notorious

1534 tarihinde türetilmiş bir kelime olup dile düşmüş, adı çıkmış, kötülüğüyle ün salmış gibi anlamlar taşır.

cümle içinde kullanırsak; notorious turn 8 derim.

*

baş rollerinde ingrid bergman ile cary grant'ın oynadığı hem heyecanlı hem de tutku dolu süper film. ingrid ablamız, babasının vatanhainliği suçu üzerine hapse atılmasından sonra polis-ajan cary amcamızın vatanı için ajanlık yapması teklifini kabul eder. çünkü ingrid ablamız babasının tersine çok vatansever bir hatundur. ama maalesef görevi almanyadaki nazilerden birine kocalık yaparak bilgi sızdırmaktır. tabi bunun ortaya çıkmasından önce ingrid ablamız ile cary amcamızın birbirlerine çılgınca aşık olduklarını eklemek gerek.. romantizmin cılkını çıkarmayan ama merakla ve aşkla izlenebilecek bir film.

bir duran duran şarkısı. aynı isme sahip film ise alfred hitchcock'a aittir.

biggie smalls a.k.a notorious b.i.g'nin hayat hikayesini konu eden sinema filmi. 16 ocak'ta amerika'da vizyona girecek, ancak türkiye'de vizyona girip girmeyeceği hakkında kesin bir haber yok.

1946 yapımı bir alfred hitchcock klasiğidir..izlenmesi şiddetle tavsiye edilir..

bazı şeylerin zeminini kurana kadar sıkıntılar yaşatan hitchcock filmi.
ama film bittikten sonra hitchcock hayranlığı daha da perçinleniyor. gerilimi; kan ve şiddet olmadan bu kadar iyi aktaran fazla yönetmen yok. hala...

duran duran'in 1986 çıkışlı albümü ve aynı adı taşıyan single'ı. donnie darko'da da çalıyordu, şahsen klibi yerine filmdeki sahneyi izlemeyi tercih ederim.

ama malum öyle bir olanağımız yok youtube'da. buyrun video:


bu da sözleri:

no-no-notorious
notorious
no-no-notorious

i can't read about it
burns the skin from your eyes
i'll do fine without it
here's one you don't compromise
lies come hard in disguise
they need to fight it out
not wild about it
lay your seedy judgements
who says they're part of our lives

you own the money,
you control the witness
i'll leave you lonely
don't monkey with my business
you pay the prophets
to justify your reasons.
i heard your promise, but i don't believe it

that's why i've done it again

no-no-notorious

girls will keep the secrets (uh)
so long as boys make a noise
fools run rings to break up
something they'll never destroy
grand notorious slam (bam)
and who really gives a damn for a flaky bandit
don't ask me to bleed about it
i need this blood to survive.

you own the money,
you control the witness
i'll leave you lonely
don't monkey with my business
you pay the prophets
to justify your reasons.
i heard your promise, but i don't believe it

that's why i've done it again

no-no-notorious

not: notorious "adı çıkmış" demek bu arada.

infamous ile aynı yakın anlamda olan ingilizce kelime.

sonlara doğru gerilimin hızla tırmandığı bir alfred hitchcock filmi. filmin 64. dakikasının 44. saniyesinde hitchcock'u şampaya içerken görmek mümkün.

bir yedinci nesil yazar olup hoşgelmiştir. klavyesine kuvvet.

ing. adı çıkmış, dile düşmüş, kötü tanınmış

ünlü rap yıldızı notorious b.i.g'nin biyografi niteliğindeki 2009 çıkışlı filmi.biggie biraz fazla masum gösteriliyor.tupac çok ama çok yansıtılmış.yine de g-funk sevenler için güzel bir filmdir.

başrollerinde ingrid bergman ve cary grant'ın paylaştığı bir romantik, gerilim filmi. ingrid bergman casus bir kadını cary grant ise aşık olduğu kadının başka bir erkekle sonu evliliğe giden ilişkisine görev icabı ses çıkarmayan sevgilisini oynar. dönemin en şahane oyuncuları ve alfred hitchcock'un dehası birleşince şahane bir film çıkmıştır ortaya.
film kırklı yılların en uzun öpüşme sahnelerini içerir. ilk sahne dönemin sansürünü aşmak için bölünmüş haldedir. bir yandan sohbet edip, bir yandan öpüşürler, telefonla konuşurken öpüşürler, telefon görüşmesi biter sohbetlerine devam ederken öpüşmeye de devam ederler. son sahne de de bir yandan konuşma bir yandan öpüşme devam eder ki, bu da sansürle dalga geçmek gibidir.

----- spoiler -----
filmin sonu gayet basittir. adam sevgilisinin kocası ve kayınvalidesiyle yaşadığı eve gider. meraklı bakışlara aldırmadan sevdiği kadını kucaklayıp taksiyle uzaklaşır. ama bu son o kadar güzel işlenmiştir ki sinema tarihinin en güzel finallerinden biri olarak gösterilir.
----- spoiler -----

bir de film boyunca kötü adamların neden kötü olduklarını anlayamayız. şarap şişelerinde bir takım tozlar saklarlar, ama ne için sakladıkları, tozları ne yaptıkları belli değildir. ancak film için o adamların niye kötü olduğu da hiç önemli değildir, hitchcock'un ilgilendiği sadece insan ilişkileridir.

son bir bilgi: filmin türk işi remake'inde kartal tibet ve emel sayın oynamıştı. tabii ki bu filmle kıyaslanabilir bir tarafı yoktu.

1987de çıkmış duran duran parçası.arkadaşın walkmeninin yüksek volumu sayesinde tanıştığım parça.gri montuma sarılırken ısınmıştım o tempoyla yemekhanede.sıra hemen gelmişti.dan dan vuruyodu davul.