hakkında haksız şekilde karalama kampanyası yürütülen, programdan kovulup soruşturma açılan kişi. söylenebilecek tek şey herkes nöbete gidince demokrasiye bakacak kimse kalmamış maalesef.
siyasetçiler, akademisyenler, kamu yetkili ve sorumluları, tüm seçimle veya atanarak gelmiş devletten maaşlı ve imtiyazlı kişiler, entelektüeller, aydın olanlar ve aydınım diye geçinenler, sanatçılar, bilim insanları, yani "bizler" karşıt düşüncedeki bir vatandaşımızın görüşlerini bırakın ifade etmesini, bu görüşlerini dahi söylemesine müsaade etmiyorsak ve bu görüşlerini ifade edebileceği mecraları kendilerine kapatıyorsak bilin ki sittin sene bu topraklarda yaşayanların burnu boktan kurtulmaz, kur-tu-la-maz......
i̇nsanın yaşama hakkının kutsal olduğunu belirten ve bu nedenle linç edilen hoca, dediklerinde mantıksız ne var anlamadım herkesin yaşam hakkı kutsaldır, bunu tekbir sesi ile demokrasi getirenlerin anlamasını beklemiyorum ama çalıştığı universite bile bunu anlamıyorsa bu ülke cidden iyiye gitmiyor demektir.
demokrasi şehidi demediği için yayından atılması, üstüne işinden atılmakla tehdit edilmesi tam bir kara mizah örneği olan hocadır. onu yayından atan yandaş tiplerin demokrasi bayramı kutlaması ülkemizin neden bu hale geldiğinin net bir örneğidir.
kanımca söyledikleri fikir özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi gereken kişi. fikirlerine katılmak zorunda değilsiniz. lakin, şunu kabul etmek gerekir ki bu kadın gayet seviyeli, düzgün bir üslupla konuşmuştur. yanındaki çakma külhanbeyi süleyman özışık gibi "had bildirmekten" bahsetmemiştir mesela. ayrıca hiç kimseye şehit demek zorunda da değildir. şehitlik kavramı, aslında dinsel bir kavram olup, her siyasi düşüncenin kendine göre yonttuğu bir kavram. sağcı ile solcunun, muhafazakar ile sekülerin, sosyalist ile milliyetçinin şehitlik kavramına bakışları gayet farklıdır. o yüzden de bu kadın, hiç kimseye şehit demek zorunda değildir. eğer o gün orada öldürülen insanlara hakaret, küfür vs. etseydi bu tepkiler anlaşılabilirdi. lakin, sırf iktidar cenahından farklı düşünüyor diye bir insanı hedef göstermek, ekmeği ile oynamak insafsızlıktır.
gerçeklerle yüzleşmek zoruna gidenlerin , duymak istemediklerini söyleyen kişi.
dediklerindeki tutarsızlığı buldum. "kafa kesen" insanın canı nasıl erdoğan'ınki kadar değerli olabilir lütfen. acaba hepsi toptan mı değersiz. bilemedim.
"gerçi erdoğan'a yaradığına göre gelişmeler, o yaptırmıştır"dan anladığım kadarıyla, bu insanlar dışarı erdoğan için çıktılar, ama çıkmasalar da onun içindi. boşuna "kafa kesmiş" oldular, önemli olan o kısmı.
etrafımda çok böyle insan var,
neticede demokrasi halkın allahuekber dememesidir. olayları da buna göre çarpıtırlar.
linç edilmeli miydi bilmiyorum ama böyle hocaları hiç sevmediğim kesin.
ha eminim bu teyze de inanıyordur, sur'daki olaylar da toki kentsel dönüştürsün diye oldu'ya. suriye falan yok, daha makro politikalar yok, pkk 30 senedir yok, fetullah yıllardır insanlara çile çektirmedi... kafayı kuma gömmeye devam. dünya tayyip'le başlar, tayyip'le biter.
dün gece çıktığı programda konuştukları için yorumlar ikiye bölünmüş, doğru konuştu diyenler kadar yanlış konuştu diyenler de var. eğer bir programa konukları çağırıyorsanız aşagı yukarı fikirleri, vereceği tepkileri biliyorsunuzdur. eğer tartıştığınız konuda bu kadar hassas davranacaksanız konukları seçerkende hassas davranın. davet ettiğiniz konuşmacının yorumlarını beğenmeyip kovmak nedir.bence burada birinci suçlu programı yapanlar .programa davet ettikten sonra ne konuşacağına karışamazsın.
sivil demokrasinin sivil darbeye nasıl dönüştüğünün en büyük kanıtıdır nurşen mazıcı olayı. sistemi, hükumeti hafif bi eleştirirseniz sizden beteri yoktur. hadi o leş tv kanalı yayından aldı, ya o kadının görev yaptığı üniversiteye ne demeli? hemen soruşturma açmalar filan? acayip omurgasız bi toplumuz, öyle böyle değil hem de.