmadan.
artık bakıyorum da her türlü sevgili olunuyor.
aşk yok sevgi yok bişey yok
çıkarlar buluşmuş resmen,
(bkz:
friends with benefits)