pop art

1 /
theother theother
her şeyin sanat eseri olarak sergilebileceği iddiasındaki sanat akımı. önemli olan sergilemeyi bilmektir daha doğrusu nasıl sergilendiğidir. tazelik önemlidir, temelleri yıkma hedefindedir. boştur ama temeli derinlikle incelenesi ve boğululasıdır.

(bkz: andy warhol)
jineps jineps
zamanın teknolojisine karşı çıkmak, çok popüler olmuş sanayi mallarını protesto etmek amacıyla oluşturulan fakat daha sonra sanatlarını biraz reklam işine dönüştürerek kendisini yok eden sanat akımı.
hayatberbat hayatberbat
evde oturuyorum geçenlerde heyecanlı bir genç geldi abi dedi pop artı çok seviyorum düşünsene herşeyi sergileyebiliyorsun modern zamanlara karşı açılan bir savaş sanatta gibisinden birşeyler söyledi..hangi art jean luc olmayan art mı die cevap verdim..
fashiondesigner fashiondesigner
1950'lerde, özellikle abd ve ıngiltere'de soyut dışavurumculuğa tepki gösteren genç sanatçıların 1960'larda bir akım haline getirdikleri sanat türüdür. ıngiltere ve abd'de değişik koşullarda ve birbirinden bağımsız olarak ortaya çıkmıştır.

marcel duchamp'ın 20. yüzyıl başında hazıryapım nesneleri bağlamları nedeniyle sanat eseri olarak sunmuş olması, pop sanatçılarının popüler kültür imgelerini benzer bir motivasyonla sunmalarında etkili olmuştur.
so so so so
1950'lerin sonunda i̇ngiltere'de ortaya çıkıp 1960'larda avrupa ve amerika'ya yayılan bir sanat akımı.genellikle resim ya da az sayıda heykel ürünü verilmiştir.temel yönelimi endrüstri toplumunun günlük tüketim eşyalarını,kitlesel iletişim çağının teknikleriyle betimlemektir.bu tür objeleri çevrelerinden yalıtıp abartılı boyutlarda ve çoğunlukla resimli roman ya da reklamcılık teknikleri kullanarak resmeder.konular hamburgerden konserve kutusuna,sigara paketine dek değişebilir.bu alanda a.warhol,g.senegal ve r.rauschenberg en tanınan pop art'çılardır.
havuç varyermisin havuç varyermisin
lisede pop art icra etmeye çalıştığımız bir resim dersinde, arkadaşın tuvali karmakarışık çılgın renklerde boyayıp ortasına da gayet kıvrımlı çizilmiş bir kütle kaka evet gerçekten kaka şeklinde ifade etmeye çalıştığı sanat akımı. herhalde sıçsam sanat olur pop art da böle bişey olsa gerek diye düşünmüştür. aklıma geldikçe gülmem geliyor hakkaten.
skalupcur skalupcur
belki de anlaşılması en zor sanat akımı. henüz hazırlık okumakta olup klasik sanata övgüler yağdırırken sanat bilgisi ve sanata bakışını kısıtlı çerçevede tutmayı tercih eden bir arkadaşım: "sanatın popüleri olmaz" demişti. olur muydu? olmaz mıydı?

pop art'ın doğuşu ve gelişme sürecini düşünürsek tanımlarda belirtildiği gibi sadece resim ve kısıtlı sayıda heykelle sınırlı tutulduğunu söyleriz. ama her ne kadar sözü geçebilecek sanatçılar bunu dese de 20. yüzyıl sonrası müzik ve sinemada da kendini gösterebilmiş popüler sanat(ya da değil, bu konuda söz sahibi değilim, olamam) çalışmalarının da pop art adı altında anılması gerektiğini düşünüyorum. sanat için temel koşullar yaratmak, özgün olmak ve estetik olmaksa bu üç kuralı fazlasıyla yerine getirmiş ama popüler olmaktan kurtulamamış ve açık artırmada esere göre fiyat belirleme olayına giremeden her çalışmayla ortalama aynı kategoride tutulmuş ve aynı değer biçilmiş çalışmaların da sanat olmadığını kim söyleyebilir. başlığa daha uygun olacak şekilde söylemek gerekirse, bir şekilde popüler olmuş, tavrını koymuş ama "kahretsin ki" tanınmış çalışmalar da pop art'ın bir parçası değil midir?

