bir paket sigara için denize atlayandır.
ruh hastası
3 tanesi bir milyoncudan inatla 2 tane almak isteyen sinir bozuculardır.

#601265 ·
· 47
ruh gibi soyut şeylerden en az birini çok seven,ona inanan,ona gönül vermiş kişi.
(bkz: psikopat)

#1709303 ·
· 50
bazen ne virüsler,ne bakteriler yani insan vücuduna yabancı organizmalar değil de,insanın kendi öz beyni hasta eder kişiyi...en büyük düşmanı,en acımasız muhalifi kesilir kendi kendine....ruhunu da hasta eder kendi beynin...ve bunun ilacı yoktur.ruhun ağrır ama ilacı yoktur...tek çare o ağrıyla yaşamaya alışmaya bakmaktır....

#1825897 ·
· 49
l.e.s.s'in güzide bir şarkısıdır.

#1825946 ·
· 46
ne zaman ne yapacağı belli olmayan, pat diye olur olmaz beliriveren, anlaması/anlaşması güç, fevrî hareketleriyle çağ atlamış, sen-ben gibi insan fakat biraz farklı işte. tekin değil.

#1825964 ·
· 46
paranoyak belirtileri sonuna kadar taşıyan, takıntıları olan , aşırı tepkiler verebilen insan.halk arasında 'psikopat'.

#1825967 ·
· 46
staja gittiği fabrikanın krokisini çizip bunu da derse getirip hocanın gözüne sokan, derse girmeyeceği halde okula gelip kapıda dersin bitmesini bekleyen ve notları alan kişidir...

#1827080 ·
· 34
avrupa yakasın da burhan altintop'u oynayan engin günaydın'ın söylerken, son derece hoşuma giden yakıştırma.
(bkz: makbule)
(bkz: gaffur)
(bkz: makbule)
(bkz: gaffur)

#2437838 ·
· 31
okkalı bir hakaret sözüdür.
kıpır kıprı less parçası
birden aniden
çıkar şu sokağın köşesinden
kimse yokmuş gibi
o hep kendi halinde
geçen gün arkasından
bağardım ama
ona bağarınca
kimseleri duymaz
geçen gün arkasından
bağardım o duysa bile
hep duymazı oynar
gelde biraz beraber
konuşalım diye
herhalde hanfendi ruh hastasıydı
ama fırsatı olsa herşeyi anlatırdı
dünden bugünden neler yaptığını
herhalde hanfendi ruh hastasıydı
geçen gün aynı banka beraber oturduk
oturduk ama hiç konuşmadık
sanki birbirimizi anlarmışız gibi
birden elini tuttum elini çekti
git başımdan be dedi
sanki ben kırmak ister gibi
geçen gün arkamdan bağardı
o bağarınca hemen dönüp baktım
geldi sanki birşeyler ister gibi
bak dedi seni hiç tanımıyorum
ama artık peşimi bırak dedi
sanki garip bir deliymişim gibi
herhalde hanfendi ruh hastasıydı
ama fırsatı olsa herşeyi anlatırdı
dünden bugünden neler yaptığını
herhalde hanfendi ruh hastasıydı
birden aniden
çıkar şu sokağın köşesinden
kimse yokmuş gibi
o hep kendi halinde
geçen gün arkasından
bağardım ama
ona bağarınca
kimseleri duymaz
geçen gün arkasından
bağardım o duysa bile
hep duymazı oynar
gelde biraz beraber
konuşalım diye
herhalde hanfendi ruh hastasıydı
ama fırsatı olsa herşeyi anlatırdı
dünden bugünden neler yaptığını
herhalde hanfendi ruh hastasıydı
geçen gün aynı banka beraber oturduk
oturduk ama hiç konuşmadık
sanki birbirimizi anlarmışız gibi
birden elini tuttum elini çekti
git başımdan be dedi
sanki ben kırmak ister gibi
geçen gün arkamdan bağardı
o bağarınca hemen dönüp baktım
geldi sanki birşeyler ister gibi
bak dedi seni hiç tanımıyorum
ama artık peşimi bırak dedi
sanki garip bir deliymişim gibi
herhalde hanfendi ruh hastasıydı
ama fırsatı olsa herşeyi anlatırdı
dünden bugünden neler yaptığını
herhalde hanfendi ruh hastasıydı
ismail güzelsoy'un iletişim yayınlarından çıkmış olan romanı.
thomas szasz'ın deyişi ile başarısız bir metafor. ruh hastalanmaz.

