sanırım olay şu. bu psikanalizi uygulayan adamların amacı (ki çoğu zaman doktor oluyor bu kişiler.) günlük hayatındaki bilinçdışı oluşan düşünceleri veya davranışları kontrollü bir şekilde engelleyebilmek. daha doğrusu hepsini değil de bunlardan bazıları zararlı. hedef o sana zarar veren ve özgürlüğünü kısıtlayan kalıplar işte.
her şey senin için yani. o yüzden psikanaliz yapanlara kötü gözle bakma. bunu diyorum çünkü çoğu zaman bakıyorsun farkında olmadan. nedenleri farklı ama genel yanılgı freud'dan
* kaynaklanıyor. ilk kim ortaya atıp kaçtı bilinmez, freud'un sadece psikanalizin kurucusu değil aynı zamanda kafayı seksle bozmuş bir sapık olduğu düşüncesi etrafta kol gezmekte. adamın sözüm ona "tezlerine" bakacak olursak "otururken ayağını sallayan insan sekse açtır. bacaklarını fazla açarak oturan insan hayvanlar gibi sevişmek istiyordur. kafasını istemsiz sallayanlar duygusal ve cinsel kıtlık içerisindedir. parmaklarını kemirenlerin seks hayatı berbat olup, yeni yatak partneri arıyordur." gibi şeyler görüyoruz. efsaneler aldı başını gitti yani.
seks seks seks...
adamın yaşadığı dönemi bilmiyoruz. hiçbirimiz de görmedik. bu söyleneneler ne kadar gerçek bir fikrimiz yok. zaten mevzu sakat bi kere. bilinçaltı falan çalışıyorsun. insanın aklı istemsiz sekse de gidiyor olabilir. kesin vardır bilimsel dayanağı. kuantumculara sor sabaha kadar anlatsınlar sana. lakin konu bu değil.
psikanaliz önemli tedavi tekniklerin gelişmesine sebep oldu.
elektroterapi ve
hipnotizma gibi ağır fakat başarı oranı yüksek tedaviler bu dönemde gelişti. vahammiyeti nispeten daha düşük vakalarda ise sözlükten de iyi bildiğimiz
serbest çağrışım çok sık kullanılıyor. hani cem yılmaz şovunda taşşak geçmişti. biz de gülmüştük falan. evet uzandığın o büyük ve rahat kanepeden bahsediyorum. yatıyorsun oraya rastgele şeylerden konuşmaya başlıyorsun. canın ne isterse artık. sonra bazı konseptler üzerinde serbest çağrışım yapman isteniyor psikanaiz uzmanı tarafından. aklına gelen ilk şeyleri söylüyorsun. aynı kayser sozer başlıklarının altına yazdıklarımız gibi. ha bu arada başınızdaki "deli doktoru" sizi hiç konuşmadan pür dikkat dinler. size saygı duyduğundan değil, işine saygı duyduğundan yapar bunu. çünkü dinlemek, tarafsızlığı ve güvenli bir ortam yaratmak için geliştirilen yargılamayan bir duruşu destekler. düşler, umutlar, dilekler, fantaziler ve geçmiş aile yaşantısı anlatıldıkca psikanaliz haritanız da biçimlenmeye başlıyor. gerisi malum ya ilaç, ya terapi...
dedim ya freud tam anlaşılmadı efsaneler türedi diye. şimdi doğrusunu yazalım da etrafı aydınlatmak için bir mum yakmaya buradan başlayalım. (elbette ciddi değilim.)
buyrun size klasik psikanaliz kuramları:
i̇nsan gelişimi en iyi cinsel arzunun değişen nesneleri yoluyla anlaşılabilir.
psişik sistem alışılmış olarak cinsel ve saldırgan istekleri baskılar ve bu istekler düşüncelerin bilinçdışı sistemlerinde saklanır.
i̇stekler üstündeki bilinçdışı çatışmalar kendilerini rüyalarda, dil süçmelerinde ve diğer belirtilerde ifade eder.
bilinçdışı çatışmalar nevrozun kaynağıdır.
nevroz, psikanaliz yoluyla bilinçdışı isteklerin ve bastırılmış olanın bilince geri getirilmesi ile tedavi edilebilir.
görüldüğü üzere 5 maddeden sadece iki tanesinde "cinsellik" mevzusu geçti. 5/2 oranıyla efsane sınıfta kaldı.
mythbusters'ı izlediniz...