kısaca pop art'ın dönemin koşullarına göre değerlendirilmeden, bitmiş olduğu anlayışına katılamıyorum. 21. yüzyılda, teknoloji hayatımızın içine daha da ederken sıçsam sanat olur'dan ziyade, başka alanlarda da adı koyulmamış pop art çalışmaları mevcuttur.
merhababenjack merhababenjack
ingiliz asilzadelerinin zamanında yeterli anlam ve önemi vermemesinden dolayı (!) ilk örneklerinin londradan değil de new yorkdan çıktığı yanılgısını taşıyan sanat akımıdır. dile gelebilirse eğer,sanat toplum için diye haykırayazmış olan sanat akımıdır aslında. lakin zamanla kültürü eleştirmek için çıktığı bu yolda asimile olmuş o da kültürün bir parçası haline gelmiştir.
trajikomik olan şey,insanların buradaki ironiyi algılayamamaları ve popi olan her şeyin pop-art olabileceğini söylemesidir. aslında mevzu bunun tam tersini göstermek istemiştir, popülariteye karşı, popülarite sağlayan markaları,kalıntıları,reklamları,tarzları,yaşam stillerini ve hatta insanları gölgelemektir amaç.
ayrıca stratejik bir akımdır. alt kültür ve züppe kültürü ortak noktada hazırlıksız yakalamak ve bunu uluorta sırıta sırıta söylemek gibi bir huyu vardır. örnek olarak,popartistlerin,genellikle bir amerika başkanı ile bir fabrika işçisinin aynı coca cola kutusunu hunharca kafaya diktikleri örneklendirmeleridir.başta andy warhol olmak üzre roy lichtenstein, david hockney, jasper johns, richard hamilton, james rosenquist, peter blake bu akımın temsilcileri olarak başı çeker.
popüler sanat diyerek hakkında bilmeden konuşan kesime,popüler olanı elinden geldiğince coverlaya coverlaya somutlaştırarak varlık nedeninin sorgulamasını söyler.
1950lerde doğmuş,60lar ve 70lerde gençlik çağını yaşamış 20.yüzyıl ergenidir bu sanat. umarım biraz daha anlaşılmaya çalışılır ve zamanla yetişkinliğe adım atar.
ali desidero ali desidero
marksist düşünceye göre çok değerli bir kavramdır.

çünkü marksizme göre, diyaletik evrimleşmenin mümkün olabilmesi
için "zorunlu" dönemlerden geçmesi lazım. tabi şimdi biz bunlara
konjonktürel hareket veya zeitgeist diyoruz orası ayrı.

gelgelelim pop art ın bunla alakası ne? ilkel dönemlerde
feşitizm olarak anılan ve bir din türüyle karıştırılan
siyasi dönemde, tarihsel evrim gözle görülebiliyordu. bunun sebebi ise
tarihsel evrime aynı anda bilimsel evrimin de eşlik etmesiydi.
fakat modern çağda, bilimsel evrim, tarihe hizmet ettiği kadar
insanoğluna dolayısıyla kapitalizme de hizmet ediyor. ve doğal olarak
"tanımsızlık" yaşanabilecek noktayı ayırt etmek güçleşiyor.

halbuse umutsuzluğa düşmeden, denkleme yeni karakterler katmak mümkün.
pop art burada devreye giriyor. ilk çağlardan beri sanat, doğrudan
sanat ve insanoğlunun "oyun" güdüsüne hizmet eden "bağımsız" bir
kavramdı. fakat kapital düzende, her şey pazarlanabilir olunca;
gerçek ve metanın arasında fark kalmadı. doğal olarak sanat da
tüketilebilir bir hale getirildi. pop art sayesinde insanlar, sanat
eserlerini tüketim hissine kapılabiliyor; sanatı yoğunlaştırılmış bir
anlam bombardımanına tutuyor ardından onu "tüketilmiş" hale getirebiliyor.
kısaca sanatın durağanlığı, evrensel ve zamansız oluşu gibi
insan ömrünün ötesindeki tüm kavramları para gibi bir "süreç"
işlemine indirgeyebiliyor.

malesef bu durum, sanatın değersizleşmesine ve ötekileştirilmesine
büyük oranda kapı aralasa da, aynı anda yaşanılan çağın daha hızlı
evrilmesine ve daha hızlı bir "geçiş" dönemi yaşamasına da olanak sağlıyor.

feodal dönemde, zaman yavaş akıyordu ve binlerce yıl sürdü.
fakat kapital dönemin "hızlılaştırma refleksi", değersizleşmenin
önünü açarken, kendi antitezine de yardımda bulunuyor. çünkü
postmodern dönemde, "değersizleşme" aynı anda "ideolojik bir yıpranma"
getirmekte. mamafih marksizmin öngördüğü "yüksek değerlere sahip sosyalizm" fikri
modernizmin altınçağı için çok uygunken, bu "postmodern" çağın
dekonstrüksiyon eylemi doğrudan "komünizm" gibi "bireysel anarşizm"
çağına gebe. bu da aslında, tüketimin bir sonraki evre için gerekli bir
gebelik dönemi olduğunun güzel bir göstergesidir.
wingardium leviosa wingardium leviosa
ingiltere'de doğmuş olan sanat akımıdır. temel amacı nesneyi büyüteç altına almak ve onu olası en aşırı boyutta yansıtmaktır.
pop art amerika'da gündeme gelmiş ve amerikan yaşam biçiminin dünyaya sunduğu nesneler (cola,hamburger,sabun kutusu) ,tabular ve idoller alaycı bir şekilde konu alınmıştır.
1 /