penisi fermuara sıkıştırmak

küçük yaşlarımda birkaç kez gerçekleştirdiğim olay.

bi kaç sene önce bi çocuğun penisinin başına bunun geldiğini vekurtarılamayınca o halde hastaneye götürülüp sünnet edildiğini okumuştum... yaazık olmuş

iç çamaşırı giyilmediğinde başa gelebilecek bir durumdur. çünkü don çükü korur.

''there is something about mary'' filminden bir sahne.

er kişinin öküzlük enlem ve boylamlarının esnekliğini pek zorlamaması halinde; genellikle freud'un 'libido enerjisinin genital bölgede yoğunlaşması' olarak nitelendirdiği fallik dönemde, başa çok gelen hadiselerden en acısı ve en nazik böldede meydana gelenidir.
anal dönemden yeni çıkmış velet önünde duran hakkında, az buçuk içgüdesel kanılarda bulunacağına -ki freud'un tezi bile bu fermuara sıkıştırma hadisesi yüzünden uçup gidebilir- oyuna yetişecem, misket yuvarlayacam, salıncaklarda sallanıcam diye; kuytu köşede yaptığı çişinden sonra fermuarı haşırt diye çekiverir. anneeaaaaaaaeee diye kuyruğuna basılmış orangutan yavrusu gibi bir çığlık attıktan sonra dünyası karararır. daha o, onunla işemekten başka bir şey yapmamıştırdır ki ablası ne bilsin'dir.
sünnet hadisesinin ahval ve şeraitinden doğan acı dahi bu denli çekilmez. hazırlıksız yakalanılmıştır.ve o gelcekte karizma kavramı adına büyük beklentilere neden olan, sadece sünnet esnasında entari veya etek giyen veletin dünyası; annneaaaaaaa diye vıyaklayarak annesinin yanına koşması ve yardım istemesi ile kararır, ''bittiği andır''.evet evet şu anda saçı jöleli, benç presinde bodysi patlıyacak arkadaşların başından böyle bir olay geçmiş olma olasılığı yüksek.
freud amca daha iyi bilir ama belki onun zamanında düğmeliydi pantolonlar. ve pipiyi femuara sıkıştırmak diye bir şey yoktu. belki de erken boşalma, ereksiyon sorunları, sağa yatıklık, sola eğrilik hep bu patolojik vakadan kaynaklanıyor.dikkatli olunması lazım (bkz: haydar dümen ile seksüel sorunlara çözüm).
annelere şu hususların bildirilmesi gerekiyor:

1-tuvalet eğitimi verilerken, fermuar işlemi de özenle anlatılmalı
2-fermuarlı pantolon giydirilecekse külot takviyesi yapılmalı, çocuk öyle külotsuz sokağa, oyuna salınmamalı
ve de
3-her gün baba eşliğinde fermuar açıp kapama antremanları yapılmalıdır.

(bkz: there is something about mary)

büyük olsa sıkışmaz küçüktür ki sıkışmış dedirttiren durumdur

(bkz: şehir efsanesi)

penis lan bu, nasıl sıkışacak fermuara. hayır olacak iş var, olmayacak iş var diye karşıladığım hadisedir.

iç çamaşırı giymemiş olmanın zararıdır, giyse iç çamaşırı hiç de kaptırmaz fermuara, ya da böyle bir durumun olabileceği ihtimalini düşünerek fermuar yerine düğme bulunan pantolon giymelidir insanlar.

dünyanın en can yakan olaylarından biridir, hayat gerçekten film şeridine dönüşebilir.

daha küçüktüm, o zamanlardan hatırladığım nadir olaylardan biridir bu da, hani sadece önemli, bol adrenalinli şeyleri hatırlarsın ya çocukluktan, işte bu da onlardan biri. sanırım banyodan çıkmıştım, mevsimden dolayı şortumu giyecektim. hemen hemen giydim, sadece fermuar denen o illet icat kalmıştı. oldum olası sevmem fermuarları, ince ve kolay açılıp kapananlara biraz tahammülüm vardır ama iri dişli olanlar, hem zor kapanır hem de daha sağlamdır, adamlar da sağlam olsun deyü öyle yapıyorlar ne denir ki. ki ayrıca pis pis de bakır olduğunu tahmin ettiğim şey gibi kokar, farmuarı kaparsın elin kokar vs. konunun özüne dönecek olursak; giydim şortu, çektim fermuarı yukarı doğru, ortalarda bir şeye takıldı, böyle balık gibi, sonra başladım ben bağırmaya, neler hissediyordum belirsiz, daha o yaşımda hayatım film şeridi olmuştu, annem koşarak geldi ve beni bu hayatımın en acı tecrübesinin içinden çekip kurtardı. belki de orda soyumuzun devam etmesi için çok büyük adımlar atmıştı, belki o kurtarmasa şimdi ben yarım bir erkek olarak hayatımı sürdürmeye çalışacaktım. homofobik olarak algılanmak istemem ama o şekilde yaşamak da kordu açıkçası bana. teşekkürler anne, yeniden.

çok küçüktüm diyebilirim ama madem o kadar küçüktüm nasıl o derece şiddetli bir acıyı hala ilk günkü gibi anımsıyabiliyorum anlamıyorum. üç büyük teyze vardı yanımda ve uf olmuş uf olmuş diye diye pipime karşı konuşup beni teselli etmeye çalışıyorlardır. o gün ölmediysem birdaha ölmem dediğim tez zamanda unutulası durum

peşin not: aklıma getirdiniz içim bi tuhaf oldu amk şimdi.

ilkokul ikici sınıfta her zamanki gibi geç kaldığım bi günde ulan bi işiyim de çıkıyım kaçarım mevzusu yaparken sağ bacagı mickey mouse işlemeli belinden lastikli kot pantolonuma sıkıştırmıştım. imdat çığlıklarımla beraber annem kurtarmışıdı. 2 gün bacaklarımı ayırarak gezdim pişik olmuş gibi.

annem babama yumurtladıydı şimdi de babam her misafir gelince konu sıkışır anlatcak bi şe bulamazsa bu skimden olayı anlatıyo ve yarıla yarıla gülüyolar. lan 15 sene geçti baba yeter. sonunda çıkarıp vuracam masaya alın lan bak iz miz kalmadı bi şey yok diye.

içim bi tuhaf ulan acıyo sanki yine.

yanılmıyorsam yiğit özgür'ün penguendeki ilk köşesinde bu vahim durumla ilgili bir karikatür vardı. olay şöyle cereyan ediyordu:

pipisini ovuşturarak ciyak ciyak bağıran bir çocuğa yaklaşan yufka yürekli bir adam soruyor:

-ne o küçük? neden ağlıyorsun?
-yarrraaağğm fermuarıma sıkıştı! böhüeeaeeaaee!!

erkeklerin yapabileceği bir iştir.
gerçi sevgilisinin fermuarını kapatmak isteyen kadınlar da yapabilir neden öyle dedim ki ben şimdi.

(bkz: sado mazo)