#4159275 ·
· 28
her şeyden önce, kendisinden önce bile bunun "ruh hastası mısın sen?" şeklinde sorulması bile en büyük hakaretlerdendir benim gözümde. psikolojik olarak normal seyretmeyen ve mutlaka tedavi görmesi gereken insanlardır bu kimseler aslında.
bir nedenden dolayı ruh sağlıkları bozulmuş olabilir, çok ciddi sorunlar yaşamış olabilirler ya da bir yerlerde belki de gerçekten bir takım bozukluklar vardır. ama ne olursa olsun, hangi nedenden dolayı olursa olsun; şaka yoluyla bile bir insana ruh hastası mısın sen diye sorulmamalıdır.
psikolojik tedavi çok ağırdır bu kimseler için. çok ciddi takip edilmeli, tedavileri asla aksatılmamalı ve bu kimseler ciddi anlamda bir uzman tarafından gözetilmelidirler. aksi takdirde fiziken ya da en çok duygusal açıdan çok büyük bir zarara, -tedavi edilemeyecek, onarılamayacak bir zarara- uğrayabilirler.
ne yaptıkları, ne söyledikleri, kimlerle görüştükleri umurlarında değildir bu kişilerin. çevrelerinde kimse yokmuş gibi davranırlar, kendi kendilerine konuşurlar ve hatta kendilerine ciddi anlamda fiziksel zarar verebilirler. bu nedenledir ki sürekli gözetilmeleri gerekmektedir.
dediğim gibi, ciddi ve yoğun bir tedavi, bazen yüklüce ilaç takviyesi; ki kimi insanlar için bunlar kafa ilacıdır, gerekmektedir. bu kişilerin ailelerini ve arkadaşlarını uzun ve sabır isteyen bir süreç beklemektedir aslında. ama her şeyden önce bu durumu kabullenmek ve atlatılabileceğine inanmak gerekir.
kimi zaman, nadir görülse de, hiçbir iz bırakmadan iyileştirilebilir bu insanlar. çok nadir de olsa bazı paranoyaklıklar gösterebilirler, ama dikkatinizi çekiyorum, çok nadir, hafif ve atlatılabilir cinstendir bu paranoyalar. takılınan konuyu konuşarak, sakince ve sabırla anlatarak üstesinden gelinebilir bu gibi durumların. sadece biraz fazladan duyarlı olmak gerekir bu tip insanlara çünkü rahatsızlığın başlangıç süresinden iyileşme süresinin seyri boyunca ciddi anlamda çok çok zor şeyler yaşamış insanlar olduklarını unutmamak gerekmektedir. bu sorumluluğu taşıyabilecek yürekte olmanız gerekmektedir.
lütfen! böyle bir rahatsızlık geçirmiş ve artık iyileştiğine inanmış, ona motive olmuş birine dahi "ruh hastası mısın sen?" diye şakayla karışık bile sormayın. yaşamadıysanız, yaşamadığınız için; o insanın kalbinde, ruhunda asla izini silemeyeceğiniz bir kırgınlık, bir yara açmış olursunuz. "ama ben bunu daha önceden bilmiyordum kiiii" gibi bir açıklama da geçerli değildir aslında. bu ciddi bir rahatsızlıktır, ve bu soruyu sormakla bile o rahatsızlığın ne denli zorlukları olduğunu bilen kimselerle dalga geçmiş oluyorsunuz.
bu gibi rahatsızlıkları; "şakayla" karışık olarak bile herhangi bir başka manada sormayın, lütfen. insanların ne yaşadığını ve ne tür zorluklar çekmiş olabileceklerini tahmin edemezsiniz.
bir nedenden dolayı ruh sağlıkları bozulmuş olabilir, çok ciddi sorunlar yaşamış olabilirler ya da bir yerlerde belki de gerçekten bir takım bozukluklar vardır. ama ne olursa olsun, hangi nedenden dolayı olursa olsun; şaka yoluyla bile bir insana ruh hastası mısın sen diye sorulmamalıdır.
psikolojik tedavi çok ağırdır bu kimseler için. çok ciddi takip edilmeli, tedavileri asla aksatılmamalı ve bu kimseler ciddi anlamda bir uzman tarafından gözetilmelidirler. aksi takdirde fiziken ya da en çok duygusal açıdan çok büyük bir zarara, -tedavi edilemeyecek, onarılamayacak bir zarara- uğrayabilirler.
ne yaptıkları, ne söyledikleri, kimlerle görüştükleri umurlarında değildir bu kişilerin. çevrelerinde kimse yokmuş gibi davranırlar, kendi kendilerine konuşurlar ve hatta kendilerine ciddi anlamda fiziksel zarar verebilirler. bu nedenledir ki sürekli gözetilmeleri gerekmektedir.
dediğim gibi, ciddi ve yoğun bir tedavi, bazen yüklüce ilaç takviyesi; ki kimi insanlar için bunlar kafa ilacıdır, gerekmektedir. bu kişilerin ailelerini ve arkadaşlarını uzun ve sabır isteyen bir süreç beklemektedir aslında. ama her şeyden önce bu durumu kabullenmek ve atlatılabileceğine inanmak gerekir.
kimi zaman, nadir görülse de, hiçbir iz bırakmadan iyileştirilebilir bu insanlar. çok nadir de olsa bazı paranoyaklıklar gösterebilirler, ama dikkatinizi çekiyorum, çok nadir, hafif ve atlatılabilir cinstendir bu paranoyalar. takılınan konuyu konuşarak, sakince ve sabırla anlatarak üstesinden gelinebilir bu gibi durumların. sadece biraz fazladan duyarlı olmak gerekir bu tip insanlara çünkü rahatsızlığın başlangıç süresinden iyileşme süresinin seyri boyunca ciddi anlamda çok çok zor şeyler yaşamış insanlar olduklarını unutmamak gerekmektedir. bu sorumluluğu taşıyabilecek yürekte olmanız gerekmektedir.
lütfen! böyle bir rahatsızlık geçirmiş ve artık iyileştiğine inanmış, ona motive olmuş birine dahi "ruh hastası mısın sen?" diye şakayla karışık bile sormayın. yaşamadıysanız, yaşamadığınız için; o insanın kalbinde, ruhunda asla izini silemeyeceğiniz bir kırgınlık, bir yara açmış olursunuz. "ama ben bunu daha önceden bilmiyordum kiiii" gibi bir açıklama da geçerli değildir aslında. bu ciddi bir rahatsızlıktır, ve bu soruyu sormakla bile o rahatsızlığın ne denli zorlukları olduğunu bilen kimselerle dalga geçmiş oluyorsunuz.
bu gibi rahatsızlıkları; "şakayla" karışık olarak bile herhangi bir başka manada sormayın, lütfen. insanların ne yaşadığını ve ne tür zorluklar çekmiş olabileceklerini tahmin edemezsiniz.