özgür kadın

heidi heidi
"gerici, özgür kadını istemez.

çünkü özgür kadın onun sonudur.

özgür kadın kültür demektir.

özgür kadın; sanat, resim, edebiyat, kitap, dergi, gazete, heykel, sinema, tiyatro, müzik demektir.
özgür kadın; akıl demektir...

öyle şeyh-meyh uçmaz...

özgür kadın dürüsttür.

şeyh uçmadığı zaman zaten ‘hani uçmadı... niye uçtu diyecek mişim?...’ der özgür kadın.

özgür kadın; modern yaşamdır.

çatal-bıçak demektir.

çağdaş kadın için; insanın karnında zikir edecek diye her gün bulgur yenilmez.

ne de sadece erkeğin canının istediği bir cuma gecesi sevişmenin kerameti vardır.

özgür kadın temizdir.

öyle kirli çorapları, kokan ayakları, tıraşsız yüzü, gülyağından parfümü olan erkeği sokmaz yatağına.

özgür kadın demokrasidir.

köle olmaz.

mirasını ister, birey olarak tanınmak ister, söz hakkı ister, eşitlik ister.

dayak yiyip, aşağılanıp, itilip-kakılmak istemez.

özgür kadın çağdaşlıktır.

çünkü özgür kadının doğurup büyüttüğü çocuklar gericiye asla ümmet olmazlar.

ne dergahlara müşteri çıkar özgür kadının yetiştirdiği çocuklardan, ne tarikatlara mürit, ne de gericiye oy verecek saflar...

bu yüzden; gerici özgür kadını sevmez.

kadın özgür olsun istemez.

ve onu örtmek, kapatmak, susturmak, bastırmak için çarşafa-türbana sarmak ister.

‘türban’ diye tutturmaları bu yüzdendir.

gericinin sonudur özgür kadın..."

(bkz: bekir coşkun) 2004
azureel azureel
"
düşünen erkeğin, "özgür kadın" döngüsü.

(1) tüm erkeklerin macerası şöyle başlıyor: güzel bir kadın bulayım, sevişeyim. bu amaç uğrunda erkek, sosyal maymun oluyor. kendini rezil ediyor.

(2) sonra, düşünen erkek kendine şu soruyu soruyor "ben ne yapıyorum yaa?" verecek bir cevap bulamıyor. kendinden iğreniyor.

(3) kendine karşı hissettiği yabancılaşma sonucu, yalnızca bedensel değil, zihinsel olarak da kendini tatmin edebilecek bir kadın arayışına çıkıyor. bir kadının yalnızca bedenini arzulayan, seks uğrunda türlü maymunluğa girişen erkeklerden tiksiniyor. kadına dair beklentisini, maddesel olduğu kadar (hatta kimi zaman daha büyük bir beklenti ile) manevi boyuta taşıyor.

(4) uzun bir süre, o idealindeki kadını arıyor. bulamadıkça iş inata biniyor. en nihayetinde, o kadının, ne kadar maymunsan o kadar ilgi çekebildiğin o sefil ortamlardan kurtulmak için kendi yarattığı bir hayal olduğunu unutuyor ve kendini oyalayabilmek bir hayalin peşine düşüyor.

(5) sonra "o" olduğuna inandığı bir kadın buluyor. bir müddet sonra, aslında o olduğunu sandığı kadının, aslında hiçbir değerinin olmadığının, en nihayetinde, bir başkası ile paylaşabileceklerinin ontolojik sınırlarının farkına varıyor. o hayalindeki manevi doyumu sağlayacak bir kadının var olmadığını ve olamayacağını büyük bir hayal kırıklığı ile anlıyor.

(6) i̇deal bir kadının var olmadığı anlayan erkek, en başa dönüyor: güzel bir kadın bulayım, sevişeyim. ne var ki, maneviyatı kadında ararken kendinde bulan erkek, vardığı yerde kendini, sırf sevişmek için kimsenin maymunu olamayacak kadar olgun bir erkek olarak buluyor.

sanat, bilim, sinema, edebiyat, felsefe.. kültürel hemen hemen her şey, maymunluktan tiksinmiş erkeklerin güzel bir kadın elde edebilmek için yarattığı bir estetik çabasından doğuyor. sonra, bu sürece can veren kadın, süreç süresince önemini kaybediyor ve erkek bir türlü başlayamadığı yere dönüyor:

erkeğin, bir başka erkeğin saygısını baştan çıkarabilmesi.

başka bir deyişle, erkeklerin macerası aslında burada başlıyor. öncesi, maymunluk.

