çocukların hayal gücünü geliştiren, hatta yaşamlarında seçecekleri mesleği bile etkileyen nesneler. oyuncaklarla oynarken paylaşmayı öğrenir çocuklar, bazen büyüklerin bile şaşıracağı boyutta hayaller kurarlar.
bence çocuk için önemli olan oyuncağın teknolojisi değil, kendini ifade edebilmesidir. eskiden
kurşun askerlerimiz, plastik arabalarımız vardı bizim. pazardan alınmış basit arabaların bulunduğu "garaj"a birkaç
majorette koyduğumuz zaman tofaşların arasına ferrari parketmiş gibi havalara girerdik. legolar vardı mesela, plastik ve basit. şimdikilerden farklıydı onlar, fırça gibiydi dış tarafları. ince dişleri vardı, o dişleri birbirine geçirerek kurardık kalelerimizi, arabalarımızın garajlarını. arabalara olan merakım da o günlerden kaldı sanırım.
ve dışarıda da birçok oyuncak vardı. iki sopa parçası, çelik çomak için en iyi oyuncaktı mesela. veya bir plastik top, kan ter içinde günlerce tepinebilmemiz için süper bir icattı. basit bir ağacın dalına eczanelerden yalvara yakara aldırdığımız serum lastiğini gerip yay yapar, kestiğimiz kısa dalları da ok yapardık. siyah elektrik borularından yaptığımız tüfekler ve kağıt mermilerle dünyayı ele geçirebilirdik.
okuldan çıktığımızda bir defter yaprağını katlayıp yanımızda taşıdığımız ipin ucuna bağlar ve şeytan uçurtması yapardık. haftasonu 2-3 afacan paraları birleşirir ve marangozdan çıta, kırtasiyeden kağıt alır, ipin ucundaki bizleri sürükleyecek ebatta uçurtmalar yapardık. 150 metrelik ipi saldığımızı ve daha çok ip aradığımızı hatırlarım.
bunların hepsi oyuncaktı. basit ama güzel oyuncaklar. teknolojinin gelişmesiyle marketlerde hazır uçurtmalar satılmaya başladı, majorette'ler piyasadan silindi ve yerine uzaktan kumandalı arabalar geldi. ardından akülü arabalar çıktı. sonra nasıl olduysa, birden evlere kapandı çocuklar. uçurtma, misket, kuka, çelik çomak gibi oyun ve oyuncaklar da eve kapanan çocuklarla beraber kayboldular. önce sakızlardan çıkan araba ve futbolcu resimleri, ardından tasolarla oyuncak kavramı da değişti. bilgisayarların her eve girmesiyle de ne sokaklarda, ne evde oyun oynayan çocuklar kaldı. eski oyuncaklar hayal gücünü ve çevikliğini arttırırdı çocukların. tasolar kumar ve bir şeylere sahip olma merakından başka ne kazandırır ki? zaten tasolarla büyüyen nesil için iddaa çıktı şimdi.
oyuncak teknolojisi geliştikçe çocuklar da durduruldu sanırım. sokaklarda bağırıp çağırmayan, evinde uslu uslu oturan ve pahalı ouncaklarıyla oynayan cici çocuklar var artık.