devletin insanı birey olarak değil de vatandaş olarak oluşturduğu, varoluş hakkını ödev ve görevler ile değiş tokuş ettiği bir ülkede ölüme zorlandı. ve üstüne bugün çıkan kararla devlet bu ediminde ısrarcı olduğunu gösterdi. şimdi biri bana neden bu ülkeye bağlılık duymam gerektiğini anlatabilir mi lütfen?
22 kasım 2011 salı günü, çağlayan adliyesinde ikinci duruşması görülecek, artık aramızda olmayan ama hep bizden biri olarak kalacak, hep bizimle kalacak sevgili insan.
dava, özellikle istanbul'da yaşayan, zaman ayırabilecek ve bu konuya taraf herkese, hepimize açık şekilde görülecek.
onur'umuzun yitirdiği gelecek için, hepimiz için adalet istiyoruz.
hayat dolu, milletin girmek için kan, ter ve gözyaşı döktüğü bir bölümden mezun, dalgıç olup denizler altının sırrına varan birisinin polis tarafından üçüncü kez ifadeye çağrıldığı gün intihar etmesinde bit yeniği aramayandan şüphe etmek lazım. umarım gittiği yer daha iyi ve huzur dolu bir yerdir.
odtü'lü genç işkence yüzünden mi ölüme gitti? - #türkiye
esrar kullandığı gerekçesi ile iki kez gözaltına alınan, üçüncü kez de emniyet'e çağrıldıktan sonra intihar eden onur yaser can'ın ailesi tarafında...
radikal
bir kullanımlık esrar satın alanla satmak için üzerinde bulundurduğu 50 kilo esrar yakalatan kişilere polisin nasıl
dostça ve
arkadaşça yaklaştığını görmemizi sağlayan "bir kullanımlık" yaşa-ma-yan tanık.
onur yaser can
1982-2010
wordpress
hikayesini duyduğumda ve okuduğumda tanımadığım bir sürü haksızlığa uğramış fiziksel ve psikolojik işkence görmüş insanlara gösterdiğim her tepki gibi boğazım düğümlendi . bu soytarılığın faturası bu gencecik insanın ailesinin huzura kavuşacağı kadar hatta onun nebzesi kadar bile kesilmemiş . kendiyle yüzleşemeyen aciz bir kurum ve kendi içinde böyle canavarlar yetiştiren bir ulus. zaman aşımında bu psikopatlar bu ayıptan sıyrılacak . ama dilerim bu olaya en ufak karışanından bizzat zevk alanına kadar hepsinin kalplerinde, ölü ekilmiş vicdanlarından bir tanesi hayat bulur da ölene kadar aynalarda o ölen genci görüp ne yaptığının bilincine varıp hergün ölür .
ek: tek harf
içimden öfke fışkırtan bir zulüm ve adaletsizlik hikayesinin merhum mağduru. adını az önce duydum. uzun süre de aklımda kalacağını biliyorum.
isteyen istediği gibi yorumlasın, eksileyin hatta. binlerce masum kişinin ölümüne neden olan, birilerini başkalarını öldürmesi için kullanan katillere "idamı kaldırdık" adı altında ada tahsis edip, böylesi bir genci (masumdur, suçludur bir şey diyemem) kendini öldürmesini sağlayacak noktaya getirip idam eden, buna yol açan, bunu görmezden gelenlerin en yakınları mesela çocukları tecavüze uğrasa, terörist saldırıda ölse, yanlış tedavi edilse, uyuşturucu bağımlısı olsa ve daha niceleri.
öylesine ölmek var mı!
habertürk'e facebook veya twitter hesabınızdan hızlı bağlantı yapabileceğiniz gibi e-posta hesabınızla da yeni üyelik yapabilirsiniz. hayat öylece ...
haberturk
bu sabah hikayesini okudum yaser'in. ve şu anda tek hissettiğim şey, bunu yapan insan müsveddelerine duyduğum nefret. içimde nefret duygusunu barındırmamak için özen gösteren ben, bu yaratıklardan nefret ediyorum! umarım hak ettiklerini bulurlar.
ve onur yaser...huzur içinde yatsın.
edit: ekleme.
annesi hatice can: "çocuğumun el yazma notunda nasıl işkence gördüğü var. çırılçıplak soymuşlar, yere çöktürmüşler, çırılçıplak halde duvara yüzü dönük şekilde saatlerce bekletmişler, sürekli ağlayan ve yalvaran bir çocuğun sesini dinletmişler... ben oğlumun cinsel saldırıya maruz kaldığına eminim."
babası mevlüt can: bizim oğlumuz ne intihar edecek, ne kendini atacak bir çocuktu. ona işkence yapanların eline bir daha geçmemek için canına kıydı. olan bu
ve ece temelkuran'ın köşesinde yazdıkları: "hayat öylece bitiveren bir şey ise bir ülkede artık yaşayanlar tam olarak yaşıyor sayılır mı? sayılmaz. sayılmamalı. onur yaser can'ın hikayesi içimizi yakıyor tanıyanlar ne kadar naif olduğunu anlatıyor, nasıl ince cam gibi kırılgan. nitekim kırdılar. onur yaser can'ın hikayesi bu ülkede yaşayan herkesin eteklerine yapışacaktır. öylesine ölüvermek olmamalı çünkü. öylesine yaşamayan biri için hele. hiç de öylesine yaşamayan biri için..."
benim de içimde bir şeyler kırıldı bu sabah. onun hissettiklerini içimde hissettim. neye yarar ki... temelkuran'ın dediği gibi, bu ülkede hiç birimiz gerçekten yaşamıyoruz. korkuyla, işkenceyle ölen birileri varken siz nefes alabiliyor musunuz mutlulukla, huzurla?
redhack ankara emniyet müdürlüğünü hackledikten sonra yayımladığı ihbar listelerinde adını görüp, araştırdığım ve içimi acıtan sona sahip kişi.
(bkz:
red-hack
)
annesi bu acıya dayanamamış ve intihar etmiştir.
canına yandığım.
bu aralar pek çok ana pes eder oldu. bir ana daha can'dan oldu.
hep deriz ya hesabını soracağız diye ama bu hesap defteri o kadar kabardı ki unutacağız diye çok korkuyorum. her gününe ayrı bir karalık çalınmış bu ülkeden ölesiye nefret ediyorum.
annnesi de bu işkenceye dayanamamıştır.
adalet denen şey canımı sıkıyor gitgide. yazamıyorum.
(bkz:
ak katiller nerede)