***

"özgür kadın" çok yeni bir kavram. i̇nsanın sevdiği biriyle evlenmesi filan.. bunlar maksimum 100 yıl geriye uzanır. biz sanki hep böyleydi gibi yaşıyoruz ama henüz emekleme çağındayız.

erkek de, kadın da bu yeni sürece nasıl ayak uyduracağını bilmiyor. dün düşünen erkeğin kadın döngüsü şeklinde açıkladığım süreç, işte bu oturmamışlığın erkek tarafında oluşan tezahürü. başka bir deyişle, kendini yüzyıllar boyunca kadınlardan üstün bilmiş bir erkeğin, yaşam dünyasına kendisiyle eşit bir birey olarak çıkan kadınla yüzleşme/mücadele etme süreci.

tabii bunun bir de kadın ayağı var. erkek, en nihayetinde kendini olan bitene adapte etmeye çalışıyor. kadın ise olan bitenin ta kendisi. süreci o yaratıyor, erkek de kendini o sürece uyduruyor.

peki ilk defa gerçekliği doğrudan şekillendirme gücünü eline alan kadın ne yapıyor?

yüzyıllarca bir hücrede yaşadıysan, biri bir gün gelip de yaşadığın hücrenin kapısını açıp artık özgürsün deyince, bir duraksarsın. kadınların bir kısmı bu duraklamayı yaşıyor. özgürler ama çıkmak istemiyorlar. tedirginler, temkinliler, korkuyorlar. bir kısmı ise, kendini delice sokaklara atıyor. genellikle güzel olan bu kadınlar, güzelliklerini kullanarak, erkeklerden mahkumiyetlerinin intikamını alıyor. küçük bir kısım, içinde bulunduğu bu özgürlüğü anlamak için uğraşıyor. ne yapması gerektiği, nasıl yaşaması gerektiğini çözmeye çabalıyor..

kadının denkleminde erkek yok aslında. kadın, özgürlük ile sınanıyor. o zindanın dışında kendi ayakları üstünde, gardiyanları ile birlikte yaşayabilmenin değer sistemini oluşturma uğraşında.. kadın, modern dünyada kendine yeni bir kimlik yaratıyor.

modernizmin bir sonraki aşamasını (veya modernizmin sonrasını), kadının kendine nasıl bir kimlik yaratacağı belirleyecek.

şu an yaşadığımız, bir büyüme dönemi; ne erkek ne de kadın ne yaptığını biliyor.

birlikte öğreniyoruz.

(not: tabii bunlar batı metafiziğinde/kültüründe olan şeyler. türkçe yazıyorum diye, türkiye'de (ortadoğu'da) böyle şeylerin yaşandığı, tartışma konusu olduğu sanılmasın. zira türkiye gündemini en son takip ettiğimde, nevşehir'de tecavüze uğradıktan sonra öldürülen japon turist hakkında haber yapmak isteyen japon gazetecileri dövüyorduk. ondan önce de hamile kadınların sokağa çıkıp çıkmama tartışması filan vardı... bizim, biliyorsunuz, "kültür"ümüz bu. kadın anadır, yardır; onu öyle çok severiz ki, mahiyetini yine biz erkeklerin belirlediği bir doğru/yanlış sisteminde, en küçük yanlışlarında onları döver, öldürürüz. seven insan öldürür. ortadoğu'nun sevgi anlayışı, ya ölmek ya öldürmektir. bir şekilde can yakacaksın, yoksa tatmin olmaz ortadoğu erkeği. neyse yaa.)

"

kaynak: meçhul muhayyil düşünen erkeğin, kadın döngüsü. (1) tüm erkeklerin macerası şöyle başlıyor: güzel bir kadın bulayım, sevişeyim. bu amaç uğrunda erkek, sosyal maymu... blogspot
güzel blog, takip edilesi.
hakanddi hakanddi
özgürlükten ne anladığı çok önemli olmakla birlikte evet özgürlük sadece kadın için değil tüm canlılar için çok önemlidir.
sambirleklakedaymond sambirleklakedaymond
özgür kadın, vaktinin yemek yapmak ve bulaşık yıkamaktan daha fazla kısmını sex yapmakla harcayan, dating, flirting konularında uzmanlaşmış kadındır. genel olarak eylemlerinin karşılığını nakit para, kredi kartı, istek listesinden hediye beğendirme, uyuşturucu, alkol ya da bir miktar ilgi olarak alıyormuş gibi dursalar da esas ödemeyi her erkeğin de bilmekte olduğu gibi dilediğiniz zaman gitmeleri karşılığında alırlar. çünkü her kadın gibi özgür kadınlar da sexten hoşlanır, evinize ya da otele götürdünüz diye diye kendisine ev açıp 6 çocuğunu besleyeceğinizi düşünürler.

post feminist dönem sayesinde her gün daha fazla kadın sadece 9/10'luk aktör ya da porno starı erkeklerle sevişeceklerini söylese de, ironik olarak daha fazla meni yutmaya ve partner değiştirmeye başlamıştır.

özgür kadınlar başlıcası cinsel yollarla bulaşan hastalıklar olmak üzere aldatılan eşler, kız arkadaşlar, bad boylar ve kişisel bakıma özen gösteren elit beyler gibi birçok şeyin tehtidi altındalardır. günlük hayatımızın her yerindedirler. e-5'te, mecidiyeköy'de bir iş merkezinde, podyumda, şişli'de bir avukatlık ofisinde, ümraniye'de bir çöp kutusunda, belgrad ormanlarında, reklam ajansında ya da boğazın serin sularında karşınıza çıkabilirler.

temel özellikleri arasında yüksek miktarda alkol tüketimi, çok makyaj, çok yırtmaç, çok sayıda dövme, bekaretini erken yaşlarda kayetme, instela yazarlığı gibi şeyler sıralanılabilir.
purge me purge me
ben müslümanım. bakış açım farklı benim. inanmayı, sorgulamamayı seçen bir çeşit fundamentalist olduğumu defalarca yazdım. sözlükten açıkça söyleyecek kadar da özgüven sahibiyim.

"biz, onları yeryüzüne bereket diye indirdik. rahmani bedenlerine sürmeleri için kınalar, eşlerine, sevdiklerine hoş kokmaları için ıtır çiçekleri, güller yarattık." (nude, 47)

bakın bu ayeti, modern din alimleri hep benzer şekilde yorumlar. burada altını çizdiğim "sevdiklerine" kısmı çok önemli. evlilik ile kısıtlanmamış kadının özgürlüğü. bunu kimi alim, sevdiği kişi de eşi olmalı diye yorumluyor, kimisi, "kadın özgür kılınmış burada, eşi olsa bile hoşlandığı kişiyle de birlikte olabilir, helaldir" şeklinde.

o dönem; parfüm, oje, ruj gibi kimyasallar yoktu. onları yazmama gerek yok bile işte. güzel kokmak, makyaj, bakım, lazer ağda...uzar gider bu liste. rahmetli yaşar hocam, sert yorumlardı hatta bilirsiniz. piercing de olabilir demiştir o bu konuda.

arabistandaki molla alimleri saymazsak, tüm dünyada genel kanı, bu satırlarda açıkça belirtildiği üzere, kadın, özgür bırakılmış.

sevdiği, hoşlandığı, bir an kocasından bunalsa bile tek gece sohbet ettiği herkese, her çeşit fotoyu, videoyu atabilir anlamı çıkıyor günümüz dünyası ve gelişen teknoloji ile bakılınca. aramızda inanan kişiler varsa ve inançları yüzünden yabancı erkeklerle chat yapmaktan, özelleşmekten, şöyle iki ayak, çorap atıp --al bi rahatla cnm-- demekten çekiniyorsa, tamamen özgürdür bu konuda, bunu bilsin.

inanmayan kişiler, zaten tüm eylemlerini özgür iradeleri ve o ana kadar edindikleri etik-ahlak kurallarını kendilerine uyarlamaları sayesinde icra eder. onları zaten bağlamaz bu.

rahat olun özetle arkadaşlar.

manüple etmek amacıyla yazdığımı sanmayın. 2005 yıllarında yapılan, emmeli-sokmalı hakaretlerle kadını aşağılayan trollük denemesi hoşuma gitmedi sadece. sinirlendim de hatta.

ps: rahat bakın, unutmayın. relax.

not: argan yağı diye yorumlayan da var bu arada aromatik yağ da olurmuş vücuda sürülen. kavunlu falan. offf. elmalı da olurmuş bacaklara. yeşil elma özellikle.

allah rahmetinizi soldurmasın. sevgi eksik olmasın güzel yüzünüzden, dudaklarınızdan, el ve ayaklarınızdan. günaydınlar sözlük.
2